Başmüzakereci partilerüstü olmalı

AVRUPA Birliği müzakerelerinin başlama kararı alındığında, bu işin nasıl yapılacağı çok da tartışılmamıştı.

25 Mayıs 2005’te Başbakan Erdoğan AKP grup toplantısında, "Başmüzakereci olarak Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ı görevlendirmiş durumdayız. Bu süreci Ali Bey ile birlikte yürüteceğiz. Oturup konuşacağız. Allah yardımcımız olsun. Ali Bey inşallah bu işi başarıyla yürütecek" diyerek açıklamıştı Ali Babacan’ın başmüzakereciliğini.

Bu seçimden sonra Avrupa Birliği ile müzakere sürecinin "iki karpuzun bir koltuğa sığdırılıp sığdırılamayacağı meselesi olmadığı" çok tartışıldı.

Erdoğan bu eleştirilere kulak vermedi. Dışişleri Bakanı olduğu zaman da Ali Babacan müzakerecilik görevini sürdürdü.

Daha düne kadar da bu görevi bırakmaya niyeti olmadığını her fırsatta söyledi.

Babacan müzakereleri Avrupa ile yakın temas içinde götürülen bir mücadele süreci olarak görmedi. Farklı bir yaklaşım benimsedi.

Avrupa’nın tavrı bizi fazla da ilgilendirmez, biz müktesebatımızı Avrupa standardı ile uyumlu hale getirmek için kendi adımlarımızı atarız, bunu da işimize geldiği biçimde yaparız anlayışını her fırsatta dile getirdi.

Müzakereleri, teknik bir süreç olarak ele aldı. Her bakanlık üzerine düşeni yapıyordu, bu da sürecin ilerlediğini gösteriyordu.

Ama müzakere süreci bu değil. Tek başına teknik bir süreç değil.

Siyasi tarafı da var.

Siyasi liderlik olmadan, teknik çalışmaların kağıt üstünde kalması kaçınılmaz.

Yeni ulusal programın hazırlanıp onaylanması bile uzun gecikmeyle yayınlandı. Kamuoyuna yansımadı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne kısa, orta ve uzun vadede neleri değiştirmeyi vaat ettiğini bilen var mı meraklıları dışında?

***

BAŞBAKAN
ani bir kararla başmüzakereciyi değiştiriyor. Görev Egemen Bağış’a verildi.

Bağış’ın, son yıllarda Amerika’daki siyaset kulislerinde ve medyada yürüttüğü AKP lehindeki lobi faaliyetleri çok başarılı sonuçlar verdi.

AKP hükümetinin ve Başbakan Erdoğan’ın Amerika’daki sesi olmuştu.

Ama Brüksel’de hayat farklı. Avrupa Birliği konularında deneyimli bir gazeteci olan arkadaşım Zeynep Göğüş’ün dün Hürriyet’te yazdığı gibi, "Egemen Bağış’tan beklentiler yüksek olacaktır. Çünkü bu görev sadece müzakere heyetine başkanlık etmekten ibaret değildir."

Hele AKP hükümetinin lobicisi olmak hiç değildir.

***

GENİŞLEME
sürecinde aday ülkelerin en başarılı başmüzakerecilerinin, hükümetler üstü kişiler olduğunu birlikte izledik. Hükümetler değişse de onlar değişmedi. Avrupa kurumlarında süreklilik önemlidir, hükümetler üstü müzakerecilerin sağladıkları güvenilirlik müzakere sürecinde olumlu sonuçlar verdi.

Bu güven sadece Avrupa Birliği kurumları açısından önemli değil. Avrupa vizyonuna uyum sağlaması beklenen iç kamuoyuna bu vizyonun anlatılmasında da önemli.

AB ile uyum müzakereleri bir değişim süreci demektir. Avrupa ne derse onu yapmak veya hiçbir şey yapmamak değil.

Başmüzakereci, bu süreçte arkasına sadece iktidarı alırsa yetmez. Muhalefetin desteğini de alabilecek özelliklere sahip olmalıdır.

Bulanıklaşan Avrupa vizyonunu, Türkiye’nin tarihi perspektifi doğrultusunda canlandırmayı sağlayabilirse Bağış, başarılı olur. Olmasını da dilerim.
Yazarın Tüm Yazıları