Hayatın, dışında kalamayacağınız kadar kısa olduğuna inanıyorsanız ve boş bir bardağa benzettiğimizde hayatı; cebelleşip kırmak ve parmaklarınızı kesmek yerine, buz gibi su doldurup, kana kana içmeyi tercih ediyorsanız; güzeli, güzelliği bulmak için her defasında ha bir gayret daha demekten zevk alıyorsanız... Haydi gidiyoruz. Monemvasia’ya.İster karayolu (Atina’dan 320 kilometre) ister denizyolu ile ulaşabileceğiniz Monemvasia, Peloponez’in yani Mora Yarımadası’nın güneyinde ve orada bulunmaktan kesinlikle çok mutlu. Davulun sesi uzaktan hoş duyulurun tam aksine, Monemvasia’nin güzellikleri içinde gizli. Uzaktan herhangi bir sahil kasabası ve onun karşısında denizin içine dikilmiş dev bir kaya parçası görünüyor. Yaklaştıkça kasabanın incecik bir yolla bu kaya parçasına bağlandığını fark edebiliyorsunuz.İki yarı dünya barındırıyor Monemvasia, dün ilk bakışta kupkuru kaya parçasında, bugün ise Ege’nin o masmavi sularının son durağı kasabada. Dikkatinizi ilk çeken şey, insanların rehaveti olabilir. Bu diyarın esnafı, tüccarı çalışanı, sokakta oynayan çocuğu bile pek acele etmiyor sanki. Nerede kalmayı tercih edersiniz? Tarihle iç içe olacağınız, dört bir yanı taş olan tüm mobilyaları ahşap bir odada mı, yoksa şöyle pencereyi açtığınızda Ege’nin eşsizliği ile baş başa kalacağınız bir odada mı? Bir değil, üç ömür yaşasak da maviyi, denizi seyretmeye sevmeye doymayacağımızdan kasabada kalmayı tercih ettik. Öyle 5 yıldızlı oteller yok, ya da biz aramadık ama banyosu, kliması, televizyonu, telefonu, buzdolabı ile olan bir odayı kahvaltı ile birlikte günlüğü 40-45 Euro’ya bulabilirsiniz. ISTAKOZLU MAKARNA VE ŞARABI DENEYİNKaya parçasını keşfetme vakti geldiğinde o karadan görünmeyen tarafında koskoca bir kasabanın daha bulunduğunu tespit etmek ne güzel. MS 6. yüzyılda kurulan Monemvasia, 1249’da Katoliklerin eline geçtiğinde büyük bir ticaret merkezi haline gelmiş. 1446’da Venedikliler, sonra da Osmanlı gelmiş ve ta 1821’e kadar kalmış. İzlerini görmek mümkün. Evliya Çelebi 1668’de Monemvasia’yı ziyaret ettiğinde nergislerin, yaseminlerin, sümbüllerin, bırakın etrafa, insanın damarlarına işleyen kokularından bahseder. Eski kasabada tüm evlerde yüzyılların izleri var. Ama hepsi bakımlı, hepsi tertemiz. Bir bölümü otel olarak işletiliyor, bir bölümünün giriş katlarında turistik eşya satan dükkanlar, kafe ve tavernalar var. Monemvasia’dan 5,10, 20 kilometre uzaklaştığınızda ise birbirinden otantik balıkçı köyleri sıralanıyor. Favorilemiz Geraka ve Kiparissi. Ne yiyeceğiniz konusunda hiç endişe etmeyin. Balık bol ve ucuz. Karides, kalamar, ahtapot ve midye de öyle. Istakozlu makarnayı mutlaka deneyin. Şaraplara gelince, biz üç gün kaldık onlar hiç kusur etmediler. Adını eski kasabanın tek giriş kapısı olmasından alan Monemvasia; adını deniz, hürriyet ve kadın aşkıyla bağdaştıran dünya çapındaki şair Yianis Ritsos’un memleketi. Yazıyı, Ritsos ile noktalayalım. Ve içinde de kadın olsun: Ağzının ne kadar güzel olduğunu bilseydin, görmeyeyim diye gözlerimi kapardın...KISA KISA‘Suyun Öte Yanından’ Eurovision şarkı yarışması ile ilgili tahmininde haklı çıktı. Yaklaşık bir buçuk ay önce Elena Paparizu’nun seslendirdiği ‘My Number One’ şarkısını çok beğeneceğinizi söylemiştik. Yarışmada Türkiye’nin 12 puanı Yunanistan’a vermesinin bize göre siyasetle, komşulukla filan alakası yok. Türk insanı herhalde o soğuk Kuzey Avrupalıların melodilerini tercih edecek değildi. Güzel Elena horon tepti daha ne yapsın?Şimdi size bir ‘tüyo’: My Number One’ın bestecisi Hristos Dantis de şarkıcı. Sahneye ilk çıktığında sesinin yanı sıra danslarıyla da dikkat çeken Dantis’in hit olmuş pek çok şarkısı var. İçli sesi olan Dantis’i de sevebilirsiniz. Yunanistan ligi bitti. Taraftarları için ‘efsane’, rakip takımların taraftarları için liman şehri Pire’nin takımı olduğu için ‘hamsi’ lakaplı Olimpiakos şampiyon oldu. Türkiye’de de yatırımları bulunan Yunanistan’ın en zengin işadamlarından Sokratis Kokalis’in sahibi olduğu Olimpiakos, ligin yanı sıra kupayı da kazandı.Ülkenin diğer büyük zenginlerinden Vardinoyanis ailesinin sahibi olduğu ‘lordlar’ takımı Panatinaikos ligi ikinci sırada tamamladı. İstanbullu Rumların kurduğu, son yıllarda sürekli ‘sefilleri’ oynayan AEK ise ancak üçüncü olabildi. Selanik’in Aris takımı ise küme düşmesine rağmen, kupada final oynadığından önümüzdeki sezon UEFA kupasında yer alacak. AEK’lı olan ‘Suyun Öte Yanından’ bir kez daha üzgün. Ama üzüntüsü o kadar da büyük değil. Çünkü FENERBAHÇE YİNE ŞAMPİYON!..