Özel sektörde çalışanların yanı sıra esnaf ile tüccar erkeklerin cinsel performanslarını da son derece etkiledi.
Ekonomik krizin kendini iş dünyasında daha çok hissettirdiği ekim ayında, enstitünün "Alo cinsel sorunum var" hattını arayan 40-60 yaş grubundaki erkeklerin sayısı, eylül ayına kıyasla yüzde 40 gibi anormal bir artış gösterdi. Arayanların neredeyse tümü, aynı şeyi söyledi: "Dört - beş haftadır cinsel ilişki için hiç istekli değilim". Yarısı da ekim ayı içinde hiç cinsel ilişkiye girmediğini...
Krizin, yatak odalarını etkilediği erkeklerin yüzde 33’ü özel sektörde çalışıyor, yüzde 26’sı ise tüccar ve esnaf.
Özel sektör çalışanı, işini koruyabilecek mi endişesi içinde. Ya bir sabah kendini çalıştığı şirketin kapısında bulur mu? Ödenmesi gereken krediler, borçlar, kredi kartları ne olacak?
MEMURLARA BİR ŞEY OLMADITüccar ve esnaf deseniz malını satamıyor. Müşterilerden aldığı çekler karşılıksız çıkıyor. Bankalardan kredi alması zorlaştı.
E ne yapsın adamlar? Onca dert, onca tasa varken kafalarında "Hanım şu lambaya püf de" mi desinler?
Buna karşı, ekonomik krizin Yunanistan’da devlet memurlarının cinsel performanslarını etkilemediği anlaşılıyor. Eylül ayına kıyasla ekim ayında "Alo" hattını arayıp cinsel sorunları için uzman görüşüne başvuranların oranındaki artış yok denecek kadar az.
E adamın iş kaybetme korkusu yok. Bir şekilde geçinip gidecek. Hálá "Hanım şu lambaya püf de" diyebilecek durumda. Emekliler de aynı kategoride ama cinsel performasın yaş ile bağlantısı gerçeğini unutmamak gerek.
Enstitünün verdiği rakamlarda, cinsel sorunları için yardım isteyenler arasında işsizlerin sadece yüzde 4 olması ilk bakışta dikkat çekse de, bu diyarın Haydar Dümen’i sayabileceğimiz seksolog Thanos Askitis’in "İşsizlik kişinin kendisine güvenini de etkiler. İşsiz bir erkek cinsel sorununa çözüm aramakta tereddüt eder" şeklindeki izahı mantıklı.
E adamın ekonomik durumu zaten berbat, üstelik kriz yüzünden iş bulabilmesi daha da zorlaşmış, ne "hanım" geçer aklından, ne "lamba" ne de "püf".
Ayrıca, cinsel sorunları için yardım isteyen erkekler arasında evlilerin bekarlardan çok daha fazla olduğunu söylemek de sanırım "haber" teşkil etmez.
Durum böyle suyun bu yanında. Şimdi sizin oralarda benzer bir araştırma yapıldı mı bilmiyorum. Susayım daha iyi. Çünkü manalı manalı "Ağabey kriz mriz bizi etkilemez" tarzı yaklaşımlara verebilecek cevabım yok.
İngiliz televizyoncu Yunanistan’ı ayağa kaldırdıTop Gear, BBC’deki en uzun ömürlü programlardan biri şüphesiz. Neredeyse 20 yıldır yayın hayatını sürdürüyor. Otomobillerin acımasızca testten geçirildiği bu programın bütün dünyada bu kadar çok sevilmesinin en önemli nedeni, yapımcısı ve sunucusu Jeremy Clarkson.
Çocukluğunda sigara içtiği ve bir sürü "saçmalık" yaptığı için gittiği özel okuldan kovulan Clarkson’un, programında bir otomobil için iyi veya kötü demesi o otomobilin satışlarını etkileyebiliyor. 2005 yılında uluslararası Emmy ödülüne layık görülen Top Gear’da test edilen otomobiller hakkında Clarkson’un yorumları kimine göre zeka dolu, absürd ve alaycı, kimine göre ise buz gibi soğuk İngiliz mizahının tüm karakteristiğini taşıyor.
Hız belirleyen radarlara, otomobillerin şehir içine girmesini istemeyen çevrecilere ve bazı trafik kurallarına "düşman" Clarkson’un bazı "inci"lerini aktarayım:
- İşte bu da bir otomobil. Diğerleri gibi 4 tekerleği var ve gidiyor. O kadar.
