Güven Özalp
Güven Özalp
Güven Özalp

Yine "Fiche S", yine katliam!

Fransa'yı kalbinde vuran ilk kapsamlı IŞİD eylemi olan Charlie Hebdo saldırısını düzenleyenlerle son saldırıda Bataclan'da onlarca kişinin ölümünün sorumlularından biri olduğu belirlenen Fransız vatandaşı 29 yaşındaki Omar İsmail Mostefai'nin ortak noktasını "Fiche S" oluşturuyor.

Haberin Devamı

Türkçe’ye “S Fişi” olarak çevrilebilecek bu “etikete” sahip olanlar, “kamu güvenliği ya da devletin emniyeti açısından ciddi tehditleri önlemek amacıyla, haklarında gerçek bilgi ve bulgu toplanmış, araştırmaya konu olan kişilerden” oluşuyor.

“Fiche S”, yaklaşık 45 yıldır uygulamada olan ve toplamda 400 bin kişiyi kapsadığı tahmin edilen aranan kişiler dosyasının (FPR) 21 alt kategorisinden biri. Bu fişin oluşturulması genelde Fransa’nın iç güvenliğinden sorumlu istihbarat birimi DGSI’nin inisiyatifiyle oluyor.

FİŞLEMEK İÇİN SUÇ GEREKMİYOR

“S” kategorisinin en önemli özelliğini terörist eylem ya da devlet güvenliğine saldırı niyeti bulunabileceğinden şüphelenilen isimleri barındırması oluşturuyor. Bununla birlikte bir kişinin “Fiche S” kategorisinde yer alması için suça karışmış olması gerekmiyor. Terörist olarak bilinen bir ismin yakını olmak bile bu fişlemeye tabi tutulmak için yeterli olabiliyor.

Haberin Devamı

“Fiche S” de kendi içinde “S1” aşamasından “S16” düzeyine giden şekilde bölünüyor. Bu bir tehlike sıralamasından ziyade bu kişileri kontrol altında tutan güvenlik birimlerinin düzeye göre alacakları önlemlere işaret ediyor. Örneğin Irak ya da Suriye’den gelen cihatçılar için öngörülen düzey “S14”.

TUTUKLAMAYA YETMİYOR

Bir kişinin bir soruşturma bağlamında “Fiche S” kapsamına alınıp izlenmesi soruşturmanın ya da izlemenin sürekliliğini gerektirmiyor. Bu da kimliği parmağından tespit edilen son saldırganın 2010’da radikalleştiğinin belirlenmesinin ardından “Fiche S” kapsamına alınmasını, farklı suçlar nedeniyle dosyasının silinmemesini ancak sürekli izlemeye tabi tutulmamasını açıklıyor.

Fransa açısından “Fiche S” sadece gözlem altında tutmak anlamına gelmekten çok bir tür “alarm” görevi yapıyor. Bir kişi sadece bu fişlemeye sahip olduğu için tutuklanması ya da sınır dışı edilmesi de yasalar kapsamında mümkün değil.

DOSYA GEÇİCİ NİTELİKTE

Haberin Devamı

“Fiche S” uygulamasının en zayıf halkalarından birini de geçici niteliğe sahip olması oluşturuyor. Bu etikete sahip kişi herhangi bir yasa çiğnemez, şüphe çekici eylemde bulunmaz ve kendini “unutturursa” hakkındaki fiş siliniyor. Haziranda Fransa’nın Isere bölgesinde bir fabrikaya yönelik terör eylemi gerçekleştiren Yassin Salhi bu uygulamanın en belirgin örneklerinden biri niteliğinde. Salhi, 2006’da “Fiche S” kapsamına alınmış 2008’de ise dosyası silinmişti.

İSTİHBARAT AÇIĞI MI?

Fransa, Avrupa’da en güçlü istihbarat örgütlenmesine sahip ülkeler arasında. Charlie Hebdo’dan bu yana onlarca saldırının önlendiğinden kimsenin de şüphesi olmamalı. Her ülkede olduğu gibi Fransa’da da istihbarat birimlerinde faylar, imkân ve yeteneklerde yetersizlikler mevcut. Fransa’nın “Fiche S” kapsamına dâhil ettiği sayı resmen açıklanmasa da uzmanlar bu sayının 5 bin civarında olduğundan bahsediyor. Bir kişiyi etkin ve düzenli şekilde 24 saat ve haftanın her günü izleyebilmek için ise toplamda 20 kişiyi aşan bir ekip gerekiyor. Bu da “Fiche S” kapsamındaki herkesin izlenmesinin alandaki zorluklarının anlaşılmasına yardımcı olan bir sayı.

Haberin Devamı

Gerek Charlie Hebdo, gerekse son saldırılarda istihbaratta bir şekilde sorun yaşanmış olma olasılığı yüksek ancak saldırılarda Belçika bağlantılı planlama ve örgütlenmenin de bulunmasının işi daha kompleks hale getirdiğinin altını çizmekte fayda var.

Son dönemde özellikle Fransa’da meydana gelen terör eylemleri, IŞİD bağlantılı Avrupa’daki terör hücrelerinin sürekli değişen, esnek ve sınırları zorlamaktan çekinmeyen bir “modus operandi” temelinde hareket ettiklerine işaret ediyor. İstihbarat ve güvenlik birimlerinin bir şekilde bu işleyiş tarzına ayak uydurması, uluslararası işbirliğini kâğıt üzerinde bırakmayıp hayata geçirmesi ve konvansiyonel yöntemlerin dışında asimetrik yaklaşımlara da hazırlıklı olması gerekiyor. Kolay olmamakla birlikte, bunun yapılamamasının doğal sonucu kendisini maalesef çok daha sansasyonel saldırılar olarak gösterecektir.