Paylaş
İÇ piyasalar seçime odaklanmışken dış piyasaların gündemi ABD borç tavanına ilişkin tartışmalar. 1 Haziran’a günler kala ABD’de, Biden hükümetiyle Cumhuriyetçiler arasında henüz anlaşmaya varılamaması piyasalara baskı yapmaya devam ediyor. Ancak hemen her yıl benzer tartışmaların olduğunu ve çözüme kavuştuğunu dikkate alırsak sonunda bir orta yolun bulunacağına dair umutlar da korunuyor. Aksi takdirde sonuçları çok ağır olacak. Bu konuda sıkça en üst perdeden uyarılar geliyor.
ABD Başkanı Biden, Hazine Bakanı Yellen, IMF, kredi derecelendirme kuruluşları, Fed başkan ve üyeleri bu konuda benzer uyarılar yapıyorlar. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy “Borç tavanı konusunda son tarih olarak 1 Haziran’ı alıyorum. Halen çözülmesi gerekenler var. Anlaşmaya ulaşmak için 7/24 çalışma talimatı verdim” dedi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, borç limiti açmazı nedeniyle ABD’nin “AAA” olan kredi notunu negatif izlemeye aldı. ABD Hazine Bakanlığı’ndan “Fitch’in uyarısı borç limitinin artırılması ihtiyacını güçlendirdi”, açıklaması geldi. Biraz amiyane bir tabir olacak ama “ABD’nin derdi piyasaları gerdi” desek yeridir. Bu durum biraz da “ABD hapşırırsa dünya nezle olur” sözünü çağrıştırıyor. Ama olayın bir şekilde olumluya bağlanacak beklentisi de korunuyor.
MERKEZ BANKALARI TEMKİNİ ELDEN BIRAKMIYOR
ABD ve Almanya merkez bankalarının para ve faiz politikalarına ilişkin temkinli görünümün sürüyor olması ayrı bir konu başlığı. Enflasyondaki düşüşe rağmen her iki merkez bankasından gelen açıklamalara bakıldığında tedirginliğin korunduğu söylenebilir. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, “bankanın enflasyonla mücadelede kararlı olduğunu ve faizleri yeterince sınırlayıcı seviyelere getireceklerini” belirtti.
Son toplantıya ait Fed tutanaklarında ise üyelerin daha fazla faiz artışı konusundaki ayrışması öne çıktı. Tutanaklarda olası faiz artışının boyutunun daha belirsiz hale geldiği, yetkililerin bu yıl için ılımlı durgunluk beklentisinin sürdüğü belirtildi. Bu durum Fed yetkililerinin daha fazla faiz artışının gerekli olup olmadığı konusunda ikiye bölündüğünü gösterdi. Bir tarafta yapışkan enflasyon, diğer yanda zayıflayan ekonomik görünüm var.
Geçen hafta açıklanan Almanya büyüme verisi (GSYH) ilk çeyrekte beklentilerin altında (%-0.2) kalarak teknik olarak resesyona girdi. Almanya ekonomisi 2022’nin son çeyreğinde de 0.5 daralmıştı. ABD ekonomisindeki büyüme ise (GSYH) ilk çeyrekte yüzde 1.3 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti (beklenti %1.1, önceki %2.6).
Şu ana kadarki görünüm şöyle; Merkez bankaları, ekonomilerdeki yavaşlamayı sineye çekerek enflasyon ile mücadeleyi sürdürmek istiyor. Bu tavrın altında yatan temel gerekçeleri de şu olsa gerek, yüksek enflasyon bir süre sonra büyümeyi sınırlayan bir gelişme olarak karşılarına çıkacak. Türkiye bu açıdan bir örnek teşkil edebilir. TCMB geçen haftaki toplantısında beklendiği üzere faizi sabit tutarak düşük faiz politikasıyla büyümeye öncelik verdiğini tekrar gösterdi. Enflasyon ile mücadele daha geri planda kaldı. Türkiye’nin son çeyrek büyümesinde azalan bir ivme var. 31 Mayıs Çarşamba günü açıklanacak 2023 yılı ilk çeyrek büyümesi yüzde 3.5 bekleniyor. Özetle, öncü merkez bankalarının faiz artırımları konusunda net olmamaları piyasalar tarafından fiyatlanan bir konu. ABD Merkez Bankası (Fed) faiz artırımlarının devamını veri akışlarının seyrine bağladı. Ancak birkaç toplantı sonrası durdurabilir beklentisi de mevcut. Aynı beklenti Avrupa Merkez Bankası için de geçerli. Her iki bankadan gelen temkinli ifadelerde biraz da “sözlü yönlendirme” olabilir ihtimalini dikkate almak gerekir. Önümüzdeki hafta ABD tarım dışı istihdamı (beklenti 180 bin, önceki 253 bin) ve Almanya enflasyonu (TÜFE) gibi önemli gündemler var. Enflasyon ve istihdam verileri merkez bankaları kararları üzerinde önemli para sahiptir.
