Paylaş
Piyasalarda özellikle borsada iyimserlik devam ediyor. BIST100 Endeksi’nde yaşanan geri çekilmeler alım fırsatı olarak görülürken hisse bazlı hareketlilik yoğunlaşmış durumda. Önümüzdeki günlerden itibaren dokuz aylık bilanço beklentilerinin de fiyatlamalara konu olmaya başlamasıyla bu görünüm devam edebilir. Sermaye piyasalarında (hisse senetleri) çıkış trendine karşılık para piyasalarında da (faiz, döviz) yükseliş sürüyor. Oysa birbirine alternatif iki piyasanın aynı yönde hareket etmesi piyasa işleyişiyle uyumlu bir durum değil. Ama zaman zaman bu gibi gelişmeler olabiliyor.
BORSAYI DESTEKLEYEN ZEMİN HÂKİM
TCMB faiz artırımları tahvil bono ve mevduat faiz yükselişini beraberinde getirdi. Yeni ekonomi yönetiminin para politikası faiz artırımı ve parasal sıkılaşma eksenli. Enflasyon ile mücadele açısından bu politika gerek dış, gerekse iç finans çevrelerinden olumlu tepkiler aldı. Bu durum henüz para girişi bakımından somut olarak etkisini göstermese de kredi derecelendirme kuruluşları, yabancı yatırım bankaları ve Türkiye’nin risk primi açısından pozitif değerlendiriliyor. Hal böyle olunca Borsa İstanbul’u destekleyen bir zemin de oluşuyor. Bir bakıma beklenti ihtiyacına cevap verip besliyor. Diğer yandan faiz artışı ve parasal sıkılaşma yeni ekonomik modelin omurgasını oluşturmakla birlikte faiz, tasarruf sahipleri açısından bir alternatif olarak daha belirgin bir hal almaya başladı. Fakat mevcut faizler enflasyonun altında, negatif faiz durumu devam ediyor.
İBRE BORSADAN YANA
Kur Korumalı Mevduat (KKM) dönüşlerine ise bankalarca daha yüksek faiz verildiği biliniyor. Borsa İstanbul’un prim potansiyeliyle faiz getirileri mukayese edilmeye başlandı. Bir tarafta risksiz getiri, diğer tarafta yükselişini sürdüren borsanın olası prim potansiyeli. Önümüzdeki aylarda TCMB faiz oranlarını arttırırsa bu mukayaseler biraz daha faiz lehine dönebilir. Henüz ibre ağırlıklı olarak borsadan yana. Mevcut şartlarda bu durum korunsa da borsada seçicilik daha artacak. Hisseler belli bir prime ulaştı. Pahalı mı, primli mi ayrımı yapılacak. Bazı hisseler için primli ama pahalı değil tanımı rahatlıkla yapılabilir. İskontlu hisseleri ayıklamak için analiz gerekir. Bu da aracı kurumların araştırma bölümlerinin işi. Bu açıdan aracı kurum raporlarının daha yakından takip edilmesinde yarar var. Faiz artışının diğer etkisi şirket değerlendirmeleri ve genel ekonomi üzerinde olacak. Yüksek faiz ekonomideki büyümeyi törpüleyecek bir gelişme. Yavaşlayan ekonomide şirket kârlılıkları da düşecektir. Bu gelişmeler bugünden çok önümüzdeki dönemin gündemi olarak görülüyor. Mevcut durumda Borsa İstanbul’da iyimserlik korunuyor.
YABANCI YATIRIMCILAR AL-SAT’A DÖNMEYE BAŞLADI
BORSA İstanbul’da yabancı yatırımcıların işlemlerine bakıldığında trade (al-sat) havası seziliyor. Birkaç hafta alıp sonraki haftalar satışta görülüyorlar. Miktarlar büyük montanlı değil. 22 Eylül ile biten haftada TCMB verilerine göre; yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 74.4 milyon dolarlık, tahvil bonoda 91.8 milyon dolarlık alım yaptılar. Bir önceki hafta hisse senetlerinde 200.8 milyon dolar, tahvil bonoda ise 28.1 milyon dolar satışları vardı.
Biraz erken bir tanım olacak ama tahvil bonodaki alım tutarının miktar olarak hisse senetlerini geçmesini faiz yükselişine bağlamak mümkün. Faiz arttıkça tahvil alımları biraz daha artmış görülüyor. Diğer yandan yine aynı hafta yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları 1 milyar dolar azalışla 175 milyar dolara gerilerken TCMB brüt rezervi 4 milyar dolar artışla 125.5 milyar dolara yükseldi.
Kur Korumalı Mevduat’taki (KKM) çözülme 2 milyar TL ile sınırlı kaldı. Toplam büyüklük 3.3 trilyon TL. Son beş haftalık azalış ise 100 milyar TL’nin biraz üzerinde. Bu açıdan bakılınca ciddi bir çözülme görülmüyor. Muhtemelen TL faizi getiri açısından henüz yeterli bulunmuyor. Paranın fiyatı faizdir. Faiz artışı devam ederse durum ne ölçüde değişecek bunu bekleyip göreceğiz. Ancak TL’ye dönüşü hızlandırması muhtemel bir gelişme olacaktır.
