Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Kırmızı ruj ve Berlin Kuaför’deki İsmail

Moralim bozuk. Tadımız hiç yok bu ara.

Haberin Devamı

Ne zaman böyle hissetsem, aklımda annem. Kulaklarımda da bıkmadan tekrarladığı cümleler.

E yer etmiş içime. Kadın kaç kere aynı şeyleri bıkmadan tekrarlıyor bana düşünün.

Yani bu yaşta hala annemi aynı şeyleri tekrarlamak zorunda bıraktığıma da inanamıyorum yani!

Anamın kızıyım ama ben de. Elbet ben de benimkilere tekrarlayıp duracağım.

Evrenin tokadı diyoruz buna.

Annemi anlatmak hoşuma gidiyor; çünkü aslında hepimize iyi bir örnek. Örnek ve bir kadına güç verir annemi dinlemek, anlamak eminim.

Kadın bir pozitiflik abidesi. Allah’a bin şükür öyle.
Herrr şart altında, sabah mis gibi kalkar. Mis gibi giyinir.

Ne olursa olsun kırmızı rujunu sürer. Saçlar fönsüz durmaz. Dip boyası hele geldi mi, gelmez o dip boyası yani. O kadar sıkı takip sözkonusu. Dip boyasının geleceğini hissettiği an soluğu Berlin Kuaförde alır. İsmail’de.

Haberin Devamı

Ankara’da meşhurdur İsmail. Tarihi bir efsanedir.

Orayı sosyolojik açıdan inceleyebilmek isterdim şahsen.

Müşterisi bağımlıdır. Harbi bağımlı.

Giden gittiği gibi geri gelir.

Herkes ayrı bir tiptir.

Saç işleri enstitüsü gibidir orası bir bakıma.
Ben gözümü açmadan İsmail annemin saçını yapıyordu, annem torunlara karıştı ismail hala annemin saçını yapıyor ve kusursuz!

Neyse. Atladık yine daldan dala başka yere.

Dönelim anneme.

Sen ne halde kalkarsan kalk, annemi süper hazır görürsün.

Allah’a bin şükür. (Sürekli şükür demem gerkiyor bunları derken, elimde değil kusura bakmayın valla.)

Hatta çok komik, hastanede anestezi alacak, testler yapılacak filan, ben içim bi hoş uyandım sabah. Sanırsın dayak yemeye gidiyorum. Sefilim yani ruhen ve bu tabi dışıma da vurmuş.

A a! O da ne, bi baktım annem sanki anestezi alacak o değilmiş gibi, yemin ederim nasıl güzel giyinmiş süslenmiş, ruj yine kırmızı ve yerinde yani, “Ayol Yonca yuh sana! Annene bak da utan.” dedim kendime. Sözümona moral olacağım, kadın bana baksa zaten anesteziye gerek kalmaz, bayılır.

Hemen acilen gittim giyindim süslendim ben de. Rujumu da kırmızı çektim acilen.

Annem her sabah mucizelere uyanır çünkü. Ruju da bunun sembolüdür.

Haberin Devamı

Moral bozukluğuna, negatif yüklenmeye, negatifliklere hiç gelemez.

“Hele bir yarın olsun” der.

Yarın olur. Her şey geçer.

Problem olmadan, varmış gibi davranmaz.

Olan problemi de tartışmaz. Acilen ileri bakar, ne yapabileceğine. Çözümlerin insanıdır.

Kendi başına, Ankara’da, hala her şeyi herkesi sonuna kadar takipte.

Kendinden yaşça küçük tüm aile fertlerinden bin kat daha genç valla. Güncel kalmak için müthiş bir çabası var takdire şayan.

En son bana iPhone olayını sordu. Çok bi şey anlatmadım, müzik de var filan dedim. Orada bitti olay zaten. Baktım ertesi gün gitmiş, almış.

Akşamları beni tangodan arıyor bedava. “Ha ha ha ha harika!” filan derken ben daha buna, o da ne, kardeşimle bana twit attı iyi mi!

Haberin Devamı

Çocuğumdan değil, annemden twit alıyorum. Vıy vıy vıy!

Hayatımda beni annemin bana attığı twitten daha güzel güldüren bi şey yok şu ara.

Geçen akşam “çay içiyorum” yazmıştım twitter’da, annemden cevap geldi: “afiyet olsun kızım!” diye. Çayı püskürttüm gülerken sağa sola. Harika!

“Dağlara taşlara!” diyorum acilen burada, bak siz de deyin hemen acilen. Gözünüzü de şaşı yapın, tahtaya da vurun ben bilmem.

Gözlerimin ta içinden gülümsüyorum gökyüzüne.

Örnek mi, alın size güzel örnek işte.

Kadın her konuda pozitif ola inana, ola inana mucizeleri yaşıyor her daim. Sayesinde biz de yaşıyoruz. Allah razı olsun.

O yüzden, şu ara, ne kadar canım sıkılıyor olursa olsun, ne kadar fenalık geçiriyor gibi hissedersem hissedeyim; sabahları kalkmak-giyinmek-işe gitmek-gelmek ne kadar zor gelirse gelsin, kendime inanılmaz bir “annem gazı” veriyorum.

Öyle böyle değil hem de.

Haberin Devamı

Yatağa girene kadar sünepe giyinmiyorum.
Sabah gözümü açıp yüzümü yıkayıp dişimi fırçalamamla bir, şak kırmızı rujumu sürüyorum. Şeker pembesi de var. Dün onu sürdüm.

Kırmızı rujum hafif pırıltılısından hem de. Hayatıma sihirli simler yağsın, dileklerim yerine gelsin diye.

Ruhuma inat bakımdayım. Ruhum elbet pes edip rujuma kanacak, şahlanacak.

Annemin ruj sürmediği bir-iki gün vardır, kardeşimle dönüp “Anne ne olur rujunu sen hep sür biz seni hep öyle görelim!” dediğimiz. Rujsuz annem, bize en büyük uyarı gibidir. Ceza niyetinedir.

Dünyada bundan daha güzel ceza olabilir mi yahu!

Çocuklarım da beni öyle görsünler. Ruj yoksa, dikkat dikkat! Herkes kendine çeki düzen versin demek rujsuzluk, öyle bilsinler.

Haberin Devamı

Şu ruja bu ara öyle inanıyorum ki, sönen ışıklarımızı getirecek geri.

Komik ama öyle.

Ruj mucize.

Mucize ruj.

Sürelim bari.

Ya tutarsa, di mi?

Yonca
“kırmızı”

Yazarın Tüm Yazıları