Limanlarda çile

Bir zamanların kalipso kralı Metin Ersoy "Ah o gemide ben de olsaydım / açık denizlere yol alsaydım / vız gelirdi her şey inan bana / yeter ki ben sana varsaydım" diyordu.

Yıllık izinlerini alan yüzbinlerce Yunanlı, ne o gemiye binebiliyor, dolayısıyla, ne de açık denizlere yol abiliyor. Tabii hiçbir şey onlara vız gelmiyor.

Ayrıca çektikleri eziyetin siniriyle yanlarında kimse kalıyor mu o da meçhul.

Canım adalardan birisine postu atmak için bütün kış ne hayaller kurmuşlar.

O sihirli gün gelip çatmış, limana geliyorlar ve birileri "gemi arızalı" veya "gelmedi, ne zaman geleceğini ise falcı bilir" diyor. Hiç olacak iş mi?

İnsanlar geçen yıla kıyasla ortalama yüzde 20 pahalı olan sihirli biletler ellerinde, ne yapacaklarını bilemiyorlar.

Bugünlerde iğne atsanız düşecek yeri olmayan Pire limanında dakika başı herhalde 7-8 kavga yaşanıyor.

Her gün birkaç gemi limanda bağlı kalıyor.

Yunanistan’ın yolcu gemisi filosu eski. Bu yüzden sık sık arızalanıyorlar. Yeni gemilerde ise bilet ücretleri normalin iki katı.

Sözgelimi üç kişilik bir ailenin otomobiliyle Pire’den Midilli’ye gitmesi ve dönmesi 400-500 Euro’ya patlıyor.

Hükümet, armatörleri ve acenteleri suçluyor, onlar da hükümeti. Olan ise düşledikleri tatilin ne zaman başlayacağını bilmeyen ve limanlarda saatlerce bekleyen yolculara oluyor.

Kıssadan hisse: Yunan limanlarında Metin Ersoy’un "Vakit yok gemi kalkıyor artık"ı out. "Anlatılmaz bin dert ile geçiyor çileli ömrüm" veya "çile bülbülüm çile" in.

Elbette "çok yorgunum beni bekleme kaptan" diyecek tek Allah’ın kulu çıkmaz ama bir türlü şu "Artık demir almak günü" de gelmiyor ki.

TURİZM Mİ? EH FENA SAYILMAZ

Konuştuğumuz birkaç turizmci, bu sezon için "fena sayılmaz" dediler. Öyle ahım şahım artış beklenmiyor ama geçen yılı da fazla aratmacak bir turizm sezonu geçireceklerine inanıyorlar.

2004 yılındaki Atina Olimpiyat Oyunları’ndan sonra Yunanistan’ın turizminde bir yükselme görülüyor. Gayri safi milli hasıladaki payı yüzde 18’e ulaşan turizm sektöründe 700 bin kişi çalışıyor. Nüfusu 10 milyonu yeni geçen Yunanistan’ı yılda 13.5 milyon turist ziyaret ediyor ve yaklaşık 11 milyar Euro bırakıyor.

ÖNEMLİ ZİYARET

Yunan Genelkurmay Başkanı Amiral Panayotis Hinofotis 26-28 Temmuz tarihlerinde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün davetlisi olarak Türkiye’yi ziyaret edecek.

Hinofotis, çok kesin konuşmamak için ilk demesek bile en azından çok uzun yıllar sonra Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştiren ilk Yunan Genelkurmay Başkanı olacak.

Geçen mayıs ayında Ege’de Türk ve Yunan savaş uçakları çarpıştıklarında, olayın krize dönüşmesi Özkök ile Hinofotis arasındaki telefon görüşmeleri sayesinde önlenmişti.

Bize göre, Amiral Hinofotis’in ziyareti, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis’in sürekli başka bahara kalıp bir türlü gerçekleştirmediği Ankara ziyareti kadar önemli ve anlamlı.

Bu ziyarete önümüzdeki günlerde yine değineceğiz.

Dora’nın mutlu günü

Artık oğlunu da başgöz ettiğine göre, kocası İsidoros’a ve işine daha çok vakit ayırabilir.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyani, geçen hafta sonu oğlu ve bakanlıktaki danışmanı Kostas’ı evlendirdi.

Düğün, Kostas’ın 17 Kasım terör örgütü tarafından öldürülen babası Pavlos’un doğum yeri olan Evritania’da Nostimo adlı küçük bir köyde yapıldı.

ÜNLÜ AİLE

Gelin Kalia Kamburidu. Zengin Kıbrıslı Rum ailelerinden Kambrudis’lerin kızı.

Aile, ünlü bir lokanta zincirinin sahibi.

Dora, Rum Yönetimi Lideri Tasos Papadopulos ile kritik görüşmeler için birkaç ay önce Kıbrıs’a gittiğinde, medya mensuplarını atlatıp gelinin babası ve annesiyle tanışmıştı.

Sade bir düğün töreniydi.

Düşünsenize, gelin arabası bile Mini Cooper marka idi ve plakasında "şimdi evlendik" yazıyordu.

Başbakan Kostas Karamanlis’in katılmadığı törende sadece birkaç bakan ve milletvekili vardı siyaset dünyasından.

Öğrendiğimiz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal’in de davet edildiği. Malum, Bilal Erdoğan ile Kostas Bakoyanis Harvard Üniversitesi’nde öğrenci iken sıkı dost olmuşlardı.

Her neyse, Bilal Erdoğan düğünde yoktu.

Son derece şık bir kıyafetle göz kamaştıran kaynana Dora Bakoyani, davetlilerle tek tek ilgilendi.

Yanında, babası eski başbakanlardan Kostantin Miçotakis, annesi Marika, kızı Aleksia ve İstanbul’da tanıştığı ikinci kocası İsidoros Kuvelis. Mutluydu Dora.

Kilisedeki ayinden sonra, köydeki tavernada kuzu çevirme, bölgesel mezeler ve şarabın egemen olduğu yemek ve eğlence düzenlendi.

SADE OLAN PAHALIDIR

Söylenen o ki düğünün maliyeti 150 bin Euro’yu bulmuş.

E tabii sade olan şeyler zor ve pahalıdır.

Medya mensuplarından düğünden fotoğraf ve görüntü çekmemeleri istendi.

Buna rağmen Espresso Gazetesi kilise avlusundan çekilen fotoğrafları yayınladı.

Rica ettik bize de verdiler.

Yayınlıyoruz.

Kostas-Kalia çiftine mutluluklar dileriz.
Yazarın Tüm Yazıları