Devlet ve üç dilek

YILBAŞINA Ankara’da çocukluk arkadaşlarımla girdik. Melis’in piyanosunda, benim oğlum Ali Sinan (11) ve Fatih Çekirge’nin 10 yaşındaki oğlu Kuzey fasıldan önce piyano çaldılar. Benimki cazcı, Kuzey ise klasik batı müziği takıldı.

Haberin Devamı

Eflatun’un Devlet adlı eserinde eğitimin müziğe dayanmasının tartışıldığı bir bölüm var: “Hiçbir şey insanın içine ritim ve düzen kadar işlemez. Müzik eğitimi insanın özünü güzelleştirir.”

Buradaki akıl yürütmeye göre, çocukken başlanan müzik eğitimi daha düşünmeye başlamadığı çağda çirkinliklerden tiksinmesini sağlar çocuğun. Müzik eğitimi gören biri düzensiz insanları sevmez, içi dışı birbirine uyanı ayırt eder. Ahengi arar, onunla beslenir...

2010’da hepimize daha fazla iyi müzik ve ahenk dilerim....

* * *

İnsan ne kadar zorbaysa o kadar da köledir... Ömür boyunca korkular, kaygılar içinde kıvranan zorbanın hali, ezdiği insanların haline benzemiyor mu? İnsanların en mutsuzudur aslında zorba ve yanına yaklaşanları da mutsuz eder...

Haberin Devamı

Bu satırlar da Eflatun’un Devlet’inden. Bugün “insanlık” adı altında topladığımız değerlerin en önemli kaynak eserlerinden biridir Devlet. Okuyunca anlarız ki insanlık binlerce yıldır hangi rejimin insanları daha mutlu kılacağını tartışıyor. Krallık mı, timokrasi mi, oligarşi mi, demokrasi mi, zorbalık mı?

Bir başka soru: En doğru değerlendirmeyi hangi tip insan yapar? Parasever mi, ünsever mi, yoksa bilimsever mi?

Bugün Türkiye’ye hakim olan değer sisteminde paraseverlerin ölçütleri geçerli. Kriterleri parasever tayin ediyor, zaten ünü de buna bağlı olarak geliyor. Gençler arasında bilimseverlik revaçta değil, çünkü para getirmiyor.

Oysa Devlet’te, para zevki tüm zevklerin en aşağılığı...

Eflatun’un Devlet’inde düşünme olmadan doğru yargı olamayacağı kanıtlanıyor. Üç insandan sadece bilimsever (filozof) olanı insanın yargısında aldanmaması için gerekene sahiptir: Görme, anlama ve düşünme... Bilimsever, diğer iki tip insanın zevklerini anlamak zorundadır çünkü. Gerçeğin ne olduğu üzerinde düşünmenin zevkini tadabilen sadece filozoftur.

Düşünme olmadan, akıl yürütme olmaksızın insan yargıya varamaz.

İşte geldik en büyük sorunlarımızdan birine: Yargılarımızda çoğu kez düşüncenin kırıntısı bile yok.

Haberin Devamı

Zengin, kahraman ve bilge... Üçü de ün sahibi olabilir ve ün kazanmanın ne olduğunu bilirler. Ama gerçeğin ne olduğu üzerinde düşünmenin zevkini yalnızca filozof tadabilir.

2010’da hepimize bir parça filozofluk dilerim...

* * *

Bu yıl ister istemez “devlet” kavramı üzerine düşüneceğiz. Türk devletinin neredeyse tüm kurumları 2010’a birbirine güvensiz, kavgalı giriyor.

Milattan önce yazılan Devlet’te ideal devlet ütopyası var. Biz de kendi Sokrat’larımızın hapse atılmayacağı, öldürmeyeceği, tersine onun gibilerin baş tacı edileceği bir toplum hayal etmeliyiz.

Başımıza en güçlüleri ve en zorbaları değil en akıllıları ve en doğruları nasıl geçireceğiz?

Haberin Devamı

2010’da gençlere en iyi devletin nasıl olacağını anlatan Eflatun’larımız olmasını dilerim...

Yazarın Tüm Yazıları