Eski Yunan yeni Yunan

Eski Yunan’da hem harcamada ölçü vardı hem de vatandaşlar yasaların uygulanmasını görev sayardı. Bugünse bazı siyasi partiler halkı sokağa dökerek, parlamentonun çıkardığı yasaları iptal ettirmeye çalışıyor

Atina denen bu diyarda, hayatı kaşıkla içmiş şimdilerde uslu bir gezgin, önce tarihi Akropolis mabedine şöyle uzaktan bir baksa, ardından da birkaç yüz metre yürüyüp parlamento binasının bulunduğu Sintagma Meydanı’nda her gün tekrarlanan protesto gösterilerini seyretse, kendisine bazı sorular sormadan edemez.
Mesela “Eski Yunan medeniyetiyle bugünün Yunanistan’ı arasındaki fark nedir?” Mesela “Eski Yunanda hazine bonosu, devlet tahvili, IMF filan yoktu. ışler nasıl dönerdi?” Mesela “Bugün Yunan halkının yaşadığı ekonomik kriz, eski Yunan’da yaşansaydı ne olurdu?”
Hele bir eski ve yeni Yunan’ın bazı benzerliklerini sıralayalım:
1. İkisi de zenginliğe, lüks yaşama, daha çok mal-mülk sahibi olmaya pek meraklı.
2. İkisi de kapitalist.
3. İkisi de çıkarlarına zarar veren her şeye her zaman tepkili.
Takdime gerek yok Homeros’un ‘şeref’ ya da ‘şerefsiz’ derken, ahlaki değerleri değil de ekonomik ve sosyal düzeyi kastettiğini söyleyenler hayli fazla. ‘şerefsiz’, Homeros için ‘serveti olmayan’ idi. İnsanlığın en büyük hatiplerinden Demosthenes de Atina ekonomisi iyi gitmediğinde üç aşağı beş yukarı “Parasız hiçbir şey olmaz” demişti.
Atina Üniversitesi klasik edebiyat dalı öğretim üyesi Yorgo Yiatromanolakis eski Yunan’ı şöyle anlatıyor: “Kesinlikle kapitalistlerdi. Her dönemde daha çok toprak, daha çok baş hayvan, daha çok köle sahibi olmak istediler. Para bulunduğunda da başarının ve gücün sembolü oldu. Tabii teoride kalmak şartıyla, daha çok şeye sahip olmanın felaket getireceğini savunan şairler ve filozoflar da vardı.”

2500 YIL ÖNCEKİ İLK İFLAS

Eski Yunan’da ekonomik kriz de yaşandı, iflas vakaları da var. Borçlanma da oldu, karşılıksız para basmak da. Hatta bugün Yunanistan’ın gündemindeki 360 milyar Euro’luk borcun 100 milyarlık bölümünün silinmesine benzer durumlar da yaşandı eski Yunan’da.
Mesela, Yunanistan’ın kuzeyinde ve güneyindeki bazı bölgelerde, arkeolojik kazılarda bulunan mezarlarla ev ve takı eşyaları MÖ 3. ve 4. yüzyıllarda büyük bir ekonomik krizin yaşandığını haykıracak kadar sade ve fakir.
Mesela, Syrakusların zalim ve müsrif kralı Dyonisos (MÖ 430-367) ilk başta kendisine bağlı şehir-devletlerden iyilikle para toplamakta başarısız olunca, tüm vatandaşlarının son kuruşuna kadar paralarını kendisine vermelerini emretti. Reddedenin canına kıyıldı. Kral, topladığı paraları yarıya kesti. Paraların yarısıni sahiplerine iade etti, yarısıyla da borçlarını ödedi.
Mesela Dilos Adası’nda, MÖ 454 yılında insanlık tarihindeki ilk iflas yaşandı. O dönemde Atina’ya bağlı tüm şehir-devletlerin hazineleri, Dilos’ta tanrı Apollon için inşa edilen mabette saklanırdı. Ekonomik sıkıntıya giren 13 şehir-devlet Atina’dan yardım istedi. Dilos’taki hazinelerin bir bölümü ‘kredi’ olarak verildi. Ancak ‘kredi’ler geri dönmedi. Geri kalan hazineler de heba olmasın diye bu adadan alınıp Atina’ya getirildi.
Mesela devlet ve kanun adamı Solon (M.Ö 640-559) Atinalıların borçlarını bir çırpıda sildi. Eski Atina’da, borcunu ödeyemeyen, alacaklının kölesi olurdu. Hesap kapanıncaya kadar da alacaklı ne dese itaat ederdi. Solon sayesinde binlerce insan kölelikten kurtuldu. Ancak, bu kanun sadece imtiyazlı sınıf için geçerliydi ve ömrü de fazla uzun olmadı.
Yani eskiyle de yenide benzerlikler var. Ama farklılıklar da var tabii:
1. Eski Yunan daha ölçülüydü.
2. Yasalara daha saygılıydı ve sorumluluk bilinci daha yüksekti.
New York’taki Long Island Üniversitesi öğretim üyesi ekonomist Panos Murdukutas, Ta Nea gazetesindeki açıklamasında eskiyle yeniyi kıyaslarken, “Eski Yunan’da hem harcamada ölçü vardı hem de vatandaşlar yasaların uygulanmasını görev sayardı. Bugünse bazı siyasi partiler halkı sokağa dökerek, parlamentonun çıkardığı yasaları iptal ettirmeye çalışıyor” diyor.
Yeni Yunan, en az 35 yıldır ürettiğinden kat ve kat fazlasını tüketti. Devlet de sürekli borçlanarak vatandaşının alışkanlık değiştirmemesine hizmet etti.
Ama artık deniz bitti...
Yazarın Tüm Yazıları