Themos ile Makis, Yunanistan’da tanınmış iki gazeteci arkadaş. Üç yıl önce günün birinde Anastas adlı yine gazeteci bir arkadaşlarıyla birlikte bir gazete kurmayı kararlaştırdılar. Yunanlıların günlük gazete okuma gibi bir alışkanlıkları olmadığını (geçen hafta toplam tiraj 310 bin) bildiklerinden de, pazar günleri yayınlanacak (tiraj tuhaf bir şekilde 1 milyon 300 binin üzerine çıkıyor) bir gazetede karar kılmışlar.
Themos Anastasiadis (yüzde 40 hisse) mizah gücü çok yüksek bir kalem. Esprili olduğu kadar sivri de. Ayrıca televizyonda "Ola" yani "Her şey" adlı, isminden de anlaşıldığı gibi her şeyle dalga geçen bir program yapıyor.
Makis Triantafilopulos (yüzde 40 hisse) ise karikatürist olarak başladı, televizyonda parladı. Ekranların Robin Hood’u oldu. Gizli kameralar, rüşvet skandalları... Rayting rekorları gecikmedi tabii.
Tasos Karamitsos (yüzde 20 hisse) da gazete yönetimini bilen tecrübeli bir isim.
Bankalardan krediler alındı ve Atina’nın Marusi semtinde tesisler kiralandı.
Gazeteye "Thema" adını verdiler. Yani "Konu" ve aynı zamanda da The-mos ile Ma-kis’in adlarını ilk heceleri.
Tanıtım için çekilen reklam filmi de ilginçti. Son derece lüks bir banyoda, Themos ile Makis köpükler içinde, bir ellerinde şampanya kadehleri diğerinde havana purosu...
Kolay okunması, çarpıcı haberleri, bol magazini, bol dedikodusu sayesinde daha ilk yayınlandığı pazardan itibaren dikkatleri çekti "Thema".
Tanınmış gazetecilerin transfer edilmesinin yanısıra, iki ortağın da televizyonlardaki programlarında muğlak bıraktıkları konulara gezetede açıklık getirmeleri ilgiyi arttırdı.
Tiraj yükseldikçe yükseldi ve 270 bin ile zirveye oturdu. En yakın rakiplerine 50 bin fark attı.
Her şey tıkır tıkır yürüyordu.
Ta ki iki kişinin intihara teşebbüs ettiği, eski kültür bakanlığı genel sekreteri Hristos Zahopulos ile yasak ilişki kurduğu Evi Çeku arasındaki "metres skandalı" patlayana kadar.
Bugüne kadar siyasi boyutları ortaya çıkmayan ancak çıkacağına da herkesin kesin gözüyle baktığı bu skandalın "kanıtı" Zahopulos ile Çeku’nun sevişmelerini gösteren bir DVD kasedi idi.
Çeku, bir süre önce bu gazeteye giderek Themos ile konuşmuştu. Makis bu görüşmeden habersizdi.
Themos önce kasedi izlemediğini, metres Evi’nin yayınlaması için teklifini de kabul etmediğini söyledi. Sonra kasedi izlediğini itiraf etti.
Skandal yeni yeni gün ışığına çıktığında, başbakan Kostas Karamanlis’in basın danışmanı Yanis Andrianos, savcıya giderek bu günahkar kasedi verdi.
İşte o zaman da kıyamet koptu. Başbakanın danışmanına bu kasedi kim vermişti? İddialar Themos üzerinde yoğunlaştı. O tabii reddetti. Başbakanın danışmanı, kasedi nerden bulduğunu soran savcıya "Ben gazeteciyim kaynağımı açıklamam" cevabını verdi. Gazeteci mi Adrianos? Başbakanın basın danışmanı gazeteci midir yoksa devlet adamı mı? Bu sorularla çalkalandı günlerce Atina.
Danışman gelişmelerin başbakan Karamanlis’i her geçen gün daha zor durumda bıraktığını görünce tekrar savcıya gitti ve kasedi aldığı kişinin adını söyledi. Peki kimdi? Bu hálá gizli tutuluyor.
Ancak o güne kadar sessiz kalan öteki ortak Makis televizyonlara çıkıp kasedi Themos’un verdiğini söyledi. Bu da yetmiyormuş gibi ortağı Themos’un bir Fransız bankasındaki hesabına yatan 5.5 milyon Euro’yu kimin yatırdığını açıklamasını istedi. Mali polis, Themos’un Fransız bankasındaki hesabına ulaşmıştı. Bu parayı kimin yatırdığı beli değildi. Zor durumda kalan Themos "üçüncü ortağımız Karamiços hisselerini satmak istiyordu. Kendi olanaklarım ve dostlarımdan aldığım borçla bu parayı biriktirdim. Gazeteyi kurtarmak için yaptım. Para benim param" dedi. Ancak Makis çıtayı yükseltip "Üzerinde bu kadar şüphe bulunan bir insanla birlikte çalışamam. Meselelerini haledinceye kadar Themos gazeteye uğramasın" çıkışı yaptı. Cevap tez geldi. Themos gazete çalışanlarını yanına alarak "Makis’i istemiyoruz. Gazete ile ilişkisi kesilmiştir" diye bir açıklama yaptırdı.
