Paylaş
PİYASALARDAKİ olumlu hava zaman zaman dozajı azalıp artsa da devam ediyor. Önemli gündem konularının geride kalması, bazı gelişen ülke piyasalarındaki zayıflamaya rağmen öncü dış piyasalarda devam eden iyimserlik, risk iştahının sürüyor olması, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bu ayki toplantısından beklenen faiz artırımının tedirginliğe neden olmaması, Türk ekonomisinde görülen canlanma sinyalleri ve iç piyasalara dışarıdan para girişinin sürüyor olması olumlu algıya neden olan başlıca gelişmeler. Merkez bankası kayıtlarına göre, 26 Mayıs haftasında hisse senedi, tahvil ve bonoya giren portföy yatırımları 600 milyon doların üzerinde. Son hafta hariç mayıs ayındaki girişler ise 1.3 milyar dolara yaklaşmış. Sıcak para girişlerinin sürüyor olması piyasalar açısından çok önemli. Bu girişlerin etkisiyle son günlerde TL, ABD doları ve aynı ligde yer aldığımız diğer gelişen ülke para birimlerinden olumlu ayrışıp değer kazandı. Dolar/TL kurundaki zayıflamada, doların Trump ile ilgili soruşturma sonrası değer kaybıyla Türkiye Merkez Bankası’nın döviz depo ihalelerine bankalardan gelen tekliflerdeki gerilmenin etkisi de var. TL’nin değer kazanması mevcut carry trade için avantaj. Aynı avantajı dışarıdan yeni giriş yapacak yatırımcılar için söylemek zor.
3.90’lardan döviz bozdurup Türkiye’ye giriş yapanlar hiç hisse senedi, tahvil ve bono gibi piyasa araçlarına yatırım yapmasalar dahi ocak ayından bu yana yüzde 10’dan fazla getiri elde etmiş durumdalar. Geçen hafta grafik olarak paylaştığımız üzere, kurlardaki gerileme ile bankalarda yabancı para mevduatlarında artış söz konusu. Kredi Garanti Fonu (KGF) ile banka kredilerindeki artışın ekonomideki canlılığın artmasına katkısının yanı sıra başka yatırım araçlarına kaydığı yönünde değerlendirmeler de geliyor. KGF ile birlikte ekonomide çarkların yeniden ivme kazanması bir başka ifade ile “tulumbaya can suyu” verilirken bankaların kredi/mevduat oranı kabul edilebilir seviyelerin çok üzerine taşındı. Isınan ekonomiyle gelecek dönemler için enflasyon, dış ticaret ve cari açık gibi makro ekonomik verilerin de harekete geçme olasılığı gündeme gelebilir. Ama bu politikada önceliğin ekonomik büyüme olduğu anlaşılıyor. Ekonomideki canlanma ile gerek genel ekonomi, gerekse mikro yani şirket bazında piyasalar için yeni bir fiyatlama konusu olabilir mi? Bunu zaman gösterecek. Cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verileri beklentilerin oldukça altında geldi. Ancak Fed faiz kararını değiştirmesi zor.
Kabinede değişiklik beklentisi dışında gelecek haftanın önemli gündemi olarak Pazartesi TUİK’in açıklayacağı mayıs enflasyon verileri, İngiltere seçimi ve Avrupa Merkez Bankası toplantısı görülüyor. İşin düğümlendiği nokta, olumlu havalarda hep daha iyisini ve yukarısını bekleyen piyasalarda mevcut gelişmeler ne ölçüde fiyatlandı? Fiyatlanmaya devam edecek mi? Gelinen noktada önemli ölçüde fiyatlamanın yapıldığı ancak dış piyasalardaki iyimserlik ve para girişleriyle fiyatlanmaya devam edildiği söylenebilir.
BORSADA ÇIKIŞ TRENDİ KORUNUYOR
BORSADA kâr satışlarına rağmen çıkış trendi devam ediyor. 100.000-101.000 ilk önemli direnç seviyeleri olarak görülürken bu seviyelerde kâr satışları gelebilir. 101.000 seviyesinin geçilmesi durumunda sonraki dirençler 103.000-105.000 seviyelerinde. Geri çekilmelerde ilk önemli destek ise 97.000 seviyesinde. Bu seviyenin üzerinde çıkış hareketi gücünü koruyacak. Aksi takdirde 95.000-94.500 sonraki destek noktaları. Endekste direnç seviyelerinde kâr satışları görülse de çıkış hareketi gücünü koruyor.
SATIŞ BASKISI SÜRÜYOR
DOLAR/TL kurunda satış baskısı sürüyor. İlk önemli destek 3.50 seviyesinde. Bu seviyenin üzerinde tepki alımları görülebilir. Ancak 3.50 seviyesinin altına gelinmesi durumunda düşüşün devamıyla 3.46 ve 3.42-3.40 sonraki destek noktaları. Yukarı yönlü hareketlenmelerde ise 3.58 ve 3.62 direnç seviyeleri. Tepki çıkışının devamı için 3.62 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Destek noktalarında tepki alımları görülse de direnç seviyelerinde satışla karşılaşma olasılığı yüksek.
Paylaş