Hazır çorbayı ve et suyu tabletini ben de çoğunluk gibi koruyucu kimyasallarla dolu bir yiyecek olarak bilirdim. İçinde en ufak bir koruyucu madde olmadığını öğrendiğimde şaşırdım.
Knorr’un altı şef aşçısının yemekleri eşliğinde, Almanya’nın Heilbronn şehrinde verdiği iki gün, iki gecelik ziyafet davetinden döndüm döneli her tanıdığıma aynı şeyi aktarıyorum. Hazır çorbalarda koruyucu madde olmadığını öğrenip de, şaşırmayanına henüz rastlamadım.
Unilever Knorr’un Küresel Teknoloji Merkezi Kaynak Geliştirme Müdürü Wolfgang Eppler ve Kuzey Afrika-Ortadoğu Pazarlama Müdürü Mustafa Seçkin hazır çorbalarda kullanılan kurutma tekniğini, köy tarhanası örneğini vererek anlatıyorlar. Tarhanada olduğu gibi hazır çorba ve bulyonda da, yiyeceğin bozulmadan uzun süre dayanması içindeki tüm suyun kurutulmasıyla sağlanıyor. Suyu tamamen alınmış yiyeceklerde, yiyeceklerin bozulmasına yol açan bakteriler artık yaşayamıyor.
Ancak Knorr’cuların pek üzerinde durmadığı bir noktayı da aktarmamda fayda var. Bu bilgileri gezinin ardından, çeşitli kaynaklardan araştırarak edindim.
Kurutma tekniğiyle hazırlanmış çorba, et ve tavuk suyu, çeşni, harç gibi hazır gıdalarda kimyasal koruyucular sıfır miktarda kullanılıyor olsa da bu doğala özdeş yapay aroma, monosodyum glutomat gibi lezzet verici veya artırıcı maddelerin kullanılmadığı anlamına gelmiyor.
Ancak bu maddelerin kullanılıyor olması, kurutulmuş toz gıdaların sağlıksız olduğunu göstermiyor. Doğala özdeş yapay aromayı, yapay aroma ile karıştırmamak gerekiyor. Doğala özdeş demek, yapay aromanın doğalıyla tamamen aynı kimyasal yapıya sahip olması anlamına geliyor. Ki bu da, bir bakıma doğalıyla yüzde yüz aynı demek.
Monosodyum glutomat ise onlarca yıldır bilimsel testlerden geçirilerek, sağlığa zararı olmadığı kanıtlanmış tuz benzeri bir madde. Hatta sinir sisteminin sağlıklı çalışmasında önemli bir rolü de var.
Knorr’un, ürünlerinin kimyasal koruyucu içermemesine ek olarak üzerinde önemle durduğu bir nokta daha var. O da Türkiye’deki ürünlerinden hiçbirinin aslında tam bir hazır yemek olmaması.
Knorr, Türkiye’deki tüm ürünleri bir yemek malzemesi olarak görüyor. "On kişiye aynı tarifi verseniz yine de on farklı lezzette yemek çıkar", diyorlar; "Ama bu yemeklerde kullanılan malzemeler arasında Knorr ürünleri olursa, sonuç her zaman lezzetli olur"...
Bunu göstermek için de gezinin ikinci gününde öğle yemeğini bize hazırlattılar. Knorr’un mutfak atölyesinde üç gruba bölündük. Her grup Knorr’un verdiği tarifler ve malzemelerle ikişer çeşit yemek hazırladı.
Sonuç gerçekten etkileyiciydi. Hazırlanan yemeklerin en kötüsü bile vasatın üzerinde bir lezzete sahipti.
Hazır çorba tozuyla marine edilmiş külbastı
Mutfak atölyesi seansında, bizim gruba düşen yemeklerden biri külbastıydı.
On beş yıl önce geliştirdiğim ve her yaptığımda herkesin beğenisini kazanan külbastı yemeği reçetemin anahtar malzemesinin Knorr Kremalı Sebze Çorbası olmasına güvenerek, önümüze konan tarifin dışına çıkmaktan çekinmedim. Sonuç: Külbastı ilk tükenen yemekti ve Knorr’cular tarifi kullanmak için izin aldılar.
1 kg kuzu külbastı (kalınca kesilmiş ve dövülmemiş)
1/2 kg doğranmış soğan
1/2 kg doğranmış domates
1 çorba kaşığı Knorr Sarmısaklı Çeşni
1/2 paket Knorr Kremalı Sebze Çorbası
1 çorba kaşığı likit yağ
Kekik, biberiye, karabiber
Tüm malzemeleri derin bir kap içinde iyice karıştırınız. Bulabilirseniz kekik ve biberiyeyi taze ve çok ince kıyarak kullanınız. Buzdolabında en az bir saat, tercihen bir gece dinlendiriniz. Çok kızgın tavada, çok harlı ateşte, etlerin arasında boşluk bırakarak ve yerlerinden oynatmayarak etlerin her iki yüzünü ikişer dakika, suyunu içinde hapsedecek şekilde kabuk bağlayacak şekilde pişiriniz. Tepsiye alıp, önceden iyice ısıtılmış fırında onbeş dakika tutarak, içlerinin de pişmesini sağlayınız.
Ve sonucu bana da yazmayı unutmayınız... Afiyet olsun...