Paylaş
Lüksemburg Büyük Düşesi Maria Teresa ile buluşmaya gittiğimde, Monarşi ile yönetilen ülkelerdeki ‘Saray Protokolü’nün beni bunaltacağını biliyordum.
Beklediğim gibi görüşme öncesi bir protokol temsilcisi yanıma gelerek, ‘Ne yapacağımı’ ve ‘Ne yapmayacağımı’ anlattı. Üstelikte, daha önceki randevularının sarkması nedeniyle sadece 15 dakikam olduğunu söyledi. Niye yalan söyleyeyim buna biraz canım sıkıldı. Ama ‘an’ sıkılma anı değildi. Başladığım işi bitirme anıydı.
İşte böyle bir ortamda Lüksemburg Büyük Düşesi odaya gülümseyerek girdi. Sanki uzun zamandan beri onu tanıyor gibiydim. Belki fotoğraflarına olan aşinalığım, belki de onun sıcacık davranışı bana bunu düşündürttü… Hiç 5 çocuklu ve 2 torunlu bir kadın gibi durmuyordu. Doğal olarak çok bakımlı ve mükemmel konuşan biri vardı karşımda. Siyah etek, beyaz ceket giymiş, sade takılarıyla da bu giysisini süslemişti.
Kendimi tanıtıp hemen söyleşiye başladım. Yanlış yapmamaya özen gösteren ve kısa kısa cevaplar verdi. Biraz temkinli ama cevaplarına hazırlıklıydı. Lüksemburg’un Türkiye’ye yaptığı bu en üst seviyedeki devlet ziyareti 66 yıl sonra ilk kez gerçekleşti. En son benzer bir ziyaret 1947’de yapıldı.
Lüksemburg Büyük Düşesi Maria Teresa’nın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
Suriye kampı
“Bu ziyarette özellikle bir mülteci kampını ziyaret etmek istedim. İnsani yardımlar konusunda son derece hassasım. Bu konuya ilgim, yaşamımın önemli bir parçası ve bu alanda birçok çalışmalarım oldu. Türkiye’yi yönetenlerin ve halkının Suriyeli Mültecilere cömertçe kucak açması, onların yaşadığı acıları gönülden paylaşması, takdir edilecek bir davranış. Bu durum, büyük Türk halkına olan hayranlığımı bir kez daha artırdı. Ben de Suriye halkının acılarını paylaşmak, onların bu acılarına ortak olmak istedim. Onlarca mülteci kampı ve yüzbinlerce mülteciye, sağlık, eğitim, sosyal yardım yapılıyor. Yapılanları gönülden takdir ediyorum. Bu ziyaretle, hem Suriye halkının acılarını paylaşmak, hem de Türk halkının yaptığı bu fedakârlığa takdirimi bizzat orada dile getirmeyi arzuladım”
Kadınların sorunları:
“Kadın sorunlarının giderilmesi konusunda Türkiye’nin büyük bir atılım içinde olduğunu gördüm. Türkiye çok faal ve dinamik bir tutum içinde. Birçok konuda oldukça ileri adımlar atılmış. Bizzat bu konuda atılan adımları Aile Bakanı Fatma Şahin’den dinledim. Bakanınız beni çok etkiledi. Yıllardan beri kadın sorunları konusundaki çalışmalarım biliniyor ancak benim bu konuda Türkiye’ye yapacağım bir tavsiye olamaz. Daha çok öğrenmek ve dinlemek amacıyla görüşmeler yaptım”.
Türkiye’nin AB üyeliği:
Lüksemburg her zaman Avrupa Birliği içinde Türkiye’nin dostu olmuştur ve bu tavrımızda değişiklik olamaz. Dostunuz olarak kalacağız.
İkili ilişkilerin, diplomatik, ekonomik ve her alanda geliştirilmesini arzu etmekteyiz. Zaten üç bakanla Türkiye’ye gelmiş olmamız bunun en önemli göstergesidir. Devlet ziyareti, ilişkileri daha da canlandırmak amacını taşıyor. Ayrıca Türkiye’ye AB içindeki desteğimizi de açıkça gösteriyor”.
Paylaş