Paylaş
Liste yapıyoruz arkadaşlar
Haydi bakalııım...
Nisan ayı da bitiyor.
Bari son haftasına neşeli girmek için elimizden geleni yapalım!
İyi şeyleri nasıl çoğaltıp yeşertebilirim şu çorak ortamda diye düşündüm ve aklıma artık en son bu geldi.
Oturup sevdiğim şeylerin bir listesini yapıp sizlerle paylaşmaya, sizleri de, kendi listenizi yapmaya teşvik etmeye karar verdim.
Hani iyi şeyler paylaştıkça artar ve daha çok iyi şey olur ya...
Ondan işte.
"Sevdiğim şeylerin listesini yapıyorum!" kampanyasına hoş geldiniz diyooor, kendi listeme başlıyorum.
4 Yapraklı Yonca’ nın listesi:
1- Müzik dinlemeye baaayııılıııyooorum! Nil Karaibrahimgil’ e bağımlıyım. Her şarkısını ezbere bilirim, web sitesine (çok şükür artık var) her gün öylesine bile olsa girerim, hiçbir yazısını kaçırmam (bugün yazı günü), şarkılarını avaz avaz bu kötü sesimle söylerim. En son Nil Kıyısında cd’sinden 9. Şarkıya takıldım, aralıksız dinliyorum, tavsiye ederim.
2- Kitapları çok severim. Kitap yazmışları kıskanırım. Bu ara elimde Richard Branson’ un yazdığı kısacık bir kitap var. Hap gibi. İçinde, şu kısacık hayatın heyecanını hissederek çalışmaya dair çok sihirli cümleler var. “Her ne yapıyorsan eğlenerek ve severek yap!” diyor mesela. Ben de yapıyorum ya... Seviniyorum okudukça...
3- Taze nane yemeyi ve ekmeyi severim. Sabah taze nane yeme hayalleri kuararak uyanırım.
4- Pilates sever oldum. Hatta kafayı bozdum. Size de tavsiye ederim.
5- Macbookcuğumu çok severim.
6- Hayal kurmayı biraz fazla sevdiğim için, gerçekle hayal arasında sık sık kaybolabilirim.
7- Kaybolmayı da severim.
8- Mesela her kabiliyetli insana bir hayalimin çizimini yaptırmak konusunda zevkten çılgına dönebilirim. (Pino bunu iyi bilir?)
9- Giyim kuşam uydurmayı çok severim.
10- Hayal kurmayı, hayallerimin içinde sanki gerçek olmuşlarcasına yaşayıp sırıtmayı severim.
11- Uyumak, uyuyabildiğim zaman çok hoşuma gidiyormuş mesela, bunu da yeni keşfettim, artık uyumayı da seviyorum diyebilirim. Richard Branson’ un kitabından öğrendim. Meğer, onun da kafasını susturma sorunu varmış, bu sorunu “kestirme” yaparak çözmüş. Bana da yaradı... Yani, kestirmeyi de severim.
12- Gülmeyi, ama, yanaklarımın iki kenarında derin çizgiler çıkacak kadar çok sırıtarak gülmeyi çok severim.
13- Sevmeyi çok severim.
14- Heyecanlanmayı ve “Hiii!” demeyi çok severim.
15- Elveda Rumeli dizisini severim.
16- Çam ve Zeytin ağaçlarını anormal bir tutkuyla severim. Bakarken kendimden geçerim.
17- Tüm çiçek böcek vs.. canlı ne varsa severim.
18- Başta yeşil olmak üzere (can erik yeşili), oje kırmızısı, sarı ama cırt sarı ve mor,canlı canlı bir mor, nedir o rengin adı acaba bilemedim tüh, aman neyse... işte öyle insanın içine işleyen bir mor var ya, hah işte! o moru da çok severim. Aaa durun! Bir de kızım doğduğundan beri pesspembe pembe severim.
19- Hayvanlar! Her hayvanı sever mi bir insan? Ben severim.
20- Deniz... Hele bir de Akdeniz’ e kıvrılmaya yüz tutmuş Ege ise... Offf deli gibi severim.
21- Karda “kırt kırt” sesler çıkararak yürümeyi çok severim.
22- Kapı gıcırtısına oynamayı çok severim. Hiç utanmam hemen oynarım.
23- Uzun ve kalabalık bir sofrada dostlarla, meyhane şarkılarını gözleri dolu dolu efkarlanmış bir şekilde söyleyerek; yanında rakı, balık ve mezeleriyle çok severim.
24- Şarap içmeyi de severim ama, yüzüm kızarıp kaşınıyor içince. Bu da yeni moda. Mayalı şeyler bana alerji yapar oldu; ama ben alerjilerimi de severim. Rahat rahat kaşınma hakkı verir alerji bana ?.
25- Su içmeyi çoook severim. Sofra içeceği denen şeyleri değil ama. Doğal kaynak suyu severim. Litrelerce tek damla ziyan etmeden içtiğim için, çoğu zaman aklım tuvalette gezerim. Demek ki...
26- Tuvalete gidebilmeyi de çok severim. ?
27- Saç kestirmeyi çoook severim çok. (Bknz, 18 Haziran 08, “Kestim Gitti” adlı yazım)
28- Eşimi ve çocuklarımı çooooooook severim.
29- Ailemi, istisnasız en gıcık olduğum fertleriyle beraber çok severim.
30- Arkadaşlarımı çok severim.
31- Evimi çok severim.
32- Evde kendime bir köşecik yaptım, (size bir fotoğrafını çekip gösteremedim ona yanarım) onu da çok seviyorum.
33- Köpeğimiz Ginger Bey’ i çok seviyorum.
34- Mavi ve beyazcık bulutları olan gökyüzünü,
35- Gün doğumunu,
36- Gün batımını,
37- Ayın her halini,
38- Güneş’ in sıcağını,
39- Yağmuru,
40- Araba kullanmayı,
41- Çamaşır makinasını,
42- İnterneti,
43- Akan suyu,
44- Temiz havayı,
45- Neşeli çocuk sesini,
46- Eğlenen insanları seyretmeyi,
47- Konuşmayı,
48- Düşünmeyi,
49- Ve ve ve... gecenin kör karanlığında bu deli deli satırları size yazmayı çoook seviyorum.
Biraz daha uzatırsam:
“Yine çok uzun yazdın Yonca!” diyeceksiniz Okurcum biliyorum...
Ondan burada kesiyorum...
Hiii! Tam kesecektim kiii...
“Mutlu, çoook mutlu, afacanlıklar dolu bir hafta olsun n’ oooluuurrr!” demeyi unutmuşum.
Dedim bitti.
Bu sefer hakkaten Yonca gitti.
Yarın görüşürüz nasıl olsa di mi?
Di!
J
Yonca
“doludeli”
Bilinmesi gereken ek bilgilerin olduğu dip not: Yukarıdaki çizimler mesela, tarafımdan sırf aklıma fikri düştü diye gecenin bir vakti iki ayağı bir pabuca sığdırılaraktan İdil Gürkan’ a çizdirilmiş “Hayal Fanusum” ve “Sevdiğim şeylerin fışkırdığı yazı” çizimidir, bilginize.
Bu arada, Richard Branson’ un kitabını da merak ederseniz eğer adı: “Srew it, Let’s do it - Lessons in Life”, Virgin Books.
(Yok kardeşim yazıyı yine kısa kesemedik! Var bir anormallik bu durumda; ama ne ne ne?)
Paylaş