Paylaş
Türkiye’de 12,5 milyon 15-24 yaş arası genç yaşıyor. Nüfusumuzun yüzde 18’i genç.
Bütün gençler öğrenci mi peki?
Hayır!
Sadece yüzde 30’u okuyor.
Yüzde 30’u çalışıyor.
Yüzde 40’ı ne okuyor ne de çalışıyor.
Yani okuyacak yaştalar; ama okuyamıyorlar.
Siz o yaşta olsanız bu çaresizlikten nasıl çıkardınız?
Son dört senedir iç göçün yüzde 45’ini gençler oluşturuyor.
Genç işsizliği, yetişkin işsizliğinin en az iki katı.
Yaklaşık yüzde 25...
Lise çağındaki gençlerin sadece yüzde 69’u okullaşmış durumda.
OECD ülkeleri içinde Türkiye sonuncu durumda.
Gençlerin sadece yüzde 5’i bir sivil toplum kuruluşuna üye... Aynı oran Hollanda’da yüzde 60’larda. Bir gencin sivil toplum hareketinin parçası olması, orada çalışması, bu bilincin açık olması; geleceğinizi, medeniyet seviyenizi, gelişmişliğinizi belirliyor.
İşte bu konuda dünya çok ileri, biz çok geri.
Gençler 18 yaşında seçebiliyorlar; ama 25 yaşında seçilerek milletvekili olabiliyorlar. Mecliste dertlerini aracılarla anlatmak durumundalar. İşleri zordan da zor yani.
2011 yılında devletin genç başına yaptığı harcama, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 2,15’i...
Yok gibi!
Oysa Toplum Gönüllüleri Vakfı var, TOG yani.
Rakamsal gerçeklerini verdiğim bu kadar dezavantajlı durumdaki gençlere TOG daha fazla eğitim olanağı sunuyor.
TOG ile gençler her yıl 900’den fazla projeyi Türkiye’nin 66 ilinde hayata geçiriyor.
Doğal afetlerden eğitimde sorun yaşayan çocuklara, çevre kirliliğinden kadın haklarına kadar her türlü sorunun çözüm ortağı olmak için arılar gibi çalışıyorlar.
Biz hadsiz ve haksızca gençlerimizden şikayetçi olurken, onlar hiç şikayet etmeden çalışıyorlar işte.
Bir köyde okuma yazma bilmeyen kadınlara okuma yazma öğreten, bir ilçede bir okulu yeniden boyayan, kütüphanesini yapan, bir başka ilde tutukevlerindeki çocuklarla ve gençlerle atölyeler, eğitimler yapan gençler var.
Onlar bir gelecekleri olduğuna inanmaya çalışırken, biz onlara inanmıyoruz yeterince.
Çok kalp kırıcı değil miyiz sizce? TOG sorunları çözmeleri için gereken inancı veriyor işte bu güzel gençlere.
Sadece geçen sene, TOG ile çalışan 37 bini aşkın genç, 300 binin üzerinde insana dokundu bile!
Peki siz? Ben, biz ne yaptık onlara destek olmak için?”
Diye yazmışım ta 22 Şubat’ta...
***
22 Şubat’ta ben bunları yazarken Gezi Parkı’ndaki gençlerle tanışmamıştı henüz bu ülke.
Ben bir kere daha hatırlatmak istedim; çünkü bugün Kapadokya’ya yola çıktım. Ve heyecandan karnım çok ağrıyor tamam mı!
6 gün boyunca Powerade’in sponsor olduğu RunFireCappadocia Ultra Maratonu’nda TOG için koşacağım.
Adı gibi yakıcı sıcakta, upuzun bir rotada, Adım Adım koşabildiğimce koşacağım işte.
Gençlere değdini bildiğim ve dahası benim kadar gençlere inanan Nilfisk Türkiye’nin 200 gencimize verdiği destek için koşacağım.
Ben koşuyorum, Danimarkalı dünya devi temizlik makineleri üretip satan Nilfisk, 200 gence destek olmak için TOG’a bağış yapıyor.
Gel de koşma be Yonca!
Nilfisk 100 yılı aşkın süredir profesyonel temizlik makinelerini geliştiren dahası gençlere inanan bir şirket. TOG’a yaptığı bu bağış ile de 200 gence daha ulaşıp onların çevrelerindeki sorunlara yönelik hayata geçirdikleri projelerine destek olabilecek.
Çok rica ediyorum, www.runfirecappadocia.com sayfasına bir bakın.
Nerelerde koşacağımıza dair rotayı ve fotoğrafları görünce nasıl da keçi gibi inatçı ve zemin tanımaz bir koşan çılgınlar ordusu olduğumuzu anlayacaksınız.
Aramızda her yaştan genç var üstelik.
Yazdıkça bana ateş bastı.
Önümüzdeki hafta boyunca 3G ve wi-fi yakaladığım her yerden Twitter ve Facebook’tan, hürriyet.com.tr’den de canlı günlük yapacağım sizlere.
Haftaya hep beraber koşuyoruz yani. Yana yakıla hem de.
RunFireCappadocia’da koşan hepimize bol şans.
Adımlarımız serin ve hafif, farkındalığımız her daim yüksek, peşinde koştuğumuz her şey iyi olsun.
Gençlere değer.
Yonca “keçi”
Paylaş