Ahhh, o kovuk ki zonk zonk zonkluyor

Derler ya, insanın neresi acıyorsa, canı oradadır, diye... Benim canım birkaç gündür sağ yanağımın içinde, çenemde, dolgusu düşmüş olan azı dişimde...

İnsanoğlunun çekip çekebileceği en esaslı ağrılar, sırasını şaşırmış olabilirim, böbrek ağrısı, diş ağrısı ve doğum sancısıymış.

Eh, düzenli aralıklarla kum döken ve ağzında bilmem kaç tane dolgusu, kanal tedavisi ve sairesi bulunan birisi olarak, istesem fırt diye doğurabilirim sanırım.

Nedir ki yani? Attırırım, olur biter. Üç gündür çektiğim acı, herhalde sezaryensiz mezaryensiz dördüz doğurmaya filan tekabül eder.

Dişçiye gitmeyi geciktirmek adına her yolu deniyorum. Arkadaştan reiki almak, leblebi misali ağrı kesici yutmak, sek rakıyla gargara yapmak...

VER KURTUL

Kalk git işte bir dişçiye, ver kurtul değil mi? Yok, ben salak gibi mazohizmin sınırlarını zorluyorum.

Tabii, hayat böyle geçmez, onu da biliyorum. İlle ki gidilecek o dişçiye ama sayısız sancısız dişçi tecrübeme rağmen, tırsıyorum...

Gidip de bir dolguyla kurtulacak olsam, tamam. Ama başıma gelecekleri adım gibi biliyorum. Doktor, ‘Buna kanal tedavisi lázım’ diyecek. Sonra onun yanında, diğer dişlerimde bilmemkaç tane minik leke tespit edecek ve onlara da müdahale etmek gerektiğini söyleyecek.

Annemin bünyesinde zaten eser miktarda bulunan kalsiyumu doğarken ablam kapmış, bize bir şey kalmamış. E, dolayısıyla dişler biraz zayıf.

Çektir doldur, derdi bitmiyor.

Bunun yanında, yaptırmam gereken bir dolu tahlil var. Bir kere guatrım olduğundan şüpheleniyorum. Durduk yerde kuruntu yaptığımdan değil, hayatım boyunca karşılaştığım tüm doktorlar, ortopedist olsun, dişçi olsun, mikrocerrah olsun, kardiyolog olsun, suratıma, daha doğrusu boğazıma bakar bakmaz aynı şeyi söylemiştir: ‘Sizin muhtemelen guatrınız var, tahlil yaptırmanızı tavsiye ederim.’

İyi güzel de diyelim ki guatrım var ve tedavi oldum. Agresyon, şu, bu hiçbir şey kalmadı, süt gibi bir kadın oldum.

O zaman ne yapacağım? Bet insan imajıma nasıl kıyarım?..

ROCKY REGL OLSAYDI

Biliyorum, saçma bahaneler bunlar. Esasında, herhangi bir doktora gitmemek için her türlü hokkabazlığı yapmaya razıyım.

Böyle de rezil, sefil, süfli bir mahluğum yani. Az gelişmiş ülke aydın aday adayı modeli...

Medeni ve akıllı bir insan gibi doktora gitmek varken, ağrıyla sızıyla filan, gün kotarıyorum.

Devekuşu gibi, acıyı görmezden, duymazdan gelmeye çalışıyorum. İyi halt ediyorum.

Yine de ısrarlı iddiamdır: Kadınlar, acıya karşı toleranstan yana erkeklere nal toplatır.

Hani Rocky 3’te, Mr. T’yle yapacağı maça hazırlanan Rocky, peş peşe aldığı yumruklarla ağzı burnu dağılırken hep aynı şekilde telkin ediyordu ya kendini: Acı yok, acı yok, acı yok...

Fena performans değildir hani... Fakat kesmez bizi...

O acıya yenilmez Rocky’i bir de regl sancısı çekmesi hálinde görmek lázım yani...

Esip gürlerken mangalda kül bırakmayan nice yiğidin hafif bir gribal enfeksiyonda mızmız bir bebeğe dönüştüğünü görürsünüz. Erkeklerin canı pek tatlıdır.

Kadınlarsa, hani neredeyse zatürreeyi bile ayakta atlatır.

CANIM DİŞİMDE

Pazar pazar, bize ne senin diş ağrından, guatrından kardeşim diyenlere verecek bir yanıtım da yok valla. Canım dişimde, tek konum da bu.

Yoksa ben de isterdim CHP’den AKP’ye fırrrrdönen Atilla Başoğlu’ndan, Dr. Kimble’ı aratmayan kaçak performansıyla Alaattin Çakıcı’dan, Kemal Derviş’in türban hakkındaki enteresan yorumlarından ve daha sonra bunları yazan gazetecileri yalanlamasından, kamusal alan tartışmalarından, memlekette hemen herkesin elinde bir silah olmasından ve hiç çekinmeden kurşun saydırmasından bahsetmeyi yani.

Cinnet vatanımda, konu sıkıntısı çekmek mümkün değil. Ama tüm bu konular, dişimin kovuğunu doldurmaz, öyle söyleyeyim.

O kovuk ki, ahhh, o kovuk ki zonk zonk zonkluyor. Tüm bedenim bir tek dişe indirgenmiş vaziyette ve acıdan ibaret, yemin ederim.
Yazarın Tüm Yazıları