BORSA TREND DESTEĞİ KORUNDU
Borsada düşüş hareketi devam etmekle birlikte Ekim 2021’de başlayan uzun dönem çıkış trend desteği test edilip tepki verdi. 4.400 seviyesinin üzerinde kalınması bu açıdan önemli. Bu seviyenin altına gelinmesi güç kaybıyla birlikte daha alt destek seviyelerini gündeme getirebilir. Sonraki destekler 4.300-4.200 ve 4.000-3.850 seviyelerinde bulunuyor. Yukarı yönlü hareketlenmelerde ise ilk dirençler 4.700-4.760 seviyelerinde. Tepki çıkışının devamı için 4.760 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Bu durumda sonraki dirençler 5.000 ve 5.200 seviyelerinde görülüyor. Endekste 4.400 seviyesinin üzerinde hisse pozisyonları korunup tepki alımları denenebilir. Aksi takdirde yapılacak satışlarla birlikte alım için daha alt seviyeler beklenebilir.
İÇ PİYASALAR SEÇİM SONUCUNU FİYATLAYACAK
Bugün yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi bir süredir iç gündemi bloke etmiş durumda. Diğer konu başlıklarına duyarsızlık hâkim. Yarından itibaren piyasalar seçim sonuçlarının etkisinde kalıp bu yönde fiyatlama yapabilir. Sonraki aşamada diğer gündem konularına duyarlılık artacaktır. Yeni kabine, ekonomi politikaları ve ekonomik verilerin seyri fiyatlamalara dahil olacak. Yatırımcılar seçim sürecini önemli ölçüde güvenli limanlarda geçirdiler desek yanılmış olmayız. Kur korumalı mevduatlar 19 Mayıs haftası itibarıyla 2.4 trilyon TL’ye ulaştı. Dolar cinsinden bakıldığında ise 121 milyar doları aştı. Mevduat faiz artışları tasarruf sahiplerini seçim gibi çok önemli bir eşik geçilene kadar risk almama adına güvenli limanlara yöneltti.
12-19 Mayıs haftası para ve banka verileri TCMB tarafından perşembe günü açıklandı. Buna göre; bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 2.6 milyar dolar azalışla 183 milyar dolara, TCMB brüt rezervleri 3.5 milyar dolar düşüşle 101.5 milyar dolara geriledi. Borsa İstanbul’da yabancı satışları devam etti. Satış tutarları, hisse senetlerinde 27.6 milyon dolar, tahvil bonoda (DİBS) 4.2 milyon dolar olarak görüldü. Yabancı yatırımcıların hisse senetlerindeki payı ise tekrar yüzde 28 seviyesinin altına geriledi (27.85). Seçim sonrası yabancı yatırımcıların tavrının nasıl şekilleneceği ayrıca izlenecek konu başlıklarından biri olacak.
ALTINDA SATIŞ BASKISI SÜRÜYOR
Altın yakından izlenirken son günlerde bu yılki kazançlarının bir kısmını kâr satışlarıyla geri verdi. Fed’in faiz artırımlarının durması konusunda net tavır göstermemesine bağlı olarak ABD tahvil faiz oranlarındaki yükseliş ve dolardaki değerlenme, altında düşüşe neden oldu. Altın fiyatlarına bakarak ABD borç limiti konusunda piyasanın anlaşma beklediğini söylemek mümkün. Aksi olsa güvenli liman ihtiyacı artar ve altın fiyatları bu seviyelerde kalmayabilirdi. Ancak yine de bu konunun nasıl sonuçlanacağı altının seyri açısından önemini koruyor.
ABD 10 yıllık bono faiz oranında yükseliş devam ediyor. Yüzde 3.80 seviyesi geçildi. Dolarda değerlenme, euroda ise zayıf görünüm korunuyor. Euro/dolar paritesi 1.07’ye yaklaşırken Dolar Endeksi 104 seviyesinin üzerinde işlem görüyor. Bu çerçevede ons altının fiyatı ise 1.936 dolara çekildikten sonra tepki alımlarıyla karşılaşmış durumda. Hatırlanırsa mayıs ayının ilk günlerinde 2.065 dolar seviyesi görülmüştü. Altın fiyatlarında çıkışın devamı konusunda beklentiler korunsa da bir süre daha kâr satışlarının etkisinde kalınabilir gibi bir öngörü bu aşamada geçerliğini koruyor. İç piyasalarda dolar/TL kurundaki çıkışın sürüyor olması nedeniyle altının gram/TL fiyatındaki gevşeme biraz daha sınırlı kaldı.
Paylaş