Milli takım ve Vakıfbank antrenörü Guidetti: Yemekte İtalyan, tatlıda Türküm

Hikâyesi 1972 yılında, İtalya’nın kuzeyindeki Modena kentinde başlıyor… Yaklaşık 250 bin nüfuslu, kırsalı ve huzuru bol, yaşaması kolay bu sakin yerin iki özelliği var. Biri dünyanın en prestijli otomobil markaları Ferrari ve Maserati’ye ev sahipliği yapması… İkincisiyse İtalya’da voleybol sevenlerin futbol sevenlerden daha fazla olduğu belki de tek şehir olması! Giovanni Guidetti, “Kış ayları inanılmaz sisli geçerdi ve açık havada bir şeyler yapmak imkansızlaşırdı. Havalar kötü diye spor yapmaktan vazgeçmeyen bir şehirde futboldan ziyade her mevsim oynanan voleybol çok popülerdi” diye başlıyor: “Modena’da herkesin oynamayı ve izlemeyi en çok sevdiği spor voleyboldu. Yıllar boyunca, İtalya’nın en iyi kadın ve erkek voleybol takımlarının buradan çıkmasının nedeni de buydu.” Guidetti işte bu havası, suyu voleybol olan kasabada Adriano ve Laura çiftinin, iki kızdan sonra üçüncü çocuğu olarak dünyaya geliyor. 

Sene 1973 “Ablalarım Julia ve Giovanna ile… Voleyboldan başka şey düşünemez hale geldiğimde, derslerim kötüye gitmesin diye ablalarım büyük çaba gösterdiler. Onların hakkını ödeyemem ...”

VOLEYBOL GENLERİMDE VARDI

Genetik açıdan da şanslı! Ailenin sporcusu babası... Guidetti anlatıyor: “Bir okulda beden eğitimi öğretmeniydi. Kalan zamanda hem voleybol hem de tenis antrenörlüğü yapardı. Aslında profesyonel voleybol antrenörü olmak istermiş ama okuldaki öğretmenlik işini bırakmaya bir türlü cesaret edememiş. O dönemde antrenörlük iyi bir gelir sağlamıyordu. Annem resim öğretmeniydi. Ben, babam gibi tam bir spor tutkunuydum… Denemediğim branş kalmadı ama voleybolun yeri bir başkaydı.” Voleybolun hayatına ne zaman girdiği sorusunu, “Sanırım anne karnında!” diye yanıtlıyor: “Daha 5-6 yaşındayken evde tek başıma voleybol oynamaya çalışırdım; ne var ne yok kırdım diyebilirim... Amerika Milli Takımı üst üste iki kere Olimpiyat Şampiyonu olmuştu. Mahalledeki herkes oyunculara hayranken, benim idolüm antrenörleri Karch Kiraly idi. Çocukken odamın duvarında onun posteri asılıydı. Şu an kendisi çok yakın arkadaşım.” 

Sene 1975

SPORUN ACIMASIZ DOĞASI…

Yeteneği de vardı… Şehrin en iyi takımında oynuyordu. 15-16 yaşına kadar gelecek vaat eden bir sporcu oldu. Ancak… Guidetti devam ediyor: “Sonra birden boyumun uzaması durdu. Fiziksel olarak yetersiz kalacağımı, takımı riske atmak istemediklerini söylediler. Benim kadar yetenekli olmasa da fiziksel olarak benden daha üstün bir sporcuya yatırım yapmak istiyorlardı. Takımın ihtiyacı bu yöndeydi ve voleybol bir takım oyunuydu sonuçta. Profesyonel sporun acımasız doğasıyla ilk tanışmam biraz trajik oldu yani… Profesyonel sporcu olmayı çok istediğim için bir süre başka branşları denedim ama bir yerde kafama dank etti. Voleyboldan başka bir branşta başarılı olsam bile mutlu olmayacaktım. O yüzden voleybola döndüm ve bütün enerjimi iyi bir antrenör olmak için harcamaya karar verdim.”

Sene 1995 Volley Spezzano

‘RAHATIMI BOZMAKTAN HİÇ ÇEKİNMEM!’

