Paylaş
Dağınık, plansız, programsız, düzensiz, stratejisi olmayan insanlar topluluğu olarak, koskoca memleket için hayati önemi olan;
adalet, hak, hukuk, laiklik, özgürlük, eşitlik gibi en temel kavramlarımızı yitirme riski olan noktaya geldik.
Hiç şaşırmamak lazım aslında. Yukarıdaki kavramlar koca bir neslin hazıra konduğu kavramlardı.
“Bize bi şey olmaz” edasıyla burnumuz Kaf Dağı’nda bir halimiz vardı.
Bizden olmayanları tanımıyorduk.
Yalan mı?
Ben Orta Okuldayken Babam bana “sen Türkiye’yi yaşadığın şu mahalle gibi zannediyorsun, çok yanılıyorsun!” derken haklıydı.
Benim “ergen” kafam basmıyordu.
Biz dediğime bakmayın. Kendi adıma söylüyorum bunları.
Yakın zamana kadar, ben kendim de “halk” olmama rağmen, benden başka “halk”tan pek haberdar değildim.
İhtiyaçlarını, düşüncelerini, önceliklerini ve hassasiyetlerini bilmezdim.
“Herkes benim gibi düşünür, benim gibi inanır, benim gibi giyinir ve benim gibi davranır.” gibi bir “ergen” bilinçsizliğim vardı.
O yüzden de, bir sürü konuda çok hata yaptım.
Şimdi düşünüyorum da, kim bilir ne çok insanı hadsizce incittim.
Çok üzgünüm.
Ama düşerek öğrendim ben de.
Gerçekten böyle hissediyorum.
Anladım eşşekliklerimi.
Büyüdüm.
Beni AKP büyüttü.
Gözümü açtı.
Halkımızı, parçası olduğum bütünü tanımamı sağladı.
Benden başka olanlara kalbimi açmama, onları da bağrıma basmama neden oldu.
AKP sayesinde ben belki hiç yapmayacak olduğum şeyleri yaptım.
Sahip olduğum özgürlüklerimin değerini anladım.
Ayıldım.
Plansız programsız tembelliklerin bedelinin “kayıp” olduğunu yüzüme çarptı AKP.
Bunlar için müteşekkirim.
Hayatımın dersidir aldığım.
Daha azimli, çalışkan, kalıcı şeyler yapmak için uzun vadeli planlar yapmama neden oldu.
Oturduğum yerden şikayet ederek değil, bir şeyler yaparak bir yere varabileceğimi öğretti AKP iktidarı bana.
AKP, amacı belli, hedefe kitlenmiş şekilde çok çalışarak hareket etti.
Bugünlere geldi.
Kıskandım başarılarını.
Sinir oldum karşılarında doğru düzgün bir planla dimdik duramayanlara.
Yenilgisizlikleri gerdi beni.
Ürküttü.
Huzursuz etti.
Ama işte onlar da benim düştüğüm hataya düştü bi bakıma.
Rahata erdiler ve tek adama koşulsuz tapınma raddesine gelince de, çatırdama başladı.
Birbirine körü körüne kitlenerek takır takır ilerlemek, hem onları bugünlere getirdi, hem de hırs-güç-başarı belli ki bünyede orantısız şımarıklık yarattı.
Hatalar başladı.
Büyük hatalar!
Her şey 17 Aralık itibariyle yerle bir oldu.
Cenazeyi bile yuhalanınca artık en çıplak ve kirli halleriyle meydanda kalakaldılar.
Kral çırılçıplaktı evet.
Büyük küçük bütün çocuklar koro halinde: “Kral çıplaaak” diye avaz avaz bağırımaya başladılar.
Ama işte hep beraber ses çıkarmak önemli.
Birlikte hareket etmek önemli.
Neyse... bu yazı çok uzadı.
Şu linki tıklayıp 1 dakikalık videoyu lütfen izleyin.
Penguen, karınca ve yengeç... zaten anlatıyor her şeyi.
http://webtv.hurriyet.com.tr/17/62165/0/1/birlik-olmak.aspx
Yonca
“oybirliği”
Paylaş