Yerüstünden gereksiz notlar

Geçtiğimiz pazar günü oynanan, Fener’in Cimbom’u 1-0’lık skorla yenip şampiyonluğunu ilan ettiği akşam, ‘centilmen’ babam, 5-1’lik kupa maçında yaptığı üzre, yine ‘tebrik telefonu’ açtı.

‘Ya valla, iki dakka sabretseydin, ben de seni arayacaktım’ dedim, yemedi.

‘Geçen sefer yazmıştın hani... Eh artık, bu da ufak tefek bir olay sayılır. Buna da değerli köşende yer verirsin herhálde’ diyor.

‘Şerefsiz medya, bunu da yaz’ diyor özetle de işte kızıyız mızıyız hesabına, sitemlerini, nispeten şirin bir üslupla bahşediyor...

Bakınız, yazıyorum: Senin nezdinde bütün Fenerbahçe taraftarlarının şampiyonluğunu kutlarım. (Senin de Aykut. Sevildiğini bil yani!)

Tamam mı, oldu mu aşkım? Al işte, ahan da yazdım.

Bu arada gelecek sezon için dişlerimi bilemiş vaziyetteyim, hele ki 2007 için geceleri dua etmeye şimdiden koyuldum, bilesin isterim.

Sakallarını muhabbetle okşar, yakışıklı yanaklarından bus ederim.

n Neredeyse son beş-altı haftadır her maçın ardından aynı geyik dönüyor:

Daum gidiyor, yok, Daum kalıyor, Hagi gidiyor, yok, Hagi kalıyor, Daum gidiyor, yok, Daum kalıyor, Hagi gidiyor...

Bu nasıl bir triptir... Lütfen yani, koskoca bir sezon takım emanet edilecek teknik direktörlerden bahsediliyor ve her maç, kader maçı anasını satayım.

Daum’u Allah sahibine bağışlasın. Hagi giderse, Ali Sami Yen’in önünde açlık grevine yatmayı düşünüyorum. En kötü hálükarda birkaç kilo veririz.

n Cinnet vatanımın sevindirik olmuş vatandaşı yine yaptı yapacağını. Kahrolduk kahrolmasına da maaselef olana bitene kimseler şaşırmadı. Maç sonrası yapılan ‘sevinç gösterileri’nde havaya ateş açan andavallar yüzünden, 11 yaşındaki İsmail Yılmaz hayatını kaybetti. Bu satırların kaleme alındığı salı günü itibarıyla yedi kişi de hastanede yaşam mücadelesi veriyor.

Bu ‘coşkulu kutlamalar’ı, bireysel silahlanmanın serbest bırakılması için Meclis’e önerge sunan CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’a hediye edelim derim. Bu da naçizane, benim önerim...

Kendileri insanları hastanelik edip duran rotweiller cinsi üç köpeğini ‘korumaları’ için bekçi tutmuş, müstesna bir insan bildiğiniz gibi.

Zira efendim, açılan davalar sonucunda 14 bin YTL tazminat ödedi Canan Hanım. 30 bin YTL’lik bir dava da sürmekte... Köpekleri ‘bazıları için geçim kapısı’ymış; öyle diyor. Köpekler birilerini ısırmasın diye değil, yani insanları ısırılmaktan korumak adına değil, mahalledeki çocuklar ‘kendilerini ısırtmasın’ diye, yani köpekleri, yani kendi cüzdanını koruması için bekçi tutmuş bir insandan söz ediyoruz.

Maç sonrası havaya ateş açma ‘ritüelinin’ adı Canan Arıtman olsun; kurşun sıkanlar da meselá ‘Degav Canan aşkına!’ diye bağırsın.

n Son olarak, merak edip soruyorsunuz diye, Hayvanlar Álemi’nden lüzumsuz haberler: Hayat, bizim hayvan tayfasının (Hatırlamayanlar için; Öküz Quatro: Takoz, Hırtos, Ohamis ve Daralyan) ikisini, (Hırtos ve Ohamis), ödül manyağı yaptı bu sene. Yaptıkları haberlerle ne Gazetecilik Cemiyeti Ödülleri’ni bıraktılar ne gazete bünyesinde verilen Yılın Röportajı, Yılın Kültür Sanat Haberi ödüllerini... (Bakmayın yani... Öküz olduğu kadar yetenekli çocuklar...)

Bunun yanında, Takoz kardeşimiz de geçtiğimiz hafta yaptığı bir iş seyahatinde, kalacağı otelin rakibi tarafından havaalanında limuzinle kaçırılmış, diğer otelde ağırlanmış bir magazin ‘duayeni’dir. Kendisini felsefenin diyalektiği üzerine dergi yapıyor zanneden, frankofon bir entel olması, sosyete ve sanat camiasında gördüğü itibardan bir şey götürmemektedir yani.

Daralyan deseniz, beşinci şiir kitabını hazırlamakla iştigál eden bir fotoğraf sanatçısı. Ağılda asayiş berkemál velhasıl...

Hadi şimdi sessizce dağılalım, bugün Hürriyet’in Ödül Töreni var. Bizim küçükbaşlar daha gidip ödül alacaklar... Tribünde Meksika dalgası yapmamız lázım. Üstüne de timsah yürüyüşü... Yakışır...
Yazarın Tüm Yazıları