Bu kararı verdikten sonra, her şey çok hızlı ilerledi. 1995-1998 arası antrenörlüğünü yaptığı Spezzano Kulübü birinci lige yükseldi. Amerika ve Almanya Milli takımlarıyla çalıştı. Guidetti, “Ne istediğini bilir, onun için çalışırsan her şey hızlı ilerler!” diyor. Hayatının dönüm noktası VakıfBank SK ile yollarının kesişmesi olmuş: “Rahatımı bozmaktan hiç çekinmem. Disiplinin her ortamda karşılık göreceğine inanıyorum. VakıfBank’ın hedefi, vizyonu, voleybola yatırım yapma arzusu beni çok heyecanlandırmıştı.” Guidetti 2008 yılında Türkiye’ye geldi. İlk sezon hayal kırıklığı oldu, fakat kulüp yönetimi ona güveniyordu. “İnsanlar sana fırsat verdiğinde buna karşılık vermeniz gerekir... Bu güven hissi ülkeye de bağlanmama neden oldu. O günden sonra çok güzel işler başardık” diyen Guidetti, Türkiye’de VakıfBank’ı 2012–2013 sezonunda Türkiye Ligi, Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi şampiyonu yaptı. Ardından gelen 73 resmi maçlık galibiyet serisiyle Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. VakıfBank bugün, ‘Türkiye’nin uluslararası alanda en çok kupa kazanan takımı’ unvanına sahip...

‘FUTBOLSEVERLERİN BİLE İLGİSİNİ KAZANDIK’

Giovanni Guidetti, 2017 yılından beri Kadın Milli Voleybol Takımı’nı da çalıştırıyor. Filenin Sultanları geçen yıl Tokyo Olimpiyatları’nda çeyrek finale kadar kalarak bize heyecan yaşattı. Guidetti, “Milli Takım ve kulüpler bazında öyle başarılar elde ettik ki futbolseverlerin bile kadın voleyboluna ilgi ve sevgi duymasını sağlar olduk. Bu beni çok mutlu ediyor” diyor: “Hem Milli Takım’da hem de VakıfBank’ta sporcularımız Türk kadının aydınlık yüzünü, yeteneğini, çalışkanlığını tüm dünyada en iyi şekilde temsil ediyor. Deplasman maçlarımızı bile dolu tribünlerde oynuyoruz, bilet almak için insanlar yağmurda kuyrukta bekliyor.”

‘İYİ İNSAN İYİ LİDERDİR’

Antrenörlük zor bir iş midir? Kalabalıkları idare etmenin bir sırrı var mıdır? Diyor ki: “İyi bir insan olmak hayatın her alanında yardımcı olur. Herkesle bire bir ilgilenmek sizi lider olarak ileri taşıyacak, takımınızın güvenini arttıracaktır. Sonuçta biz makinelerle çalışmıyoruz, insanlarla çalışıyoruz. Birinin sizi takdir ettiğini bilmek motivasyonunu arttırır. Lider olarak hem cana yakın hem de talepkâr olmalıyız. Farklı karakterlerden  kurulu takımlarda aynı arzuyu aşılayabilirseniz başarıya ulaşırsınız.”

‘EV-KULÜP-HAVAALANI ÜÇGENİ’

Artık 14 yıldır Türkiye’de… Bir İtalyan’ın gözünden İstanbul’da yaşamak nasıl bir şeydir? Şöyle yanıtlıyor: “Benim için yepyeni bir şehir, bir kültürdü burası... Fakat insanlarla kolay anlaşabilen biriyim. Profesyonel sporun içindeyseniz disiplinli bir hayat yaşamak zorundasınız. Antrenman, kamp, deplasman, turnuva derken daha çok ev, kulüp ve havaalanı üçgeninde bir hayat geçiriyorum. Zaman bulduğumda mutfağa girip sevdiklerime yemek hazırlıyorum. İtalyan mutfağını çok sevsem de Türk yemeklerinden özellikle de tatlılarından çok keyif alıyorum. Burada yaşamaktan son derece mutluyum. Zaten o yüzden bir aile kurup çocuğumu burada büyütmek istedim… Türkçem çok iyi olmasa da kendimi bu ülkenin bir parçası olarak hissediyorum!” Dönemin kulüp başkanı İlker Aycı’yla beraber kız isteme merasimini gerçekleştiren Guidetti, 2013 yılında voleybolcu Bahar Toksoy ile dünyaevine girmişti. Çiftin 2018 yılında doğan Alison isimli bir çocukları var…

Sene 2020 Kızı ve eşi Bahar Toksoy ile...