Önümüzdeki hafta TUİK eylül enflasyon verilerini açıklayacak. Enflasyonda beklenti, TÜFE aylık 4.5-5.0, yıllıkta yüzde 60-61 seviyelerinde yoğunlaşıyor. Bu civarda bir rakam ‘Orta Vadeli Program’ hedefiyle (%65) uyumlu görünüyor. Bu açıdan piyasa üzerine etkileri sınırlı kalabilir. Enflasyon verilerinin uzunca bir zamandır TCMB faiz kararlarıyla etkileşimi çok az veya yok gibi.
ALMANYA ENFLASYONU MORAL VERDİ
DIŞ piyasalarda temkinli görünüm sürüyor. Bu yapının altında; merkez bankalarının faiz artırım süreçleri, yükselen tahvil bono faiz oranları ve faizlerin yüksek kalacağı beklentileri, değerlenen dolar, enerji fiyatlarındaki yükseliş, enflasyon kaygıları ve yavaşlayan ekonomiler var. Euro Bölgesi (%4.3, beklenti %4.5) ve Almanya enflasyonunun (%4.5, beklenti %4.6) beklentilerin altında açıklanması piyasalara biraz moral verdi. ‘Bu veriler, ABD ve Avrupa merkez bankalarının (Fed, ECB) faiz artırımlarını yavaşlatır mı’ sorusunu beraberinde getirdi. Bu durum borsalara tepki alımı olarak yansırken ABD ve Almanya tahvil faizlerinde gerilemeye neden oldu. Buna karşılık tahvil faizlerinde çıkış trendleri sürüyor. Benzer şekilde dolardaki değer kazanımı ivme kaybetti. Son günlerde düşüşüne devam eden Euro/dolar paritesi biraz yükseldi. ABD 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 4.68’ı test edip 4.56’ya gerilerken Almanya 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 2.84 seviyesine geriledi. 2.98 seviyesini görmüştü. Euro/dolar paritesi 1.06’nın üzerinde tutunamazken dolar endeksi tekrar 106’nın üzerine çıktı. Düşüş trendindeki altının ons fiyatına ise dolardaki hafif zayıflama ve tahvil faizlerindeki gevşeme ile tepki geldi. Fakat güç kazanamadı ve 1.850’in altına çekildi.
ABD YAKINDAN TAKİP EDİLİYOR
Bu açıdan önümüzdeki hafta açıklanacak ABD tarım dışı istihdam verileri yakın takipte olacak. Beklenti 150 bin (önceki 177 bin). Bu seviyenin çok üzerinde gelecek bir veri Fed’in faiz artırımını destekleyecek diye algılanıp olumsuz yansıma gösterebilir. ABD’nin bir diğer sorunu her yıl bu tarihlerde tekrarlanan ve sonrasında çözülen federal hükümetin kapanması meselesi. Yine çözülecek gözüyle bakılıyor. Aksi takdirde piyasaların tepkisi böyle olmazdı. Dış borsalarda dengelenme ve toparlanma çabaları henüz güç kazanmış görülmüyor. Gergin görünüm korunuyor.
BORSADA 8.400 ZİRVESİ ÖNEMLİ
BORSADA kâr satışlarının ardından gelen tepki alımlarıyla çıkış hareketi devam ediyor. Çıkışın devamı için 8.400’de oluşan son zirvenin geçilmesi önemli olacak. Bu seviyelerde tekrar kâr satışları görülebilir. 8.400’ün üzerinde çıkışın devamıyla birlikte verilecek sonraki dirençler 8.600-8.700 ve 9.000 olarak görülüyor. Geri çekilmelerde ise tutunma noktaları 8.150-8.100 ve 8.000 seviyelerinde. 8.400 geçilemez ise düşüş formasyonlarında “çift tepe” olasılığından söz edilebilir. Ancak 8.400’ün geçilmesi durumunda bu olasılık ortadan kalkacaktır. Endekste çıkış hareketini gücünü korumakla birlikte 8.400 seviyesini geçemeyen çıkış denemelerinde kâr satışları görülebilir.
PETROL FİYATLARI DÜŞÜŞTE
PETROL fiyatında çıkış hareketi yerini düşüşe bıraktı. Brent petrol 95’in üzerinden 91 dolara geriledi. Petrolde güçlü dolar ve küresel ekonomideki zayıflama etkisini gösteriyor. Ancak Suudi Arabistan ve Rusya’nın malum üretim kesintisini yıl sonuna kadar uzatma kararı ve bunun arz açığı doğurabileceği söylemlerinin fiyatlar üzerindeki etkisi azaldı. Enerji fiyatlarının halen yüksek seyrini koruyor olması nedeniyle enflasyondaki gerilemelere biraz şüpheli bakılıyor. Almanya enflasyon verisi dış piyasalara biraz nefes aldırmış görülüyor. Ancak bu aşamada görülen bu piyasa hareketlerine tepki olarak bakmak daha doğru olacak. Bilindiği üzere merkez bankaları faiz kararlarında enflasyon ve istihdam verileri önemli referans noktaları.
Paylaş