Azerbaycan’ın kalbini almak

GÖZLER Türkiye’de. Acaba Türkiye Azerbaycan’ı satıyor mu? Ermenistan ile yakınlaşırken Karabağ’da desteğini çekiyor mu?

Azerbaycan’da kafalar karışık. Uzun zamandan beri böyle. Ama dün Türkiye’de bazı gazetelerde çıkan haberler kafaları iyice karıştırmış. "Gerçekten 24 Nisan’da Türkiye Ermenistan ile sınırı açacak mı? Gizli anlaşma mı yapılmış?" .

"Bilmiyorum."
Dün haberleştiğim tanıdıklarıma böyle cevap veriyorum. Bilmiyorum, ama keşke sınır kapıları açılsa ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkiler normalleşse. Bu yakınlaşmanın Kafkasya barışına katkısı olur.

Azerbaycan’ın bağımsızlıktan sonra ilk cumhurbaşkanı olan Haydar Aliyev’in danışmanlığını da yapmış olan Vefa Gulizade, bu sorulara karşı, "Bunca zaman sınır kapalıydı ama biz bir şey kazanmadık. Belki Kafkasya’da dengeler değişirse Karabağ sorunu da çözülebilir" diyor her fırsatta.

Musavat Parti Meclis Grup Başkanı Sulhaddin Ekber’e göre ise "Türkiye uluslararası baskılar sonucu bu adımı atıyor, ama Ermenistan’ın sadece güzellikle Karabağ sorununun çözümüne yanaşacağını sanmak yanlış."

Tartışmalar bu iki nokta arasında gidip geliyor. Azerbaycan kamuoyu gerçekten gelişmeleri endişe ile izliyor. Bu konu etrafında çok çeşitli çevreler spekülasyon yapıyorlar. Türkiye aleyhinde şüphe tohumları ekiliyor her fırsatta.

***

ERMENİSTAN
açılımını, işte bu yüzden Azerbaycan’a iyi anlatmak gerekiyor.

Cumhurbaşkanları düzeyinde, dış işleri koridorlarında iletişim vardır muhakkak. Öyle olduğunu tahmin ediyorum. Ama ya halk? Azerbaycan kamuoyu?

Şimdi bazıları dudak bükebilir, biz yöneticileri ikna ediyoruz, onlar da halkı ikna etsinler gibisinden.

Azerbaycan Çarşamba günü referanduma gidiyor. İlham Aliyev’e ömür boyu başkanlığı garanti edecek anayasal değişiklik önerisi halk oyuna sunulacak.

İstikrar adına, Azerbaycan’da muhalefetin gözünün yaşına bakan pek yok zaten. Ama, geçmişten ders almak isteyenlere Demirel’in Azerbaycan ziyaretlerinde, özel ilişki içinde olduğu, kardeşim dediği Haydar Aliyev’in hiç hoşlanmamasına rağmen muhalefet liderleri ile görüştüğünü anımsatmak istiyorum.

Temsilcileri nezdinde tüm Azeri halkını kucaklamak anlamına geliyordu bu girişim.

Kişisel damga vurmak aşkıyla o güne kadar yapılanları elinin tersi ile bir kenara itmek alışkanlığı yönetim kültürümüze sinmemiş olsaydı eğer, bugün Azerbaycan kamuoyu gelişmelere bu kadar şüpheyle yaklaşmazdı.

Resmi ziyaretler daha sık olur, Azeri halkına Türkiye’nin ne yaptığı çok daha önceden anlatılabilirdi.

***

AMA
Azerbaycanlı dostlar hiç merak etmesinler, biz de ne yapıldığını pek anlamış değiliz.

Ermeni kökenli insanlara karşı şüphe ve düşmanlık içeren zihniyetle hiçbir biçimde mücadele edilmiyor, hatta Ermenilik hakaret davalarına neden olabiliyor.

Türkiye’de iş arayan, arayıp bulan Ermenistanlıların izinsiz çalışmalarına göz yumulduğu anlatılıyor büyük tolerans örneği olarak.

Yani, Ermenistan açılımı henüz siyaset üretmiyor Türkiye’de. Şimdilik yüzeysel daha doğrusu "tepesel" bir girişim.

Yine de Türkiye’nin Ermenistan ile yakınlaşmasını destekliyorum.

Türkiye’nin Ermenistan açılımı, Azerbaycan aleyhinde değil, Kafkasya’nın bağımsızlığı lehinde bir adım.

Ama Azerbaycan haklı. Türkiye’nin ne yaptığı en iyi biçimde anlatılmalı. Azerbaycan kamuoyu, kendi arkalarından bir işler çevrildiği endişesine kapılmamalı.

Azerbaycan’ın kalbi kırılmamalı.
Yazarın Tüm Yazıları