ABD, Taliban ile temas ararken Türkiye’den yardım vaadi

YAVAŞ yavaş ortaya çıkıyor. Yeni Amerikan yönetiminin Türkiye’ye açtığı kredinin ardında yatan nedenleri araştırırken ilginç ayrıntılarla karşılaşıyorum.

Haberin Devamı

Bu ayrıntılar dış politikayı çok yakından ilgilendirdiği gibi, iç politikada önemli sonuçlara yol açabilecek nitelikte.

ABD’nin yeni Afganistan temsilcisi Büyükelçi  Holbrooke, Brüksel’de gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Afganistan’da Taliban’a karşı yürütülen operasyonlarda Amerika’ya yardım edebileceğini söylerken bir mektuptan söz etti.

Dün çeşitli gazetelerde yer alan bu açıklamada Holbrooke, Dışişleri Bakanı Babacan’ın kendisine ve Hillary Clinton’a gönderdiği mektupta Taliban konusunda işbirliği taahüdünde bulunduğunu söyledi. Bu işbirliği Taliban’a karşı birlikte savaşmak anlamına mı geliyor? Hayır. Zaten Türkiye Afganistan’da muharip güç olarak görünmemek için özen gösteriyor.

NATO’nun önümüzdeki günlerde Afganistan seçimleri için üyelerden resmen isteyeceği dört tugay asker konusuna Türk yetkililer "soğuk bakmıyoruz" deseler de, bu misyonun sadece seçimlerin güvenliği  çerçevesinde olacağının altını çiziyorlar.

Haberin Devamı

Pekiyi bu nasıl bir işbirliği olabilir?

Bunun nasıl bir işbirliği olabileceğinin ipuçlarını bir başka gelişme ortaya koyuyor.

ABD, Afganistan sorununun çözümü konusunda siyasi seçeneği daha fazla devreye sokmaya hazırlanıyor.

HÄ°KMETYAR Ä°LE TEMAS

OBAMA Yönetimi, bu yıl yapılacak olan Afganistan seçimlerinde Taliban’ın da bir siyasi parti olarak seçimlere katılmasını teşvik edecek. Bunun için Taliban’ın en radikal kesimiyle belki değil ama konuşulabilecek bütün unsurlarıyla temas girişimleri var.

Bir başka gizli plan da Gudbeddin Hikmetyar’ın seçimlere katılması. Afganistan’ın eski Başbakanı olan Hikmetyar, şimdi Karzai Hükümeti’ne, ABD’ye ve NATO güçlerine karşı savaşıyor. 70’li yıllarda Müslüman Kardeşler saflarında yer alan Hikmetyar, CİA’nın Afganistan’da Rus işgaline karşı desteklediği İslamcı liderlerden biriydi. Türkiye kamuoyu Hikmetyar’ı, Başbakan Erdoğan ile birlikte çekilen resminden de tanır.

Dünkü tanışıklıkların bugün arabuluculuklarda ne kadar etkili olduğu bilinmez ama Türkiye’nin 2007 yılında İngiltere tarafından başlatılan temas arayışını zamanında fark ettiği ve hareketsiz kalmadığı anlaşılıyor.

Haberin Devamı

Şimdi bu temasların daha çok Afganistan’ın yerli unsurları aracılığıyla cereyan ettiğini de eklemeliyim.

KRÄ°Z EKSENÄ° VE TÃœRKÄ°YE

RİCHARD Holbrooke, bir süre önce kaleme aldığı bir makalede, ABD’nin yeni jeo-stratejik meselelerinden söz ederken bunların merkezinde "beş ülkeli kriz ekseni"nin bulunduğundan söz ediyordu. Bu ülkeler Holbrooke’a göre, Türkiye-Irak-İran-Afganistan ve Pakistan.

Bu kriz ekseni, gelecek dönemde dikkat odağı olacak. ABD’nin jeostratejik çıkarları açısından bu bölgenin istikrarı hayati önemde.

ÅžEYTAN EKSENÄ°

BUSH döneminin "Şeytan ekseni" tarifinin yerini kriz ekseni alıyor. "Şeytan ekseni"nde İran, Suriye ve Kuzey Kore vardı. Bunlara karşı politika tecrit anlayışına dayalıydı. Yaptırımlar, güç kullanma tehditleri ile düşmanın yola getirileceği hesaplanıyordu.  "Kriz ekseni" tanımı ise "kriz çözüm yöntemleri" (conflict resolution) arayışını, temas ve uzlaşmaları öne çıkartıyor.

Haberin Devamı

Bütün bu çabanın tek amacı var istikrar. Ama istikrar her zaman demokrasi anlamına gelmiyor. Bazen istikrar uğruna, kozmetik demokrasi adımları atabilen baskıcı rejimlere de destek veriliyor.

Bu desteÄŸin bedelini, ülkelerin demokratikleÅŸme süreçleri ve demokrasi güçleri ödüyor.Â

Yeni Amerikan Yönetimi ile ilgili benim endişem bu.

Yazarın Tüm Yazıları