Bayan Gaja’dan şarap dersleri

Geçen hafta dünyanın en ünlü şaraplarından biri olan Gaja’nın yeni nesil yöneticisi Gaia Gaja’nın, Swissôtel’in İstanbullular’a armağanı, dünya ligine layık Gaja restoranda verdiği kalabalık bir yemek davetine katıldım.

Efsanevi şarap üreticisi Angelo Gaja’nın kızıyla yan yana oturduğum için şanslıydım. Dünya, İtalyan ve Türk şarapçılığı ile ilgili bol bol sohbet etme fırsatı buldum.

Hiçbir ürünün kendi iç pazarında güçlü olmadan dünyaya açılamayacağını bildiğimden Bayan Gaja’ya, şaraplarının hangi pazarlara gittiğini sordum.

Gaja şaraplarının yüzde 20’si iç pazarda, İtalya’da tüketiliyormuş. En büyük ithalatçı beklendiği gibi ABD... Gaja’ların yüzde 25’i ABD’ye ithal ediliyormuş. Almanya, Avusturya, İsviçre gibi ülkelerin toplamından oluşan kıta Avrupası da toplam yüzde 25 pazar payına sahipmiş. Japonya’nın payı yüzde 5’miş. En hızlı büyüyen pazar ise Rusya’ymış.

Dedesi şarapçılığa başladığında, Gaja şarapları sadece İtalya’da satılıyormuş. Baba Gaja 70’lerde ABD pazarına girmeye başlamış. 80’lerde ise kıta Avrupası’nın kapıları açılmış ve Gaja’nın ithalatı, iç pazardaki tüketimi 90’larda geçmiş.

Gaja şarapları Türkiye’ye, pek çok seçkin şarap markasının da ithalatçısı olan ADCO tarafından ithal ediliyor. Yemekte Gaja’nın biri beyaz beş farklı şarabını tattık. Rossj-Bass 2006 enteresan bir Chardonnay beyaz. Kompleks ve bardakta durdukça değişen bir karaktere sahip. Ca’ Marcanda Magari Toscana 2004 tattığımız şaraplar arasında fiyat/kalite oranı açısından mükemmel olanıydı. Gecenin yıldızı henüz çok genç olmasına rağmen şüphesiz Barbaresco DOCG Gaja 2004’tü. ADCO’nun hissedar Genel Müdürü Randolph Ward Mays’in çok yerinde bir eşlemesiyle naneli çikolata milföy eşliğinde tattık. Şaraptaki nane, çay ve baharat aromaları tatlının yanında daha da güçlendi.

İtalyan şarabının kıta Avrupası’ndan önce ABD’ye girmesinin nedeninin ABD’deki İtalyan restoranları olduğu fikrime Bayan Gaja da katılıyor. "İtalyan restoranları, İtalyan yemeği ve İtalyan şarabının konsoloslukları gibiler" diyor.

Görüldüğü gibi dünya pazarlarına girmek hiç de kolay değil. Önce iç pazarda güçlü olmayı, sonra yaklaşması nispeten kolay bir pazara girmeyi gerektiriyor. Tüm dünyaya yayılmak ancak yıllar sonra mümkün olabiliyor.

Bizde ise şarap üreticilerimiz 10 yıl kadar önce başlattıkları atılımın meyvesini tam almaya başlamışlardı ki, AKP hükümetinin düşmanca vergi politikasıyla abandone edildiler. Dünyaya açılabilecek ender jenerik ürünlerimizden biri olan şarap, AKP’nin geri kafalı politikaları nedeniyle boğuluyor.

Elektronik sigara, içene de yanındakine de zararlı

Personelin eğitimsizliğinden yüz bulan bazı saygısız yolcuların THY uçuşlarında elektronik sigara içerek, uçaktaki diğer yolcuların sağlığını tehdit ettiğini yazmıştım.

Gerekli eğitimi yapıp, diğer medeni havayollarında olduğu gibi elektronik sigara içilmesini engelleyeceklerine dair bir açıklama gelmedi THY’den.

THY’deki ikramın kalitesinin arttığı konuşuluyor. İkram kalitesinin artması da olumlu bir gelişme tabii ki. Ama beni uçuş güvenliği ile uçak kabinindeki sağlık koşulları daha fazla ilgilendiriyor.

Bilindiği gibi diğer medeni havayollarının aksine THY’de pilotlara sigara içmek serbest. Kokpitin havalandırmasının yolcu kabininden tecrit edilmiş olması gerekçesi ise tam bir palavra. Çünkü bu tecrit, yolcu kabinindeki havanın güvenlik nedeniyle kokpite girmesini engelleyen bir tecrit, kokpitteki havanın yolcu kabinine geçmesini değil.

THY uçuşlarında pilotların sigara içmesi, yolcuların sağlığına açık bir tehdit oluşturuyor. Bu açık tehdite rağmen THY, pilotların yolcuların sağlığına saldırıda bulunmasına ses çıkarmıyor.

Yolcularının sağlığına önem vermeyen THY’nin uçuş güvenliğine verdiği önemden de şüphe ederim. Aynı THY’nin sorumsuz bazı yolcuların uçaklarda elektronik sigara içmesiyle ilgili herhangi bir adım atmamasını da doğal karşılıyorum.

Elektronik sigara, reklamı yapıldığı gibi hiç de masum bir cihaz değil. İçinde bir nikotin kapsülü var. Havadaki nemi yoğunlaştırarak su buharı haline getiren elektronik sigara, bu buharı nikotin kapsülünden geçirerek buhara nikotin katıyor. Elektronik sigara içen kişi su buharıyla birlikte ciğerlerine nikotin çekiyor. Ve tıpkı normal sigarada olduğu gibi, havaya üflediği duman yine nikotin içeriyor.

Bu duman sigaradaki diğer kimyasalları taşımadığı için sigara kadar zararlı olmasa da, sigaranın en zehirli maddesi olan nikotin taşıyor. Dolayısıyla elektronik sigara içenlerin çevrelerine zarar vermediği savı zırvadan ibaret.

Sigara içmenin yasak olduğu herhangi bir yerde elektronik sigara içmeye müsade etmek de zırvaya ortak olma anlamına geliyor.

THY yönetimi bu zırvaya ortak olma ve elektronik sigara ithalatçısına kıyak geçme yolunu seçmiş olabilir. Ancak bir yolcu olarak siz buna katlanmak zorunda değilsiniz. Sesinizi yükseltmek en doğal hakkınız.
Yazarın Tüm Yazıları