- X markanın X modelinden Etiyopyalı bir eşcinsel ile korumasız cinsel ilişkiye girmek kadar kaçının. - Bugün X markanın X modelini tanıtacağım. George Bush bir ABD başkanının özelliklerine ne kadar sahipse, bu otomobil de spor otomobiller kategorisinin o kadar özelliğine sahip.
- Otobüsler için olan tercihli yolların nedenini anlayamıyorum. Fakir insanlar neden gidecekleri yere benden daha çabuk varsınlar? İngiliz mizah anlayışını çok sivri dili ile birleştiren Clarkson’un, son derece pahalı bir sürat otomobili ile test sürüşü yaptıktan sonra kapıyı açıp kusması da yoğun tartışmalara neden olmuştu.
"Atina’dan bildirdiğime" göre, ne alaka diyeceksiniz. Olmaz olur mu? Clarkson aynı zamanda The Sun gazetesinde de yazıyor. Bu gazetenin 8 Kasım 2008 tarihli internet baskısında yer alan yazısında da, Yunanistan’ın turizm tanıtımını üstlenen devlet kuruluşu EOT’un bir afişini konu almış. Afişte, masmavi Ege sularında bir sürat teknesinde oturan genç bir kadın ve arkasında genç bir erkek görünüyor ve "Yunanistan... Gerçek deneyim" yazıyor.
Clarkson’un görüşü ise şöyle: "Öncelikle tekne Yunan imalatı değil. Genç kadın da Yunan’a hiç benzemiyor. Çünkü bıyığı yok. Yunanistan koskoca bir tuvalettir".
Önce İngiltere’de yaşayan Yunan cemaati tepki gösterdi. The Sun gazetesinin telefonları, faksları, mailleri kitlendi. İngiltere’deki medya ile ilgili sendikalara, kuruluşlara ihbarlarda bulunuldu. Clarkson’un cezalandırılması, kovulması istendi. Onca tepki üzerine yazı yayından kaldırıldı.
Tepki dalgası daha sonra Atina’ya yayıldı. Reyting ölçümlerine bakılırsa, özel bir televizyonda gösterilen Top Gear programının izlenme oranı tepetakla oldu. Yunan medyası ateş püskürdü. Clarkson’un faşist, ırkçı olduğu yazıldı, söylendi.
Arşivlere bakıldığında ise Clarkson’un Yunanistan aleyhinde ilk kez tavır almadığı ortaya çıktı. Birkaç yıl önce yine Top Gear programında, Atina şehir merkezinde Sintagma meydanında bulunan parlamento binası önündeki efsun askerlerinden görüntülere yer verip "Bugün Yunan erkeklerin tek bir hedefi var. Tüm dünyaya eşcinsel olduklarını göstermek. Aksi halde kısa etekler giyip terliklerle dolaşmazlardı" demişti.
Jeremy Clarkson artık sadece kötülediği otomobil markalarının değil Yunanistan’ın da "kara liste"sinde.
Dışişleri Bakanı Bakoyani İzmir Ticaret Odası’na ödül verdi
Atina şehir merkezindeki Yunan Dışişleri Bakanlığı’nda, geçen hafta anlamlı bir tören vardı. Dışişleri Bakanı Dora Bakoyani, İzmir Ticaret Odası (İTO) Başkanı Ekrem Demirtaş’ı iki ülke ilişkilerine katkılarından dolayı ödüllendirdi.
Demirtaş, Dışişleri Bakanı Bakoyani’nin davetlisi olarak Atina’ya geldi. İTO Başkanı, konuşmasında "Ege’de savaş uçaklarının değil, yolcu uçaklarının uçmasını, savaş gemilerinin yerini yük gemilerinin almasını istiyoruz" dedi. Fırsat bu fırsat, bir kez daha TC vatandaşlarına uygulanan vize uygulamasının getirdiği zorluklara değindi.
"Yunan adalarındaki esnaf, bu durumdan şikayetçi. En azından günübirlik ziyaretlerde Schengen vize uygulaması kaldırılabilir veya Türkiye ile Yunanistan arasında özel bir uygulama yapılabilir. AB sınırları içinde İsviçre, İzlanda ve Norveç ile özel uygulama yapıldı" dedi Demirtaş.
Bakoyani, "Schengen yüzünden birtakım sorunlar var, çözüm için çalışıyoruz" demekle yetindi vize konusunda. Ekrem Demirtaş’a ödülünü verirken de "Sizin gibi insanlara ihtiyacımız var" diye konuştu. Ayrıca, İTO Başkanı’na önümüzdeki ilkbaharda İzmir’i ziyaret sözü de verdi.
İki hafta önce bu köşede Ege’de yaşanan kıta sahanlığı gerginliğini anlatmıştık. Eh bu hafta da güzel bir etkinliğe değindik.