Paylaş
Çok yakından tanıdığım iki arkadaşımın çocuğu da “akran zorbalığı” olayına maruz kaldı.
Hem çocuklar, hem aileler derinden etkilendi. Onları tanıyanlar olarak bizler de... Her iki olayda da canımı en çok sıkan, okulların sergileyemedikleri tutum oldu.
Hele en son olayda, arkadaşımın çocuğu uzun zamandır arkadaşları tarafından sözlü ve fiziksel bir zorbalığa maruz kalırken, bundan haberdar olan öğretmen ve okulun anne babaya haber bile vermemesi vahim bir durum.
Bırakın anne babayla irtibata geçip zorbalık yapan çocuklara dair önlem almak, bir de mağdur çocuğu korumak kollamak yerine sindirme, susturma hatta örtbas etmeye kalkışmak var işin içinde.
Hani bir de özel okul... Çocuk burslu bir çocuk. Düşünün artık durumun üzücülüğünü.
Okullar ciddi anlamda ticarethaneye dönmüş demek bu.
Bir de mağdur olan çocuğu özgüvensiz olarak irdelemek, hâlâ zorbalık yapan çocuklarla ilgili tek bir adım atmamış olmak da var.
Düşünün; çocuğunuz 1 sene zorbalığa maruz kalacak, zorbalar ayrı tehdit edecek çocuğunuzu, okul ayrı susturacak; yetmeyecek size çocuğunuz hakkında özgüveni eksik şekilli bir geribildirim verilecek.
İnanın bana aklım sırrım basmıyor bu acayipliğe.
Okullar en ufak çocukça ve masum bir afacanlıkta velileri ayağa kaldırmayı bilirken, nasıl oluyor da zorbalık yapan çocuklara karşı bu kadar sessiz kalabiliyorler anlayamıyorum.
Arkadaşım çocuğunu okuldan aldı. Bursunu yakmayı göze alarak...
Okullar mağdur çocukların yanında olacaklarına, zorbalığı teşvik eden bir tutum sergilediklerinin farkına varmalı ve bu konuda çok ciddi bir yönetmelik çıkarmalı, hem de acilen.
Bugün arkadaşının canını bu derece yakabilen çocuklar yarın öbür gün ne yapar bilmem. Dahası, zorbalık yapan çocuğun evde nasıl bir zorbalığa maruz kaldığını da düşünmeden geçemiyorum.
Ne görüyorlar da bunu yapıyorlar bu çocuklar.
Evet okulun adını vermedim.
Arkadaşımın ailesine ve çocuğuna olan sevgim ve saygımdan.
Olayı yakından takipteyim.
Sabırla bekliyorum aklı selim bir yaptırıma gidilmesini, kalıcı bir çözümle gelinmesini.
Zorbalığa uğrayan bir çocuk mağdurken konuyu onun özgüvenli olup olmamasına dayandırmak, aynen kıyafeti yüzünden tacize uğrayan kadını suçlu bulmaya benzer.
Kabul edilecek tarafı yok.
Zorbalığın affedilir mazereti yok.
Yonca
“takipçi”
Sapanca masalı
Bir orman. Kocccaman ağaçlar. Kuş sesleri. Hansel ve Gretel hikaye kitabımdaki o orman resminin içindeyim sanki. Ormanda geçen bir çocuk masalının kahramanlarıyız biz de. Ama bu masalda bütün çocuklar mutlu.
Dün, ormanın içindeki NG Sapanca Otel’de buluştum tüm doğada koşmayı seven arkadaşlarımla. Bir pazar günü boş duracağıma gider, yüzü her daim gülen, sürekli hayatta her şeyi yaparsın diyen insanlarla beraber Sapanca doğasını geze koşa adımlarım dedim.
Sapanca Ultra Maratonu’nda dün 50km için start aldım.
Malum gazeteye yazı erken gönderiliyor. Siz okurken bitirmiş olacağım.
Yarış raporumu ayrıca yazacağım.
NG Hotels Sapanca’ya, bu masal diyarında Sapanca Ultra Dağ Koşusu’na sponsor olduğu için, hepimiz adına teşekkür ederim.
Sporda, hele de doğada koşulan yarışlarda, vizyon sahibi sponsorlar olmasa biz de bu güzel ortamlara kavuşup koşamazdık.
Bu sayede dün 3 farklı mesafede (7km, 30km, 50km) Sapanca doğasında koşma ve dahası bu şahane doğayı yaşama şansımız oldu... Bin şükür.
Yonca “orman çocuğu”
Paylaş