Her kör satıcının bir kör alıcısı olurmuş. Erovizyon şarkı yarışmasının fanatiklerinin olması da doğal tabii ki.
Renkler ve zevkler tartışılmaz lafından hiç hoşlanmam. Zevksizliğin meşrulaştırılmasına hizmet eder.
Kimsenin rengine karışamam, herkes taraf olmakta serbest. Ama bir insanın zevki eğitiminin, kültürünün önemli bir göstergesidir.
Tıpkı tartışmada kullandığı üslubun düzeyi gibi.
Kenan Doğulu’nun Türkçe şarkı söylemeyi eski kafalılık ilan etmesini eleştirdiğim yazıma Erovizyon fanatiklerinden maille gelen tepkileri de bu gözle değerlendirdim.
Büyük bir çoğunluğu kullanıcısının düzeyini yansıtan çirkin bir üslupla yazılmıştı. Bunlar Erovizyon gibi önemsiz bir yarışmayı fanatikçe savunabilecek kültür ve eğitim düzeyinde olan grubu oluşturuyorlardı.
Azınlıkta olan ikinci gruptakiler ise Erovizyon’a sempati duyan ama beğenilerini fanatikliğe kaçmadan savunan, kültür ve eğitim düzeylerinin yüksek olduğu fikirlerini savunma biçimlerinden açıkça anlaşılan kişilerdi.
Sayın Volkan Abur bu ikinci gruptakilerden. Erovizyon’u dandik yarışma olarak nitelememe alınmış soruyor:
"Eurovision Şarkı Yarışması dediğiniz gibi ’dandik’se nasıl oluyor da her yıl Türkiye’nin gündemine oturmakta ve her yıl size ayrılan köşe dahil birçok büyük gazetenin sayfalarını işgal etmekte?
Bu nasıl ’dandik’ bir yarışmadır ki o gece rating ve oy patlaması yaşanmaktadır.
Bu nasıl ’dandik’ bir yarışmadır ki Sezen Aksu’lar, Ajda Pekkan’lar, Candan Erçetin’ler, Kayahan’lar, MFÖ’ler, Sertab Erener’ler, Kenan Doğulu’lar, Demir Demirkan’lar bu dandikliğin parçası olma utancına (!) sahip olmaktadırlar.
Bu nasıl ’dandik’ bir yarışmadır ki Hürriyet gazetesinin İnternet sitesinde Eurovision ile ilgili her haber en çok okunan ilk 10 haber listesine girmekte ve 20’den aşağı olmayan okuyucu görüşleriyle gündeme oturtulmaktadır?"
Volkan Bey’in sorularının cevabı basit.
Bir kere herhangi bir şeyin gündeme oturması, o şeyin kalitesini tescil etmez.
Örneğin Sayın Abur, Erovizyon’un kaliteli bir yarışma olduğunun kanıtı olarak bazı çok popüler isimleri saymış. Ama Abur, saydıklarının çoğundan daha kaliteli isimleri, saydıkları kadar popüler olmamalarından olacak unutmuş; bir Semiha Yankı’yı, bir Çetih Alp’i, bir Modern Folk Üçlüsü’nü, bir Neco’yu, bir Athena’yı, bir Gülseren’i saymamış. Bu da kalitenin her zaman popülerlikle at başı gitmediğinin bir kanıtı.
Bir de TV’lerdeki herkesin malumu bazı programları ve bu programların meşhur ettiği vasıfsız kişileri düşünün.
Herkes onları konuşuyor, basın onları yazıyor, TV’ler onlar ekrana çıktığında reyting rekorları kırıyor, bir sürü ünlü sanatçı bu programlara konuk olarak katılıyor, Hürriyet gazetesinin İnternet sitesinde en çok onlarla ilgili haberler okunuyor, en çok okuyucu görüşü onlara geliyor.
İşte bu nedenle Sayın Volkan Abur’a sıraladığı sorularla, Erovizyon’un kalitesini değil daha çok dandikliğini desteklediği için teşekkür ederim.
Çırak’a Türk ressamın resmi
ABD’nin en zengin işadamlarından Donald Trump’ın sunduğu ünlü yarışma "Çırak"ın yeni sezon bölümlerinde bir Türk de rol alacak.
Ama kendisi değil resimleri.
İşadamı adaylarının patronun gözüne girmek için yarıştığı ünlü programın Tuncay Özilhan’ın sunduğu Türk versiyonu da çekilmişti.
ABD’de ise çok popüler olan yarışmanın, yeni yayına girecek altıncı serisinde Hollywood’da yaşayan Türk ressam Metin Bereketli’nin dört resmi rol alacak.