Yedikule Hayvan Barınağı

Bu hafta bir ara çok daraldım. Çok bunaldım.

Ama kendime bunalma izni vermedim. Bir kere o izni verdin mi, arkasından daha fazla bunalacak şey geliyor. Kabus gibi.

Haberin Devamı

Ne çok şey yaşanıyor her gün. Ne kadar farklı duygularla savaşıyoruz bir gün içerisinde değil mi? Buna nasıl dayanıyoruz mesela, hiç bilemiyorum. Nasıl bir tempo, nasıl bir düzen ve düzensizlik aklım almıyor. İnanın bazen ne yaptığımı tam bilmeden yapıyorum. Robot gibi. Tak tak tak yapıyorum işte, otomatiğe bağlanmışım sanki, mekanik bir insan olmuşum gibi.

Kalk sabah, çocukları kaldır, kahvaltı et, çocukları okula yolla, işe git, çalış, çalış, çalış, işten çık, eve gel, çocuklarla sohbet, ödev, yemek, banyo, yatırış, hop bilgisayar başına yazılara gömül, yaz, bitir, yolla, yat... kalk sabah, çocukları kaldır, kahvaltı et...

Geçen gün, yolda nasıl gittiğimi hiç hatırlamadan kendimi iş yerimin park yerinde buldum. Ev ve iş arasındaki yolu hiç hatırlamıyorum. Ta park yerine kadar sanki gözüm kapalı gelmişim düşüncelerden. Allah korudu, kaza maza yapmadım. Kafam kazan gibi, kazan. Düşünmekten kısa devre bu ara.

Eminim, sizin de öyle.

Haberin Devamı

Ama sanırım bu sıkıntının arkasında güzel ve düzlüğe çıkma olasılığı olan fikirler var karnımda. Ağrı sızı ondan. Ya da ben böyle yorumlamak istiyorum kendi kendime falımı... Polyannacılık da bir çeşit dengesizlik ya, hayırlısı ?.

Bazen her şeyden çok sıkılıyorum. Kitleniyorum. Siz de sıkılıyor musunuz benim gibi?
En çok neye gıcık oluyorsunuz mesela?
En çok ne bunaltıyor sizi şu ara?
Kim kızdırıyor sizi?
Bana kısaca, nokta nokta yazıp deşarj olsanıza...

Ben de bu arada, eğer güzel şeylere vesile olabilecek bir şeyleri yazıya dökersem, yazının sihiri kaplar her yeri diye düşündüm ve yapmaya karar verdim. Daha önce yaptım, oldu çünkü.
O yüzden bana ta Houston’dan bundan birkaç hafta önce yazan Başak’ın güzel ricasını bugün paylaşasım geldi.

Kısmet bugüneymiş demek ki!

Yonca
“elçi”

***
Sevgili Yonca,
Houston'dan takip ediyorum yazılarını. Sosyal sorumluluk olaylarına karşı yaklaşımını bildiğim için, sana yazmak istedim. Köşende yazdıklarıma yer verebilirsen, binlerce savunmasız hayvan sana muteşekkir olacaktır. Fatih Belediyesi’ne bağlı, Yedikule Hayvan Barınağı var. Yaklaşık 2000 kadar sokağa atılmış, eziyet görmüş, istenmeyen köpek ve kedinin bakımını üstlenmişler. Ben uzaktan da olsa takip etmeye, destek olmaya çalışıyorum; çünkü ilk kez bu kadar organize, bu kadar herkesin sevgiyle destek verdiği bir hayvan barınağı duyuyorum. Bu barınak o kadar özel ki, devamlı kermesler düzenliyorlar, okullardan öğrenciler geliyor hayvanları sevmeye, bir de ellerinden ne gelirse onu getiriyorlar gelenler.
Bu barınak insanların yardımlarıyla ayakta duruyor, en büyük ihtiyaçları da mama ve eski yorgan, kumaş, havlu, karton, ve gazeteler. Bunları yeni doğum yapan annelerin, bebeklerin, ve hasta köpeklerin altına koyuyorlar ki üşümesinler.
Bu malzemelere çok ihtiyaçları var. Sana ekte barınağın linkini de gönderiyorum.
Benim annem taa Konya'dan eski kumaşları, yorganları gönderip yardımcı olmaya çalışıyorsa, İstanbul'daki birçok yüreği yufka insan da yardım eli uzatacaktır diye umut ediyorum. Sana bilgilerin alınabilecek olduğu linki ve ilgili kişinin bilgilerini de yolluyorum.
Sevgiler,
Başak.
http://www.fatihbelediyesiyedikulehayvanbarinagi.com/
Mimar Meral Olcay
Gönüllü Barınak Yöneticisi
olcay.meral@gmail.com
Tel: 212 - 633 58 57
Adres : Yedikule Sahil Yolu, Yedikule surdibi, Eski havagazı deposu
(Üst Yol Marmaray projesinden dolayı kapalıdır. Sahil yolunu kullanınız.)

Yazarın Tüm Yazıları