Avrupa ve 30’ların ruhu

FRANSA’nın ardından Hollanda’dan da gür bir ‘Hayır’ çıkması, Brüksel Avrupası’nın yönetici elitleri ile halklar Avrupası arasındaki makasın gittikçe açıldığını ortaya koyuyor.Fransa ve Hollanda’daki ‘hayır’ nedenlerini inceleyince Avrupa’nın dikkatle izlenmesi gereken bir değişim içinde olduğunu görmemek mümkün değil.İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa Birliğinin yolunu döşeyen 1945 ruhunun yerini, felaketlere yol açan 1930’lar Avrupası’nın atmosferi alıyor.Ulusal çıkarlar gerekçesi ardında aşırı milliyetçi söylemlerin güçlendiği, kültürel kimliğin korunması maskesi altında azınlıklara şüpheyle bakıldığı, yabancı düşmanlığının arttığı bir ortam ile karşı karşıyayız.Fransa’da olduğu gibi, Hollanda’da da aşırı sağ ve aşırı solu birleştiren nedenler, Nazizim’in yükseldiği Avrupa’daki tartışmaları çağrıştırıyor.Amsterdam Büyükelçimiz Tacan İldem, dün sabah telefonla yaptığımız görüşmede, Hollanda’daki durumu şöyle tahlil etti.BRÜKSEL KARAR ALIYOR BİZ FATURA ÖDÜYORUZReferandumların genelde, sorunun yanıtını vermediğini söyleyen İldem’e göre, ‘Hollanda’da da böyle oldu. Hollanda, geçen yılın ikinci yarısındaki dönem başkanlığı sırasında Avrupa’nın kitlelere tanıtılmasını en önemli projelerinden biri haline getirmişti ama başarılı olamadı. Avrupa Birliği kitleler için soyut bir kavram. Halk, biz ona ait değiliz, Brüksel karar alıyor biz de faturasını ödüyoruz diye düşünüyor.’AVRO’YA TEPKİ ‘Hollanda’nın kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan ekonomideki kötüye gidiş’ de ‘Hayır’da etkili oldu. Balkanende hükümeti, iktidara geldiği sırada 18 milyar Avro’ya varan tasarruf önlemleri aldı. Halk, ekonomik umutsuzluğa kapıldı ve bu durumun nedeni olarak Avro’yu gördü. Ortak para birimine geçilirken kendisine danışılmadığı için kızgın olanlar, ‘Gulden’i kaybettik, anayasamız da elden gitmesin’ duygusuna kapıldılar.KÜRESELLEŞME VE GENİŞLEME KORKUSU Küçük ve orta ölçekli sermaye, küreselleşme ve Avrupa Birliği’nin genişlemesinin kendileri açısından tehdit oluşturduğunu düşünüyor.Büyükelçi İldem’in altını çizdiği gibi ‘Hayır’da bunun da rolü oldu. Gerçekten de Avrupa’da ama sadece orada değil, ABD’de de, en çok tartışılan konu, sermaye dolaşımı. Ulusal pazarın yeni kábusu ‘offshore’. Ulusal sermayenin, ucuz iş gücünü ve imalat olanaklarını bulduğu ülkelere yatırım yapması, işsizlik sorununa çare arayan Avrupa’da büyük sorun. AB’nin temel üç özgürlüğünden biri olan hizmetlerin serbest dolaşımına, AB’nin yeni üyelerinden gelecek ucuz iş gücü ve ucuz hizmet nedeniyle, kurucu ülkeler bir türlü yanaşmıyor.AVRUPA BADİREYİ ATLATACAK Büyükelçi İldem, ‘Avrupa bu badireyi atlatacak’ diyor. Gerçekten de Avrupa müktesebatı, hukuku ve kurumları işlevlerini sürdürmeye devam edecek. Ama yarının Avrupası dünkü Avrupa’ya benzeyecek mi? İşte sorun burada.Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkanende, ‘Referandumun sonucu Hollanda halkının Avrupa ile işbirliğine karşı olduğu anlamına gelmiyor. Hollanda Avrupa’nın ortağıdır. Ama halkın, egemenliğini kaybetme, mali durum ve değişim korkusunu anlamak zorundayız. Avrupa bunu dikkate almalı’ sözleri, önümüzdeki döneme hangi politikaların damgasını vuracağı konusunda kesin bir ipucu vermiyor.Halkın korkularını giderecek politikaların Avrupası mı, yoksa korkularının esiri Avrupa mı?
Yazarın Tüm Yazıları