Eğitim kadar taş yağacak başımıza

Eğitimin politikaların kölesi olmasına,

Haberin Devamı

Çocukların politikacıların elinde çarçur olup rezil edilmesine,

İktidar sürekli elinde hazır ve bitmiş bir programla gelirken; karşısına dikilenlerin elle tutulur doğru düzgün hazır bir program sunamayıp, saçma sapan cızırtı yapıp bir türlü bir işi becerememesine,

Çocukların bireysel becerilerinin, düşünme yetilerinin pekiştirilmesi yerine düşünmelerinin engellenmesine, yaratıcılıklarına ket vurulmasına,

Her çocuğun bambaşka bir yetisi, yaratıcılığı, zekası, kabiliyeti varken; hepsinin tek tip bir kareye benzetilmeye çalışılmasına,

Ana-babaların, emme basma tulumba gibi her önlerine geleni sorgulamadan kabullenmelerine; sistemin parçası olmaktan başka çareleri olmadığını temcit pilavı gibi tekrarlamalarına ve çaresiz olduklarına inandırılmış olmalarına,

Sürüden kopamayışa,

Kimsenin düşünmeye vaktinin bırakılmamasına,

Çaresizlik hissine bağımlı hale gelinmiş olmasına,

Umut veren şeylerin hep gölgede bırakılmasına,

Çocukların farklılıklarının gözardı edilebilirmiş gibi sunulmasına,

Çocukların “hata yapma” hakkının bir güzellik olduğunu kimsenin vurgulamayışına,

Mükemmelliğin değil, hata yapabilmenin ve hata yapmaya hazır hale gelebilmenin ne kadar önemli olduğunun anlatılmayışına,

İnsanın hata yapa yapa orijinal bir fikirle keşifte bulunabildiğinin gözardı edilişine,

Yani;

Eğitim derken hiç kimsenin bugünün çocuklarının bizlerden ne kadar farklı bir gidişatta olduğuna şöyle bir yakından bakmayışına,

Çocuklara karşı saygısızlığa ve anlatmaya çalıştıklarını umursamazlığa,

Vesaire vesaire vesaire!

Çok feci kılım, aşırı gıcığım, olağanüstü tepkiliyim.

Diyeceğim o ki;

Allah rızası için azıcık bu konuyla kafayı bozduysanız, Sir Ken Robinson’un “The Element” adlı kitabını bulun okuyun. Hayır hayır, aslında kitabı okumayın.

Yiyin!

Şöyle bir midenize otursun kitap. Azıcık gaz yapsın. Bir süre hazmedemeyin ki düşüncelere dalın. Yemin ederim, acayip iyi gelecek.

Okullara uyum sağlayamayan, “başarısız, mutsuz, sorunlu” çocukların belki de içlerindeki beceriye uygun eğitim ortamını bulamadıklarını düşündünüz mü hiç?

Hiç kendi geçmişinizi, kendi eğitiminizi düşündünüz mü peki?

Yani çocuk sizin zamanında yapamadığınız/olamadığınız şey mi olmaya çalıştırılıyor; yoksa kendisi olması için mi uğraşılıyor?

Yani eğitim deyince klasik düşünce yapımız değişmediği, yenilenmediği;

Eğitimin politikaların dayatıldığı alet edevat olduğu fikri baskın olduğu sürece,

Ve hâlâ daha utanmadan kız çocuklarının eğitim mağduriyeti kanıksanmış bir gerçekse,

Ve ve ve...

Eğitimin dünyadaki gidişatını ciddi ciddi oturup kimsecikler irdelemedikçe,

Siz ister 4+4+4 deyin, ister 8+3...

Yonca
“4x4”

Haberin Devamı

TEGV örneği

Haberin Devamı

Eğitimi uzayda aramayın, gidip burnumuzun dibindeki TEGV Eğitim Birimleri’nde verilene bir bakın. Oradaki çocukları bir inceleyin bakalım, nasıl dilinizi yutacaksınız.

Çocukların insan yerine konup hayal güçleri ve becerileri pekiştirildiğinde, onlara hakları öğretilip düşünme özgürlükleri verildiğinde nasıl yıldızlar gibi parladıklarını bir görün hele.

Ne icatlar çıkarıp nasıl da mutlu ve başarılı oluyorlar anlatamam. Ağzınız açık bakakalırsınız. Üstelik o çocukların imkanı bizim çocuklarımızın imkanlarının yüzde biri filan! TEGV’in başarısı gerçekten Oscar’lık. Bakın TEGV’de bir çocuğun bir yıllık eğitimi için gereken bağış miktarı 60 TL.

TEGV, anlamak isteyene harika bir mesaj veriyor: “Bir çocuk değişir Türkiye değişir” diyor.

Ha burada bizim farkındalığımız ve duyarlılığımıza göre Türkiye bakalım ne yönde değişecek göreceğiz.

Siz de bu değişimin bir parçası olmak, benim gibi yapıcılığın dayanılmaz hafifliğinden nasiplenmek istiyorsanız eğer, buyrun bağış için detaylar emrinizde:
Hesap Sahibi: TEGV (Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı)

Banka: Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.

Hesap IBAN: TR 740006701000000001000000

Açıklama kısmına: YTokbas/AAO/Kendi adınız ve soyadınızı da mutlaka yazın!

Yazarın Tüm Yazıları