AVRUPA kentlerini saatte 350 km hızla giden trenlerle birbirine bağlama projesi olan Magistrale Koridoru, 1990’dan bu yana gündemde. Amaç, Paris’ten Budapeşte’ye uzanan çizgide Strasbourg, Stuttgard, Münih, Viyana gibi AB’nin önemli merkezleri arasındaki ticari ve kültürel bağların güçlendirilmesi.
Hedeflenen gerçek "ortak yaşam" ancak kentler arası mesafe birkaç saate indiğinde oluşabilecek. Bu yüzden de Magistrale Koridoru, AB’nin öncelikli projesi. Bu hat üzerindeki belediyeler, ticaret ve sanayi odaları ile üye ülkelerin ulaştırma bakanlıkları ortak hedefleri etrafında bir Magistrale Kurulu oluşturdular.
Ulaşım ve kent tasarımcılarından oluşan bu uzmanlar kurulu, hızlı tren güzergáhı için araştırmaları üstlendi, planlamaları yaptı. Mesele ray döşemekten ibaret değil. Ulaştırma projelerinde toplumsal yaşama en yüksek katkının nasıl oluşacağını hesaplayarak ilerlemek gerekiyor.
* * *
Paris-Budapeşte arasındaki güzergáhın planlaması tamamlandı. Magistrale Koridoru’nun Fransa-Almanya-Avusturya ayağındaki birçok hat devreye girdi. Sıra Magistrale Atlası’nı hazırlamaya geldi. AB bünyesinde yürütülen bu çalışmada, hızlı tren hattıyla ilgili bugüne kadar yapılan çalışmaların yanında hattın geleceği de yer alacak.
İşte bu atlası hazırlama görevi Türkiye’ye hayranlık besleyen bir Alman profesöre verildi. Magistrale Uzmanlar Kurulu üyesi de olan Prof. Dr. Egon Martin, geçmişte iki kez Türkiye’ye gelerek İstanbul’un tarihi bölgelerinin ulaşım planlaması için çalışmıştı.
Prof. Dr. Egon Martin, en büyük hayalinin Magistrale hattının İstanbul’a bağlanması olduğunu söylüyor. Bunun için öncelikle hattın Budapeşte-İstanbul ayağının açılması gerekiyor. Prof, Egon Martin elini çabuk tuttu ve hazırlamakta olduğu atlasa kendi özverili çalışmasıyla hazırladığı Budapeşte-İstanbul güzergáhı planlamasını da kattı. Prof. Martin’in ürettiği çözümde İstanbul-Paris arası yedi-sekiz saate kadar iniyor.
* * *
Prof. Martin’in gelecek düşleri bu kadarla da sınırlı değil. 19’uncu yüzyılın sonunda yapılmış olan İstanbul-Bağdat hattının da yeni güzergáhın uzantısı olması gerektiğini söylüyor.
Prof. Egon Martin’e göre her geçen gün dünyanın dikkatini daha fazla çeken İstanbul, hızlı tren ağıyla birlikte Avrupa’nın doğuya açılan kapısı haline dönüşebilecek. İstanbul Boğazı’nda yapımı süren tüp geçidin planlamasında tren hattının da bulunması, Alman hocanın düşüncelerinin gerçekleşme şansını artırıyor.
Almanya’nın Siemens, Hertz, Mercedes gibi teknoloji dáhilerini yetiştiren Karlsruhe Teknik Üniversitesi’nden olan bu vizyon sahibi hocaya, Avrupa’nın geleceğine dair ulaşım atlasını hazırlarken İstanbul’u ve Türkiye’yi unutmadığı için büyük bir teşekkür borçluyuz.