Cavalli’ci Natasa, Prada’cı Ada

Takvimler 1988 yılını gösteriyordu. Bugünün başbakanı Kostas Karamanlis, o zamanlar 42 yaşında, eğlenceyi pek seven, yüzde 100 bohem, bekar bir milletvekili adayı idi. Selanik gecelerini çok iyi bilirdi.

Merkez sağcı seçmenleri ile görüştüğü ofisin bütün işlerini gelini yürütürdü. Ancak, ağabeyi Yorgos Karamanlis karısını alıp birkaç günlüğüne Mikonos adasında tatile gidince, işler aksamasın diye ofise bir yardımcı alındı. Uzun boylu, sarışın, hüzün ifadesi yoğun mavi gözleriyle dikkat çeken bir kız: Natasa Pazaiti. Ailesi sol görüşlü, ablası kuaför.

Natasa, 1989 seçimlerine birkaç ay kala "patronu" Kostas Karamanlis’in milletvekili seçilmesi için çalışırken annesini kaybeder. Kostas işte o günlerde ofisinde çalışan genç kıza ilk kez dikkat eder. Bir süre sonra aralarında duygusal bağların tohumları atılır. Karamanlis ailesi ilk başta bu ilişkiyi onaylamaz. Ancak Kostas sevdiğini yanına alıp Karamanlis soyunun "vatanı" sayılan Serez’e götürüp "rest" çekince işler değişir.

Başbakan Kostas Karamanlis’in eşi Natasa, Selanik Üniversitesi Pedagoji Fakültesi’nden 1999 yılında mezun oldu. Tıp fakültesine girdi. 2002 yılında buradan da diplomasını aldı. Halen Atina’nın Laiko devlet hastanesinde operatör doktor stajı görüyor. İş çıkışı hemen ikiz çocuklarının yanına koşuyor. Akşamları ve haftasonları kocasının yanından hiç ayrılmıyor. "First lady" olarak ne gerekiyorsa fazlasıyla yapıyor. Yunan halkı seviyor Natasa’yı. Fiziği, talihsiz Diana’yı biraz da anımsatıyor diye ad bile taktılar ona: "Lady Natasa".

"Sofistike elegan" bir giyim tarzını benimseyen Natasa Karamanlis’in favori markası Cavalli.

Takvimler 1985 yılını gösteriyordu. Bugünün ana muhalefet partisi Pasok’un lideri Yorgos Papandreu ilk eşinden yeni ayrılmıştı. Patras şehrinde bir seçim konuşması yapacaktı. Teknik üniversiteyi bitirdikten sonra Kanada’da uçak mühendisliği ihtisasını tamamlayan Ada Papapanu adındaki genç kadın bu konuşmayı dinlemeye pek istekli değildi. Yorgos’un babası Andreas Papandreu’nun kurduğu sosyalist Pasok partisinin eski üyesiydi. Ancak, partinin çizgisine ters düştüğünden ihraç edilmişti. Arkadaşlarının ısrarı üzerine hem konuşmayı dinlemeye gitti hem de daha sonraki yemek davetine. Kaderin cilvesi mi ne, Yorgos ile Ada yemekte aynı masada yan yana oturdular. Aşk tanrısı işte o anda fırlattı oklarını. Bir yıl sonra ilişki resmiyet kazandı.

Bu diyarın ikinci "first lady"si Ada Papandreu "minimal şık" giyim tarzını benimsiyor. Favori markası Prada.

Dora Bakoyani İstanbul’da hangi lokantayı tavsiye etti?

Çırağan Sarayı’ndayız. Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) zirvesi sırasında Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis arasındaki görüşmenin bitmesini bekliyoruz. Boğaz’ın eşsiz manzarası zamanın daha çabuk geçmesine yardımcı oluyor.

Zirve sırasında koşuşturmaktan pek göremediğim Yunan hükümetinin sözcüsü, bakan Teodoros Rusopulos bir koltukta oturmuş, o da manzaranın tadını çıkarıyor.

Yılllardır tanırım kendisini. Politikaya girmeden önce gazeteciydi. Çok iyi bir gazeteci. Diyar diyar dolaşan, haberi, röportajı kovalayan, Türkiye’de bile ödüllendirilen bir gazeteci. Rusopulos ile özellikle 1990-1993 döneminde birçok yerde karşılaştık, haberin o dayanılmaz cazibesini her birimiz ayrı pencereden görsek bile birlikte yaşadık.

"Karamanlis dün akşam nerede yemek yedi?" diye sormadan edemiyorum. Yüzünde memnuniyetini gösteren bir ifadeyle cebinden bir kart çıkarıyor: "Günaydın." Etiler’de. Dışişleri Bakanı Dora Bakoyani orayı tavsiye etmiş.

Lezzetleri nasıl bulduğunu sorduğumda, hiç tereddüt etmedi: "Muhteşem."

Fırsatı olursa "Günaydın"ın İstanbul’da Kozyatağı’ndaki şubesine de gitmesini tavsiye ediyorum. Eski "Nezih"e.

Aramıza Pavlos Çimas katılıyor. Çimas bence Yunanistan’ın bugün en büyük gazetecilerinden birisi. Türkiye’yi "olmasını istediği gibi" değil de "olduğu gibi" görebilen bence az sayıdaki gazetecilerden birisi.

O da bir Kapadokya ziyaretini anlattı. Sonrasındaki bütün olumsuz sonuçlarına rağmen Kayseri’deki pastırmanın lezzetini.

Konu konuyu açtı. Teodoros Rusopulos, gazeteci iken tanıştığı Süleyman Demirel ile anılarını anlattı Bartholomeos, Fener Patriği seçildiği gün biraz da tesadüf ilk demeci nasıl kendisinin aldığını.

Çırağan Sarayı’nda Putin-Karamanlis görüşmesi bitti. İki liderin açıklamaları için kapılar açıldı. Bizler de işimizin başına döndük.

İstanbul izlenimleri

- İstanbul’da yaz sıcağı malum. Aynı şekilde taksilerin yeni olduğu da. Maşallah hepsi klimalı. Ancak taksicilerden şikayetim var. Birileri, aşırı sıcaklarda klimanın kapalı, buna karşı radyonun sonuna kadar açık tutulmasında bir yanlışlık olduğunu hatırlatmalı. Üç dört defa taksiye binip "daha çok mazot yakar", "hava çok sıcak değil ki", "klima zararlı" ve "arabanın motoru yoruluyor" tarzı profesyonelliğe hiç uymayan "gerekçeler" dinledikten sonra otomobil kiralamaya karar verdim. Benim bildiğim sıcak havada klima açık olur. Müşteri de rahatsızlık duymasın diye radyonun sesi kısık.

- Atina ile kıyaslandığında vallahi serin. İstanbul’da gece yarısı Boğaz’ın Avrupa yakasından geçerken canım ıhlamur kokusunu fark ettiniz mi? Ortaköy’den Sarıyer’e kadar en az iki defa burnumu fethetti.

- Güneş tepedeyken özellikle deniz kenarındaki parklarda piknik yapan şehir sakinlerini anlamak güç. Mutlaka vardır bir bildikleri..
Yazarın Tüm Yazıları