Afrika vizesiz

‘TÜRKİYE’den mi geliyorsunuz. Sizin için vizeye gerek yok.’Avrupa Birliği pasaportluların vize almak için kuyrukta bekledikleri gişenin önünden hayret ve sevinçle ayrılıyor, ülkeden içeri, sade bir pasaport kontrolünden geçerek adım atıyorum.İki hafta önce, Uluslararası Basın Enstitüsü’nün genel kuruluna katılmak için, büyük bir uluslararası gazeteci grubu ile birlikte gittiğim Kenya’da beni tek şaşırtan, Avrupalılardan vize istenirken Türklerin ‘Buyur’ edilmesi değildi. Nairobi Havaalanı’ndan otele gidene kadar rastladığım ‘Alışveriş merkezi İstanbul’ yazılı büyük afişlerin, bütün kenti donattığını görünce de şaşırdım. Ne olduğunu tam anlamadım. Önce, gerçekten Nairobi’de böyle bir alışveriş merkezi olabileceğini düşündüm. Ama sonra, 10 Haziran’dan itibaren Türkiye ile Kenya arasında doğrudan uçuşların başlayacağını öğrendim. Kenya Hava Yolları sayesinde, aktarma zorunluluğu yüzünden, insanın bir buçuk gününü alan Nairobi-İstanbul arası kısalacaktı. Sohbetler sırasında da, İstanbul’un Afrikalılar için, gerçekten de bir alışveriş merkezi olarak müthiş çekicilik kazandığını fark ettim. Türk malları rağbetteydi. Türk olduğumu öğrenen taksi şoförünün, ‘Dükkanlar Türk malı dolu’ demesiyle, vitrinlerde gördüğüm boncuk kolyeler bile tanıdık gelmeye başlayınca, abartıp abartmadığım konusunda, emin olun, ben de karar veremedim. Ama, Karen Bliksen’in müze haline getirilmiş olan evinin bahçesinde gördüğüm muhteşem bitkiler gerçekten Afrikalıydı. Out of Africa’nın Danimarkalı yazarı Bliksen’in, burada yaşadıklarını anlatırken yansıttığı duygusal derinliği, insan yeşilin tonları arasından yükselen okaliptüs ağaçlarının, dev dikenlerin verdiği ‘başka gezegen’ duygusunu hissettiğinde daha fazla paylaşıyor. Başka gezegen değil ama, Afrika sonbaharının nemli griliğinde bahçıvanın adını, Swahili’den İngilizceye, ‘Altın yağmur’ diye çevirdiği o turuncu salkım çiçekler, farklı bir iklimin ve farklı bir mekanın içinde olduğunuzu kabul ettiriyor. *** KENYA, şaşırtıcı bir yer. Afrika’nın çeşitli ülkelerinden politikacılar ve gazetecilerin bir olup da Batı medyasını, ‘Siz bizim sadece olumsuzluklarımızı yansıtıyorsunuz. Oysa biz burada değişim için mücadele veriyoruz. Güzel gelişmeler de oluyor. Onları da yazın’ diye eleştirmelerine de şaşırdım. Ne kadar bizimkine benzeyen bir tepki. Biz de her Batılıya benzer şeyler söylemek istemez miyiz? Batı medeniyetinde çok emeği, teri hatta kanı ve de hakkı olan Afrika’nın sorunları derin. Evet, bugün Afrika’da 700 milyon kişi günde 1 dolardan daha az parayla geçinmek zorunda. Etnik çatışmaların yol açtığı acılar sürüyor. Sudan gibi bazı Afrika ülkelerinde soykırıma varan çatışmalardan kaçan milyonlarca insan, komşu ülkelerde çok kötü koşullar altında yaşam savaşı veriyor. Kongo’da 1998’den bu yana etnik çatışmalarda 3 milyondan fazla insan öldü. Birleşmiş Milletler Yardım Koordinasyon Ofisi’nin haberlerine göre Kongo’da 24 milyon kişi, sürmekte olan çatışma ortamının riskleri ile karşı karşıya. Sağlık sistemi, kıtada yağmalamalar ve kötü yönetim sonucu çökmüş durumda. AİDS büyük sorun. Ama, iyi haberler de var. Gerçekten de Afrikalı aydınlar çok aktif olarak ülkelerinin ve kıtanın kalkınmasında yer alıyorlar. Nijerya’da yayınlanan ‘Vatandaş İletişimi’ gazetesinin editörlerinden ve Afrika kadın hakları hareketinin önde gelen simalarından Hajiya Bilkisu, sohbetimizde ‘Batı demokrasinin sahibi değil. Nijerya’da haklarımızı koruma konusunda adım atılıyorsa o bizim, sivil toplum örgütlerinin verdikleri mücadele sayesinde oluyor’ diyor. ***AFRİKA artık dünyanın gündeminde. Önümüzdeki ay, İskoçya’nın Gleneagles kentinde yapılacak G8’ler zirvesinde Afrika’nın kalkınması için yeni Marshall Planı karara bağlanacak. Avrupa odaklı tartışmalardan başımızı kaldırıp ilgilenemediğimiz ve çok hızlı bir değişim süreci içinde olan Afrika’ya götürmek istedim sizi bugün. Hem de Schengen’siz, vizesiz!
Yazarın Tüm Yazıları