Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Afetlerde yalnız ölümler

Kebapçı mönüsü gibi, “ortaya karışık” gündemle panel yapanlara duyuru; beni artık turşunuzda bir hıyar olarak görüp çağırmayın lütfen! Çünkü bu tür panellerde Kodokushi gibi konular konuşulamıyor.

Haberlere göre, Van’da çadırda yaşayan 6.5 yaşındaki Öznür da yaşamını yitirmiş. Kayıtlara ölüm gerekçesi “yetersiz beslenme” olarak geçmiş. Bu haber bana, açlık, alkol gibi nedenlerle gerçekleşen “yalnız ölümler”i tanımlayan Kodokushi kavramını hatırlattı.

HANSHIN ÖRNEĞİ

2005 yılında JİCA ile Japonya’daki Hyogo Çerçeve Eylem Planı toplantısındaydım. Kobe’nin Rokko Adası’ndaki öğlen yemeğinde bir Japon profesörle tanıştım. Hediye ettiğim nazar boncuklu anahtarlık karşılığında kitap aldım. Kitap, Büyük Hanshin Depremi sonrasındaki süreçten çıkarılan dersleri dünyayla paylaşmak için yayımlanmıştı. Türkçesi İBB AKOM’da danışman olarak çalıştığım dönemde “Büyük Hanshin Depremi’nden Alınan Dersler” adıyla İBB tarafından yayımlandı. (www.ibb.gov.tr/sites/akom/Documents/hanshinkitabi.pdf)
Kitapta beni etkileyenlerden biri, Büyük Hanshin Depremi’nde yanında hiç kimse olmaksızın ölenleri anlatan “Kodokushi” bölümüydü. Bu kişilerin cesedi günler, hatta bazı vakalarda bir ay sonra bulunur. Kobe’de 9 Mart 1995 ve 5 Mayıs 1999 arasındaki Kodokushi sayısı 253’e ulaşmış. Yani bunlar tesadüfen olmuş olaylar değil...

KODOKUSHİ NASIL AZALIR

Kitapta, yalnız ölümlere neden olmamak için afet yaralarını iyileştirirken dikkat edilmesi gereken konular şöyle özetlenmiş:
1) Afetzedeler uzak ve yabancı bölgelerde dağınık iskan edilmemeli: Geçici barınma evleri şehir merkezine birkaç saat mesafedeki uzak bölgelerde kurulmamalı. Mağdurlar buralarda iskan edilince, topluluklar, yakınlıklar, dayanışma bölünür. Afet durumlarında Kodokushi vakalarını azaltmak için toplumun beslenme ve bakımlarını tümüyle üstlenmek gerekir.
2) Yaşlı ve kimsesizler desteksiz bırakılmamalı: Aynı yerde ve aynı şartlarda yaşayan insan topluluklarının oluşturulmasında en önemli rolü, uyum merkezleri, huzurevi, hemşeri dernekleri ve gönüllüler oynar. Yaşlı ve kimsesizlerin yararlandığı merkezlerin işleyebilmesi iki koşula bağlı: Bunlardan ilki, para yardımları; ikincisi ise, bölge sakinlerinin yaşlı ve kimsesizlere sahip çıkmasıydı. Deprem sonrası bütün bu yardım ve gönüllülerden oluşmuş sistem ya aksamakta ya da tümüyle ortadan kalkmakta.
Aslında Kodokushi sadece afetlerde karşılaşılan bir durum değil. Ancak, yalnızlık ve fakirliğin çakıştığı zamanlarda herkesin başına gelebilecek bu problem, afetler sonrası iyice açığa çıkmakta. Özetle; asıl yapılması gereken şey fakirliği azaltmak. İşte Van’daki yetersiz beslenme gibi olayların temelinde yatan en önemli neden fakirlik. Diğer bir deyişle afetlerle mücadele temelde ve büyük ölçüde bir kalkınma problemi.

AFET YÖNETİMİNDE 1950 MODELİ DEĞİŞMELİ

Deprem sonrasında kentlerin her köşesinde yeniden yapım çabaları yoğunlaşır. Sonuçta yıkılan binalar tekrar inşa edilir ve halkın yaraları sarılır... Bütün bunlara dışarıdan bakıldığında, iyileşme çabaları büyük başarı olarak da görülebilir. Ancak, depremzedelerin refah düzeyleri ve piyasaların canlılığı incelendiğinde, birçok iyileşme sorununun çok uzun süre boyunca devam ettiği görülebilir.
1950’lilerden kalma Türkiye’deki afet yönetim mantığı terk edilip; artık kentler için afet iyileştirme ve yeniden yapılandırma planları da hazırlanmalı. Bütün bu çalışmaları yaparken Japonya’daki Kodokushi önlemlerinden de gerekli dersleri almalıyız...
Yazarın Tüm Yazıları