Paylaş
Benim bir Ankara’m var. Siyasetle harmanlanmış, kaderi, “Türkiye’nin kaderi” olan bir Ankara. 1976 yılında geldiğim çocukluğumun Ankara’sından, gazeteciliğimin Ankara’sına uzanan bir yolculuk bu. Ama bugün Kanal D’de yayınlanacak olan, “Annem Ankara” dizisinin tanıtımları, beni başka bir Ankara’ya götürdü.
Ankara’yı hep siyaset şehri gördüm. Öyle yaşadım. Belli ki hayatı ıskalamışım. “Annem Ankara” içinde yaşadığım ama hiç düşünmediğim bir Ankara gerçeği ile beni yüz yüze bıraktı.
BERGÜZAR KOREL
Dizinin tanıtımında “Sizi kalbinizden vuracak” diyor. Çünkü dizide yaşananlar gerçek bir yaşam hikâyesi. O nedenle samimi ve sahici. Senarist Başak Angigün’ün ailesinin birebir yaşanmış gerçek hikâyesi anlatılıyor. Dizide evlatları için mücadele eden Zuhal karakterini canlandıran Bergüzar Korel var. “Benim annem Ankara’ydı. Denizi Boğaz’ı yoktu ama direnişti, mücadeleydi” mottosuyla öne çıkıyor. Bergüzar Korel muhteşem bir oyuncu. Aynı şekilde Mehmet Günsür’ün de oynadığı karaktere hayat vereceğinden eminim.
90’LI YILLAR
Dizide 90’lı yıllar anlatılıyor. 90’lı yılları Meclis’te soluk soluğa yaşadım. Benim 90’lı yıllarım siyasetti, yıkılan hükümetler, kurulan hükümetler, askerin baskısı, Demirel’in yeniden dönüşü ve Özal’ın ölümüyle bir dönemin kapanması... Ve Meclis koridorlarında vurulan milletvekilleri. “Annem Ankara”nın 90’lı yıllardaki Ankara’sı bambaşka. Belki de 70’li yıllarda tanık olduğum Ankara’nın esintilerini taşıdığı için etkiledi. Şimdiden içine çekmeyi başardı.
BENİM ANKARA’M
Siyasetle harmanlanmış bir Ankara yazmak istiyordum aslında. Geniş bahçelerin içinde kırmızı boyalı evlerin olduğu Bahçelievler’den başlayıp, insanların gece güzel kıyafetlerini giyip, eşlerini koluna takıp yazlık sinemaya gittiği, sinema çıkışında dondurmacıya uğrandığı benim Ankara’mı yazmak istiyordum. Sağ-sol olayları sırasında o sinemaya bomba atılmıştı. Büyük kestane ağaçlarının arasında koşturduğumuz Tandoğan’dan, çarpışan arabalara bindiğimiz Gençlik Parkı’ndaki cıvıl cıvıl yaşamdan, sırtı parkalı, bıyıklı, “Devrimci abilerin” kontrol ettiği Kızılay’ı, İsmet Paşa’nın Pembe Köşkü’nü, Atatürk’ün Çankaya’sını, Demirel’in Güniz Sokağı’nı, Ecevit’in Oran semtini, Erbakan’ın Balgat’ını yazmak isterdim.
BU GECE BAŞLIYOR
Benim Ankara’m siyaset demekti. Ama “Annem Ankara” beni Başkent’in başka bir yüzüyle tanıştırdı. İnsani yüzüyle.
Bugün saat 20.00’de Kanal D ekranlarında başlayacak olan “Annem Ankara” dizisini bir de bu gözle izleyeceğim.
TEĞMENLER, 7 KEZ BAŞVURUDA BULUNMUŞ
Bu yıl tarihinde ilk kez Kara, Hava ve Deniz Harp Okullarında dönem birincileri kızlardan çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kızlarımızın başarısı Anadolu’yu yansıtıyor” dedi.
