To Thema gazetesinin pazar eki olan Bigh Fish dergisinde yayınlanan "yeni sosyal yasaklar"ı ithal olabileceklerine pek de aldırmadan aktarıyoruz:
Kellerin girişi yasaktır.
Martiniye zeytin katmak yasaktır.
İştahsızların girişi yasaktır.
Aldatılmış kocaların girişi yasaktır.
Karşı cinsi tercih edenlerin girişi yasaktır.
Sağır dilsiz dilinde küfretmek yasaktır.
Uzun kurdele sallayan dansçıların girişi yasaktır.
İç çamaşırı giyenlerin girişi yasaktır.
Düztabanların girişi yasaktır.
Limoni tiplerin girişi yasaktır.
Sağ elle burun karıştırmak yasaktır.
Etoburların girişi yasaktır.
Titanik filmi hayranları giremez.
Çok çalışkan öğrenciler giremez.
Mikonoslular giremez.
Yakın zamanda diş doktoruna gitmeyenler giremez.
Bakireler giremez.
Kızakları yanlış kullananlar giremez.
42 numaradan büyük ayakkabı giyenler giremez.
Tuhaf favorileri olanlar giremez.
Botoks yaptıranların içki içmesi yasaktır.
Başkalarının dediklerine önem verenler giremez.
John Lennon’a benzeyenler giremez.
Kayak çizmeleri ile dolaşmak yasaktır.
Göğüslerini ameliyatla şişiren kadınlar giremez.
İsviçreli işadamları giremez.
Ayak tabanında kılları olanlar giremez.
Uzaylılar giremez.
Röntgenciler giremez.
Anneye telefon etmek yasaktır.
Büyük İskender krizi
Yunanistan’ın en önemli dış sorunu hiç şüphesiz Türkiye. Siyaset hayatından tutun da çocuklara anlatılan masallara kadar Türkiye’nin, Türklerin çok ama çok önemli bir yeri vardır. İster ikili ilişkiler, ister Kıbrıs veya AB bağlantılı olsun, Türkiye’siz gün pek geçmez bu diyarda.
Dolayısıyla "rutin" gündemin değişmesi ve tıpkı geçenlerde olduğu gibi Yunanistan’ın başka bir ülkeyle sorunlarının gündeme gelmesi bana artık hoş bir fasıla gibi geliyor.
Efendim, Yunanistan’ın Makedonya Cumhuriyeti ile sorunları var. Daha doğrusu Makedonya Cumhuriyeti’nin Yunanistan ile sorunları.
Yunanistan, eski Yugoslavya’nın dağılmasıyla 1990 yılında kurulan Makedonya Cumhuriyeti’nin kendisine karşı "yayılmacı emelleri olduğu" iddiasıyla ambargo dahil başvurmadığı engel bırakmadı.
"Yunanistan Makedonya’da, Makedon da benim. Benim adımı da kimse kullanamaz" diyor. Bu nedenle de, Türkiye, ABD, Rusya, Çin ve bazı Avrupa ülkeleri dahil, dünyanın pek çok ülkesinin "Makedonya Cumhuriyeti"ni resmen tanımalarına rağmen Yunanistan, bu ülkenin AB ve BM gibi uluslararası kuruluşlarda hálá "Eski Yugoslavya’nın Makedonya Cumhuriyeti" (FYROM) adıyla tanınmasında ısrar ediyor. Atina’nın ısrarı ve tehditleri karşısında Üsküp geçen 17 yıl içinde bayrağını değiştirmek zorunda bile kaldı.
TARİH DEĞİŞMEZ
Makedonya üzerindeki anlaşmazlık, ister istemez Büyük İskender’i de kapsıyor. İşte geçtiğimiz günlerde Büyük İskender yüzünden Atina-Üsküp ilişkilerinde gerginlik yaşandı.
Atina’da kopartılan yaygaranın nedeni, Makedonya Cumhuriyeti hükümetinin, Üsküp’teki Petrovec havaalanının adını "Büyük İskender" olarak değiştirmeye karar vermesi. Yunan Dışişleri "Tarih 2300 yıl sonra ne değişir ne de saptırılabilir. Büyük İskender, Yunan medeniyetini bütün dünyaya yayan Yunan başkomutandır" şeklinde bir açıklama yaptı.
Üsküp’ten gelen cevap ise "Havaalanımıza ilk başta ’Makedonyalı İskender’ adını vermeyi düşünüyorduk. Büyük İskender adını vermemiz bile iyi niyetimizi gösteriyor. Makedonyalı başkomutan bir ülke veya bir ulusun değil tüm insanlığın mirasıdır" oldu.
YUKARIDAN İZLİYOR MUDUR?
Hani efsanesi bir yana, eh insanlığı da az kana bulamamış Büyük İskender, yukarılarda bir yerden bütün bunları izliyorsa acaba ne derdi?
Yaklaşık 15 yıl önceydi. Makedonya havayollarına ait yolcu uçağı arıza nedeniyle Atina’ya mecburi iniş yaptığında, üzerindeki amblemin (Vergin Güneşi) görünmemesi için Yunanlı yetkililer üzerine bez örtüp günlerce öyle bekletmişlerdi. Aynı dönemde İstanbul’u ziyaret eden bir grup Yunanlı gazeteci ise tattıkları ve çok beğendikleri yemeğin adının "İskender kebabı" olduğunu öğrenince biraz kızmışlardı.
Eğer izliyorsa yukarıdan Büyük İskender, bir şey demiyordur belki de. Sadece gülüyordur.
Çürük asker
Ciddi sağlık nedenleri olanlar askerlik yaşları geldiğinde ilgili kurullardan geçtikten sonra çürük raporu alırlar ve askere gitmezler. Ancak komşuda durum sanki biraz farklı.
Atina’da bir askerlik şubesinde gizlice bazı belgeleri ortadan kaldırmaya çalışırken bir subayın suçüstü yakalanması üzerine mesele biraz araştırıldığında, 1997-2003 yılları arasında 28 bin 831 kişiye "çürük raporu" verildiği ortaya çıktı. İsimler açıklanmıyor ama çürük raporu alanlar arasında ünlü işadamlarının oğulları, siyasetçiler, sanatçılar, futbolcular var.
Medyaya sızan haberlere bakılırsa, Yunanistan’ın ilaç ve kozmetik sektörünün 1 numarası Yianakopulos ailesinin oğlu da bu listede. İşin ilginç tarafı delikanlının ilk raporda sağ, ikinci raporda ise sol dizindeki sağlık sorunu nedeniyle askerlikte muaf tutulması.
Aldıkları raporlara göre, askere gitmeyen sanatçıların önemli bir bölümünün ya "akli dengesi bozuk" ya da "ruhsal sorunları var". Halen 2. ligde top koşturan bir futbolcu ise "doğuştan omurgasındaki sorun" nedeniyle askerliğe elverişli bulunmamış.
Şimdi dosyalar tozlu raflardan indiriliyor. Raporlular yeniden kontrolden geçecek.