Video’yu, DVD’yi, müzik setini unutun artık. Kılık değiştiren bilgisayar, hepsinin yerini almak üzere çünkü.
Geçen hafta, dünyanın en büyük teknoloji şovu olan CES’i (Tüketici Elektroniği Fuarı) izlemek üzere Las Vegas’taydım.
Türk medyası her zaman olduğu gibi resmin bütününden çok bölük pörçük parçalarıyla ilgilendi. Google ve Yahoo’nun video hizmeti vermeye başlaması haberleri de önemliydi kuşkusuz. Ama asıl önemlisi Sony ve Intel’den gelen açıklamalardı.
Sony’nin İcra Başkanı Sir Howard Stringer, "Eğlence ve teknoloji garip birer yatak arkadaşıdır. Bugüne kadar birbirimizi yanlış anladığımız zamanlar da oldu. Ama evlilik de bu demek değil midir?" derken, sahnede yanında Da Vinci Şifresi’nin yazarı Dan Brown ve kitaptan uyarlanan filmin başrol oyuncusu Tom Hanks vardı.
Bill Gates’in konuşmasına ünlü şarkıcı Justin Timberlake, Yahooİcra Başkanı Terry Semel’a Tom Cruise, Google Başkanı’na ise Robin Williams eşlik etti.
Intel Başkanı Paul Otellini ise Tom Hanks, Morgan Freeman ve Danny DeVito ile paylaştı sahneyi. CES süresince yapılan en önemli açıklamalardan biri de bu sırada geldi. Morgan Freeman, yeni film yapım şirketi ClickStar’ın, ilk filmi "Ten Items or Less"i sinema salonlarında oynamaya başladıktan sadece birkaç hafta sonra İnternet üzerinden dağıtmaya başlayacağını açıkladı. Intel CES’te ayrıca TV kanalı NBC, medya devi AOL ve uydu yayıncısı DirectTV ile yaptığı anlaşmaları da açıkladı.
Hollywood filmleri, bağımsız sinema örnekleri ve TV programları Intel’in yine CES’te duyurduğu ev eğlencesi platformu Viiv (vaay) ile uyumlu olacak. Viiv, eğlence içeriği ve içerik oynatıcı aletlerin birbiriyle uyumlu ve verimli çalışmasını sağlayan bazı standartlardan oluşan Intel platformuna verilen bir isim.
Intel’in çift çekirdekli işlemcisine sahip Viiv uyumlu cihazlar, aynı anda birden fazla işi yapabildiklerinden, farklı odalara aynı anda farklı film ve müzik yayınını, se ve görüntü kalitesinden ödün vermeden gerçekleştirebiliyorlar.
Görünen o ki 2006, gelişmiş ülkelerde eğlencenin evlere İnternet aracılığıyla aktığı, evde farklı odalara kablosuz olarak dağıtıldığı, seyircinin TV programlarına aktif olarak katılmaya başladığı bir yıl olacak.
Bizim eksiğimiz ise Telekomünikasyon Kurulu’nun Türk Telekom tekelini kollayıcı icraatleri yüzünden dünyanın çok gerisinde kalan yavaş İnternet altyapımız olacak.
Pişmiş tavuktan korkma çiğ mayonezden kork
Geçen kuş gribi krizinde de dehşetle izlemiştim. İnsanların süpermarketlerdeki satın alma davranışlarını gözlemlemiş ve hayrete düşmüştüm. Steril koşullarda, veteriner kontrolünde kesilen tavuklar buzdolaplarında tek bir müşterinin yolunu gözlerken, mayonez rafları müşteri bulmakta hiç de zorluk çekmiyordu.
Alışveriş merkezlerinin yiyecek-içecek katlarında da durum aynıydı. İnsanlar Kentucky Fried Chicken’dan uzak duruyor, McDonald’s’da tavukburgerden kaçınıyor ama mayonezli hamburgerleri lop lop götürüp, fraaayd poteeytolarını mayoneze bana bana lüpletiyorlardı.
Geri kalmış köylerimizde steril kıyafetler içindeki görevlilere tavukları çıplak elleriyle teslim eden köylülerin yarattığı görüntüyle, modern alışveriş merkezlerimizde pişmiş tavuk yemekten kaçınıp çiğ yumurtadan yapılmış mayoneze dadanan şehirlilerimizin yarattığı görüntü birbiriyle tamamen aynı değil mi?