Ancak Kara Harp Okulu’nun mezuniyet töreninde yaşanan, “Korsan yemin” olayı bu sevinç üzerine gölge düşürdü. Bize geçmişinde darbelerin yaşandığı, cuntaların cirit attığı, askeri vesayetin güçlü olduğu Türkiye gerçeğini hatırlattı.
KILIÇLARI KİME ÇEKİYORSUNUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kılıçları kime çekiyorsunuz” diye tepki gösterdi. Teğmenlerle ilgili olarak açılan disiplin soruşturması nedeniyle öğrendik ki Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından törenin yapıldığı 30 Ağustos günü başlatılmış.
DİSİPLİNSİZLİKTEN AÇILDI
1- Teğmenlerle ilgili disiplin soruşturması, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan attıkları için açılmadı. O bir çarpıtma. Sadece yeni mezun olan teğmenler değil, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün unsurları Mustafa Kemal’in askerleri.
2- Teğmenler, 28 Şubat şartlarında yazılan ve 28 Şubat’ın ruhunu yansıtan ama 2023 tarihinde kaldırılan yemin metnini okumak için tam 7 kez başvuruda bulunuyorlar. Yönergede yapılan değişiklik nedeniyle kaldırılan metnin okunmasının mümkün olmadığı kendilerine tebliğ ediliyor.
BASIN DAVET EDİLİYOR
3- Buna rağmen törenin sonunda dönem birincisi olan Teğmen Ebru Eroğlu, ses sisteminden mezun oldukları taburun ismini anons ederek toplanmalarını istiyor. Çocukları ile mezuniyet sevincini yaşayan aileler dışarı çıkarılıyor, töreni izleyen basın mensupları teğmenler tarafından olay yerine davet ediliyor.
4- Kılıç çatma sırasında okunacak metinden sadece eylemi organize eden teğmenin bilgisinin olduğu anlaşılıyor. Bazı teğmenlerin ise organizasyonda yardımcı oldukları dikkati çekiyor.
AMİRLER MÜDAHALE ETMİYOR
5- Bazı öğrencilerin ısrarla taleplerine karşı olumsuz yanıt verilmesine rağmen, bu olayın yaşanma ihtimali karşısında amirlerinin ek önlemler alması gerekirken, tören alanında yaşanan disiplinsizliğe karşı amirler gerekli tedbirleri almadıkları gibi eylem sırasında da müdahale etmiyorlar.
6- Teğmenlerle ilgili disiplin soruşturması “emre itaatsizlikte ısrar” maddesinden açılıyor.
DARBELER VE HARBİYELİLER
Geçmişte Harp Okulu öğrencilerinin katıldığı darbeler de oldu, cuntalar da kuruldu. 27 Mayıs’ta Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun’u yerde sürükleyerek evinden çıkaran Harp Okulu öğrencileriydi. Harp Okulu, 27 Mayıs’ta aktif olarak görev yaptı. 12 Mart’a giden süreçte cuntaların içinde yine Harp Okulu öğrencileri vardı.
‘HARBİYELİ ALDANMAZ’
Talat Aydemir isyanının parolası, “Harbiyeli Aldanmaz”dı. Ama Harbiyeli aldandı. İkinci kez isyana kalkışınca Talat Aydemir idam edildi, 1459 Harp Okulu öğrencisi tasfiye edildi.
İSMET PAŞA’NIN TASFİYESİ
Bunu kim yaptı? İsmet Paşa yaptı. Hani Harp Okulu öğrencileri tasfiye edilemezdi? İsmet Paşa’nın yaptığı ne? Çünkü İsmet Paşa askerin içinden geldiği için bu tür cunta faaliyetlerinin sonunun bir darbe teşebbüsüne kadar gideceğini biliyordu. İsmet Paşa, Talat Aydemir isyanından sonra Harp Okulu öğrencilerini tasfiye ederken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise teğmenlere sahip çıkıyor. “Atılan o teğmenlere kılıç töreni yaptıracağız” diye meydan okuyor.
Bu durumda İsmet Paşa’nın yaptığı mı doğru, Özgür Özel’in tavrı mı?
Paylaş