Barış hayali popülizmi

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’ı ziyaretinden önce, şiddete karşı çıkan bir grup aydınla görüşme kararı aldı. Bu, karar, terörle mücadele için ciddi bir siyasi alt yapı hazırlığından sonra alınmışsa, kalıcı bir başlangıç olabilir.

Umuyorum öyledir.

Yok, eğer 1996’da zamanın Başbakanı Erbakan’ın, İsmail Nacar ile yaptığı gizli görüşmeye benzerse, anlamı yok.

O buluşmanın, ‘hükümet bir şeyler yapıyor’ izlenimi vermek için taktik bir adım olduğu kısa zamanda ortaya çıkmıştı. Çünkü gizli görüşme, biter bitmez hükümet tarafından basına sızdırılmıştı.

Dün İsmail Nacar’dan 3 Ağustos günü gerçekleşen buluşmayı dinledim.

‘PKK ile ilgili görüşmek üzere Erbakan beni çağırdığında, asker ve istihbarat da dahil devletin tüm kurumlarıyla temas ederek bir politika belirlediğini düşünmüştüm. Ama kendisiyle görüştükten sonra hiçbir kurumla ve siyasi parti ile teması olmadığını anladım. Biz sorunu çözmek istiyoruz ama bizi bırakmıyorlar mesajı vermek istiyordu aslında.’

* * *

DÜN Nacar’ı dinledikten sonra, IRA örneğine bir kez daha göz attım.

Biliyorsunuz, IRA silahları bırakma kararı aldı. IRA’nın bu karara varmasında neler etkili oldu? Nasıl bir yöntem izledi Britanya Hükümeti?

Evet, her durumu kendi koşulları içinde değerlendirmek gerekir ama koşullar ne kadar farklı olursa olsun, her deneyden çıkartılacak dersler vardır.

İlk önemli unsur şu.

IRA’nın silah bırakma kararı, Kuzey İrlanda’da bütün siyasi parti ve gruplar arasında sürmekte olan diyalogun sonucunda gerçekleşti.

Kimse dışarıda bırakılmadı. Tabii, bu sürecin Britanya devletinin politikalarından bağımsız, Blair’in ayaküstü kararıyla olmadığı da, herkesin bildiği gerçek.

İkinci nokta ise, bugün Kuzey İrlanda’daki barış sürecinin güvencesi olan diyalogda, IRA’nın siyasi kanadı Sinn Fein’in çok önemli rol oynadığı gerçeği.

Ancak bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. Çünkü bu da, gelişmelerdeki en etkili unsurlardan biri oldu.

Sinn Fein, yıllardan beri hareketin silahlı kanadı olan IRA ile arasına kesin çizgi çekmişti.

Bu tavır, IRA içinde bölünmelere yol açtı, sonunda şiddete tapanlar yalnız kaldı ve siyasi mücadeleye ağırlık verme kararı alındı.

Bu çok önemli, İspanya örneğine bakarsak ETA’nın siyasi kanadı olan Batasuna, silahlı kanat ile arasına mesafe koyamadığı için yasaklı.

Bugün Bask Parlamentosu’nda ayrılığı savunan ama şiddete baş vurmayan partiler varken Batasuna seçimlere giremedi. Çünkü Batasuna’nın ETA ile ilişkisi kanıtlandı.

ETA ile diyaloga hazır olduğunu söyleyen Sosyalist Zapatero Hükümeti, Batasuna’yı muhatap kabul etmiyor.

Oysa, IRA örneğinde gördüğümüz gibi barış sürecini başlatacak diyalog ancak tarafların tümünün katkısıyla mümkün.

Diyalog için silahları bırakma, İngiltere’de olduğu gibi İspanya’da da ön koşul.

Hatta bu da kalıcı barış için yeterli değil.

IRA’nın kararından sonra yapılan tartışmalardan anlaşıldığı kadarıyla bundan sonra üzerinde durulacak nokta, kalıcı barış için örgütün kendini fesh etmesi.

11 Eylül sonrası teröre, gerekçesi ne olursa olsun, tolerans sıfır.

* * *

TERÖRE karşı siyasi yol haritasının başarılı olması, toplumsal uzlaşmaya bağlı.

Böyle bir uzlaşmayı sağlamanın hiç de kolay olmadığını görmek için, yüzyılı aşkın bir zamandır süren Kuzey İrlanda örneğine bakmak yeter.

Kalıcı barış hepimizin hayali. Bu hayalin popülizmi yapılmamalı.
Yazarın Tüm Yazıları