Garip ama gerçek, çalışanlar patronlarını kovuyorlardı. Makis için o andan sonra ipin ucu kaçtı. "Sefil", "rezil" suçlamalarıyla yüklendi ortağına. Demeçlerinde "Ben onun aleyhine konuşmam. Ben arkadaşımı arkadan vurmam" diyen Themos’un çevresi ise "Makis gazetede azınlık oluyordu bunu hazmedemedi" iddiasında.
Thema gazetesinin künyesinde 152 hafta sonra ilk kez Makis’in adı yoktu. Themos aleyhinde bunca şaibeye rağmen çıkarttı gazeteyi. Sayfalar dolusu da savunmasını yaptı. Her şeyin arkasında hükümetin ve gazetenin başarısından zarar gören diğer medya patronlarının gizlendiğini ileri sürdü. CD promosyonlu olanı 3, olmayanı 2 Euro’dan satılan gazete 290 bin sattı. Bayilerde tükenince pazartesi günü bu kez 1 Euro’ya satılan yeni gazete dağıtıldı.
Kovulan Makis’in hisseleri ne olacak derseniz? Yıllık cirosu 70 milyon Euro olan bir gazete sözkonusu. Yüzde 40 hissenin değeri bol sıfırlı olmalı.
Bugünlerde Yunanlıların yarısı Makis’çi yarısı Themos’çu. Kim haklı, kim haksız meçhul.
Birkaç hafta öncesine kadar içtikleri su bile ayrı gitmeyen iki arkadaş, iki kafadar da şimdi birbirine azılı düşman gibi.
49 yıl önceki Ankara ziyaretinin anılarıYunan başbakanı Kostas Karamanlis, tarihi Türkiye ziyaretini dün tamamladı. Karamanlis, tam 49 yıl sonra Ankara’ya gelen ilk Yunan başbakanı oldu. Kendisinden önce son olarak (7 mayıs 1959) amcası ve adaşı başbakan Konstantinos (Kostas kısaltılmış ad) Karamanlis Ankara’ya gelmişti. O günleri hatırlayan birilerini aradık. Karamanlis’in o Ankara ziyaretini izleyen ve halen hayatta olan bir Yunanlı diplomatı bulmakta epey güçlük çektiysek de sonunda o dönemde İstanbul’daki Yunan Başkonsolosluğu’nda muavin konsolos olan emekli büyükelçi Emanuil Megakonomu’yu bulduk:
Ziyaret sırasında ortam nasıldı? - Kıbrıs için imzalanan büyük anlaşmalardan sonra iki tarafta da bir rahatlık vardı. Büyük bir iş yapmışlardı ve dolayısıyla ilişkiler iyi durumdaydı. Dostane bir ortamda geçti ziyaret. Dönemin Yunan ve Türk medyasındaki yorumlar da olumluydu. Karamanlis’in tüm temaslarında Atatürk-Venizelos dönemindeki dostluk ruhu hakimdi. Karamanlis Ankara’dan çok memnun ayrılmıştı.
Görüşmelerde neler konuşulmuştu? - O zamanlar mesela kıta sahanlığı sorunu deseniz, kimse birşey anlamayacaktı. Çünkü öyle bir mesele yoktu aramızda. İstanbul’da da çok kalabalık bir Helen toplumu vardı. Karamanlis’i havaalanında Türk yetkililerden başka TBMM’deki iki Rum milletvekili (Hacopulos ve İoannidis) karşılamışlardı. Koşulan önemli konulardan birisi, Yunanlı balıkçıların avlanmak için Ege’de Türk karasularına girip yakalandıklarında 3 yıla kadar varan ağır hasip cezalarına çarptırılmaları idi. Hatırladığım kadarıyla bu soruna tam bir çözüm bulunamamıştı. Patrikhane’nin bazı meseleleri de ele alınmıştı.
49 yıl sonra bir Yunan başbakanının Ankara’yı ziyaret etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? - Devlet başkanları ya da başbakanların resmi ziyaretleri önemli ve olumlu bir olayı teyit etmek için gerçekleştirilir. 1959 yılındaki ziyaret de Kıbrıs için Zürih ve Londra antlaşmalarından hemen sonra yapıldı. Bugün öyle bir durum söz konusu değil. Dileğim bugünkü ziyaretten ilişkilerin zarar görmemesidir. Dileğim skorun 0-0 berabere olmasıdır.