YARININ SULTANLARINI YETİŞTİRİYOR

Giovanni Guidetti’nin bir de kişisel sosyal sorumluluk projesi var: Yarının Sultanları… Şöyle anlatıyor: “10 yıldan uzun süredir Türkiye’deyim… Burası bana hayatımın en güzel anlarını verdi. Karşılığında kupalar haricinde de bir şeyler vermem gerekiyordu. Kız çocuklarına fırsat eşitliği sağlamak, onları voleybol ile tanıştırmak, teşvik etmek istedim. Çabalarımız Birleşmiş Milletler tarafından ödüllendirildi, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın desteğini aldı.” İzlenimleri nasıl? Yanıtı: “İlk etap için Bitlis’teydik. Kız çocukları müthiş bir istekle antrenmana gelmişlerdi. Okul formalarıyla oynayanlar oldu ama öyle hızlı öğreniyor, birbirlerine o kadar güzel destek oluyorlardı ki voleybolu sevmeye başladıklarını hemen hissediyordunuz!”

Sene 2021 Gaziantep Yarının Sultanları

FANATİK BİR U2 HAYRANI

 “Çocukluk anılarımda hep çok keyifli yaz tatilleri var. Öyle lüks tatiller gelmesin aklınıza! Dağda, kampta, deniz kenarında, doğayla iç içe basit ama keyifli tatiller… Orta halli bir aileydik ama çoğu zaman istediğimizi yapabiliyorduk. Küçüklüğümde mahallede spor turnuvaları düzenler, herkesi yarıştırırdım. 16- 17 yaşlarında yaz okullarında voleybol antrenörlüğü yapmaya başladım. Spor gazeteciliğine de merak sarmıştım. Hatta bir süre spor medyasında çalıştım. Müziğe kendimi bildim bileli ilgim var. Voleyboldan sonra en büyük tutkum! 13–14 yaşlarında gitar çalmaya başlama nedenim U2 hayranı olmam. O kadar büyük bir hayranlığım vardı ki para kazanmaya başladığım ilk yıllarda elime geçen her şeyi küçük küçük biriktirip 19 yaşında Amerika’da U2 konserine gittim. En sevdiğim yemekler de pizza, tortellini ve gelato (dondurma). Tipik bir İtalyanım ben!”

BEŞ TAVSİYE 

1- İşinizi tutkuyla yapın, ilk günkü heyecanınızı kaybettiğinizi hissederseniz boşuna zorlamayın.

2- Sporda yeteneğiniz sizi mutlaka bir yerlere getirir ama orada kalmanızı sağlayan şey her zaman çalışkanlığınız ve disiplininiz olacak.

3- Cesur olun. Hata yapmadan asla öğrenemezsiniz, hata yapmaktan korkmayın.

4- Kendiniz olmaktan vazgeçmeyin ama kendinizi geliştirmez ve geri bildirime açık olmazsanız, asla kendinizin en iyi versiyonuna ulaşamayacağınızı da bilin.

5- Başarılarınızı kutlayın, kendinizi ödüllendirin. Ama unutmayın ki en başarılı olduğunuz anda kendinize ‘Neyi daha iyi yapabilirdim?’ diye sorarsanız, çok daha başarılı olabilirsiniz.

‘TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ’ GÖREVİ...

Guidetti, eşi Bahar Toksoy ile UNDP’nin ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Savunucusu’ unvanını taşıyor…  “Bu benim için zor bir iş değil, büyük bir sorumluluk. Sadece Türkiye’de değil, ne yazık ki dünya genelinde kadın ve erkeğin toplumsal rolleri arasında bir dengesizlik var ve bu kadınların potansiyellerini gerçekleştirmeleri önünde çok büyük bir engel...” diyor.