Bakan olsam ve aday olsam istifa ederim

Ticaret Odası’nda, Sanayi Odası’nda ya da Borsa’da Yönetim ya da Denetim Kurulu üyesi. Odalar Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) soruyor, “Bu üye görevinden istifa etmeli mi?”
YSK Anayasa’ya, odaların ve borsaların yasalarına, seçim yasalarına dayanarak hukuki yanıtı veriyor:
“Evet, istifa etmeli”. Gerekçesini de gösteriyor: “Çünkü Yönetim ya da Denetim Kurulu’nda görev yapmak icra niteliğidir, istifa şarttır.”
İcra, yani yürütme, yani karar pozisyonunda, yani o görevde iken seçime girmek, seçimi etkileyebilir. YSK “seçimlerin dürüstlüğü ile ilgili işlemleri yapma ve yaptırmakla” yükümlü, madem dürüstlük, o zaman istifa şart. Karara şapka çıkarılır. YSK’nın karar tarihi 4 Ekim 2013.

BAKANA KIYAK

Aceleye gerek yok, çıkardığınız şapkayı vestiyere asın.
Aynı YSK bir buçuk ay sonra “belediye seçiminde aday olan bakanların görevlerinden istifa etmelerine gerek ol-ma-dı-ğı-na” karar veriyor.
YSK’ya göre, “Oda ve borsa yöneticileri seçimde icra etkisini kullanabilir, onun için istifa etmeli”, ama bakanların istifasına gerek yok.
Bakan en yüksek icra yetkisine, en etkili konuma sahip değil mi? Bakandan daha çok icra etki ve yetkisine sahip kim var? Doğru, Başbakan var.
CHP milletvekili Atilla Kart YSK kararını hukuken çürütüyor, kararın iptali için Danıştay’a başvuruyor.

FATMA ŞAHİN ÖRNEĞİ

Kart’ın tespiti yerinde:
“YSK’nın bu kararıyla seçimlerde devlet kaynaklarının istismarının, nüfuz suiistimalinin, haksız oy temininin önü açılmış olmaktadır.”
Bakanların sorumluluğu altında görev yapan kamu görevlileri istifa ediyor, ama bakanların istifasına gerek görülmüyor. Ve bu durum karşımıza bir “hukuk kararı” olarak çıkıyor. Pes.
YSK kararı pratiğini hemen gösteriyor. Devlet Bakanı Fatma Şahin Gaziantep adayı. Şahin yanına İçişleri ve Ulaştırma bakanlarını alarak Gaziantep’e gidiyor. Halka “icra gücünü” gösteriyor, devletin olanaklarını sergiliyor.
Şahin’le birlikte giden iki bakan kim? Seçimlerin tarafsız yapılmasını sağlamak üzere seçim zamanı görevinden istifa etmeleri anayasal koşul olan İçişleri ve Ulaştırma Bakanı. Bayılıyorum böyle hukuk devletine.

ETİK DERSİ

YSK’nın kararı aday olan bakanları hem koruyor, hem onlara “İstediğiniz yetkiyi kullanabilirsiniz” diyor. Bu nasıl bir seçim? Eşitlik nerede?
Eşitlik olmasa da olur, dalga geçer gibi, bir de ironi var. Atilla Kart:
“Yargıda kritik mevkilerde görev yapanlar, bir taraftan da Adalet Akademisi’nde ‘Yargı Etiği’ dersleri verirler.”
Etik eksikti, o da tamamlanıyor.
Seçim tartışmaları hukuk yönüyle çok erken başlıyor. Seçimde bu gölgeyi kaldırmak adına, bakan olsam ve belediye başkan adayı olsam, bakanlıktan istifa ederim. “Etik” gereği.

Arınç yine ateşle oynuyor

2004 MGK kararıyla ilgili Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç görüşünü açıklıyor:
“Ta on yıl öncesine ait bir takım şeyleri çıkarmak suretiyle, ha aslında bunlar vardı, elimizde şunlar da var demenin fitneyi büyütmekten başka faydası yoktur.”
Geçmişe ait belgeler madem fitneyi büyütüyor, o zaman Tayyip Erdoğan ikide bir, Arınç’ın deyimiyle “ta” 1940’lı yıllara ait gazeteleri çıkarıp, o günkü CHP’yi suçlayarak, bugünkü CHP’yi neden köşeye sıkıştırmaya çabalıyor? Demek ki Erdoğan “eskiye ait bir takım şeyleri çıkararak fitneyi büyütüyor”.
Üstelik, Arınç’a göre, fitne günah. Türkçe sözlükte fitnenin karşılığında geçimsizlik, karışıklık, kargaşa yazıyor. Arınç, Erdoğan’a karşı yine tehlikeli sularda dolaşıyor.