Yüzyılın aşk tutulması

Tıpkı gönül gibi.
Kırk yılın bir başında oluyor bu “tutulma” da.
Tam tutulma daha tehlikeliymiş gibi bir his yaratıyor ya insanda...
Doğru.
Aşk gibi.
Uzmanlar yine de uyarıyor ama: “Tam veya yarım tutulma hiç fark etmez, aman siz gözünüzü koruyun; çıplak gözle baktınız mı, kör olursunuz sonra...”
E aşk da gözü kör eder ya!
Sanki uyarmakla oluyor.
Herkes bildiğini okuyor, millet çıplak gözle bakıyor tutulmaya, gönül ferman dinlemiyor nasıl olsa.
Doğada ne varsa, aynen var biz insanların doğasında da...
Aşık olur, “tutulur”, gözü kör olur.
Aşkı biter, çöker, sarsılır; deprem olur.�
Aldanır, yolunu şaşırır, döner deli divane; girdap olur.
Azar coşar tsunami olur; sessizce geri gider arkasına bakmadan, dönüşü de intikamı da çok hasarlı olur.
Bir de canı yandı mı aşk acısından, gözü döner insanın, kasırga olur.
Hiç tutamaz kendini, hüngür hüngür ağlar, sel olur.
Nasıl anlatıyorlar asrın en uzun güneş tutulmasını dikkat ettiniz mi?
İki sevgilinin arasına aşkından girmiş bir üçüncüsü sanki...
“Güneş tutulması, Ay’ın Güneş ile Dünya arasına girmesi ile olur. Tutulmanın olabilmesi için Ay’ın “yeniay” safhasında; Güneş, Ay ve Dünya’nın da aynı doğrultuda olması gerekir.”
Ne hoş değil mi?
Güneş ve Dünya’nın aşkına balta vuran Ay gibi dursa da, hepsi aynı çizgide yani, davul dengi dengine olunca, tutulma tutulma oluyormuş aslında...
“Eğer tutulma anında Ay, Dünya’ya yeteri kadar yakınsa, “tam tutulma” olur; aksi takdirde Ay ve Güneş’in konumları öyledir ki, Ay, Güneş’in ancak bir kısmını örter ve “parçalı tutulma” olur” diyorlar, şaşıp kalıyorum okuduklarıma.
Gönlümüzün aşktan tutulma hali doğada gizli.
Aşk bu!
Ne zaman sonsuza kadar, ne zaman iki günlüğüne süreceği belli mi?
O yüzden; aşkı çıplak gözle ararken bulduysanız, siz de kör olursunuz, şaşırmayın e mi!
Doğal çünkü...
Aşkınızı yaşamanın tadına varın.
ıçinizden geldiği gibi davranın.
Korkmayın!
6 dakika 39 saniyelik bu uzun tutulma bile, bilmem farkında mısınız ama, tam 18 yıl aradan sonra başımıza geldi.
Bir sonraki tutulmaysa 123 yıl sonra, 2132’de olacakmış, iyi mi!
Kim öleee, kim kala...
Anı yaşamak en iyisi�
Daima!
Yonca
“tamtutuk”

Nerede hata yaptım?

Bazen düşünüyorum.
Daha doğrusu devamlı düşünüyorum. Eminim siz de düşünüyorsunuzdur.
Çünkü eminim bu satırları okuyan her iki kişiden biri aynı şeyi yaşamıştır.
Hani nerede hata yaptım da, haksızlığı hak ettim diye.
Konu her neyse ne... Konunun önemi yok.
Ne yaparsanız yapın “yaranamamak” insana en çok koyan şeylerden biri bence.
Bir de siz çözüme yönelik yaşarken, sorun çıkarmayı sevenlerle baş etmek!
Hayatı yaranmak için değil de, içinizden geldiği ve doğru olduğunu bildiğiniz gibi, herkesi de kendiniz gibi zannederek yaşayıp, iyi niyetinizin kurbanı olduğunuzda, siz bu işin içinden nasıl çıkıyorsunuz mesela?
Bana da söylesenize... Mail atın bana.
Var mıdır böyle şeylerin bir ilacı, merhemi mesela. İç unut, sür iyileş anında.
Yok kardeşim.
İyi niyetinin kurbanı olan insan, bunu kolay kolay unutamıyor asla.
Saflık baki.
Salaklıksa caba...
Yonca
“kek”