Doğan görünümlü Şahin kaderimiz mi

Gelişmekte olan bir ülke olarak, teknolojide çok büyük ölçüde dışa bağımlıyız. Bilgisayar ve bilgisayar yazılımı gibi ürünlerde elalemin kendi ihtiyaçlarına göre ürettiği ürünleri, aynen alıp kullanmaktayız.

Pazarımızın nispeten küçük olması nedeniyle talebin değil arzın dikte ettiği özellikleri, bize uysun uymasın kullanmak zorunda kalıyoruz.

Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözüm ona öğretmenleri bilgisayar sahibi yapmak için açtığı kampanyada, Türkiye’ye özgü ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığına bakılmaksızın öğretmenlere bir takım bilgisayarlar kakalandı. Türkçe klavye standardı "F" olmasına ve öğretmenler okullarda F klavye kullanacak olmalarına rağmen, uyduruk Türkçe Q klavye almaya zorlandılar.

Şimdi bu öğretmenler, eğer bu bilgisayarları kampanyanın uygun koşullarından yararlanıp başkaları için almadılar ve gerçekten kendileri kullanacaklarsa, yaşayacakları trajikomediyi bir düşünün. Evde uyduruk Türkçe Q klavye kullanmaya alıştırılacaklar, okulda gerçek Türkçe F klavye kullanmak zorunda kalacaklar.

Dizüstü bilgisayarların, masaüstü pazarı doymuş gelişmiş ülkeler için daha uygun olması, Türkiye’nin ekonomik şartlarına çok daha uygun masaüstü bilgisayar seçilmesi halinde aynı paraya üç öğretmenin bilgisayar sahibi yapılabilecek olması gibi konular, işin diğer yanı.

Yıllardır Türkiye’deki eğitim sektörünün büyüklüğünü, Türkiye’nin kendine has ihtiyaçlarına göre özel eğitim bilgisayarları geliştirtmekte koz olarak kullanabileceğimizi yazıp duruyorum. Ama son on yılın gelmiş geçmiş iktidarlarının tümünde Milli Eğitim Bakanlığı, pazarın her üreticinin ağzının suyunu akıtacak kadar büyük olmasına rağmen ürecilerin dayatmalarına boyun eğmeyi tercih ediyor.

Yan sütunlardaki haberimizde anlatılan, Intel’in dünyanın dört farklı yerinde açtığı geliştirme merkezleri, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için büyük fırsat. Çünkü bu geliştirme merkezlerinin amacı, bölgesel ihtiyaçlara göre özel platformlar geliştirmek.

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlere dizüstü bilgisayar gibi saçma sapan projelerle vakit geçireceğine, elini çabuk tutup dev eğitim sistemimize uygun platformun özelliklerini belirleyecek olursa, eğitim sistemimize uygun ve eğitim bütçesini çarçur ettirmeyecek çözümlere kavuşabiliriz.
Yazarın Tüm Yazıları