Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Bu çocukta bir gariplik var

Kız okulda başarısız.

Haberin Devamı

Hiçbir dersi bir türlü yerinde durarak dinleyemiyor. Sürekli hareket halinde. Dahası hiçbir şeye dikkat de edemiyor.
Konsantrasyon sıfır.
Hatta yok.
Öğretmenleri sürekli çocuktan şikayetçi.
En sonunda öğretmen kızın annesine “Sizin çocukta bir gariplik var. Alın bir doktora götürün” diyor.
Anne de ne yapsın, alıp kızını doktora gidiyor.
İyi ki gidiyor!
Doktor önce anneyle kızı beraber alıyor. Anne anlatıyor derdini.
Doktor kıza dönüp “Biz şimdi annenle özel konuşacağız. Sen lütfen burada bekle” diyor. Yalnız odadan çıkmadan önce de, çocuk sıkılmasın diye radyoyu açıyor.
Anne ve doktor odadan çıkıyorlar. Odaya geri girecekleri sırada, doktor odanın kapısındaki pencereden kızı görüyor. Kız öyle bir dans ediyor ki radyodan gelen müzikle, kapıyı açıp da içeri giremiyor bir süre daha. Kızı izliyor. Annesine de izletiyor.
Anneye dönüp “Kızınız hasta değil. Kızınız doğuştan dansçı. Lütfen onu derhal bir dans okuluna götürün!” diyor.
Anne kızının elinden tuttuğu gibi dans okuluna götürüyor.
Kız okuldan içeri girip etrafta dans eden diğer çocukları görünce annesine dönüyor ve şöyle diyor:
“Anne, burada herkes ben gibi! Buradaki herkes kendini benim gibi dans ederek ifade ediyor...”
Arkadaşlar bu anlattığım 1930’larda yaşanmış gerçek bir olay.
Kızın adı Gillian Lynne.
Kim biliyor musunuz Gillian?
Şu meşhur CATS’in koreografı.
Ayşe’nin Cats röportajını okurken aklıma geldi, kaçtır yazacağım, daldım. Bugüneymiş kısmet.
Daha dahası, Gillian Lynne, Broadway tarihinin en uzun süredir oynanan “Phantom of the Opera”sının yani “Operadaki Hayalet”in de koreografı. Daha nice eserleri var ama hani bu ikisini yazayım dedim, anlatması daha kolay.
Yaaa... Ne acayip değil mi?
Kıza “geri”, “dikkatsiz”, “hiperaktif”, “garip”, “hasta” artık neyse o deyip konuyu kapasalardı bilmem ne olacaktı.
Ter basıyor beni yazarken.
Düşün abi şu güzelim çocukların yakasından diye avazım çıktığı kadar bağırasım var.
Davranışına kitlenmek yerine, çocuk neden öyle davranıyor diye bir bakabilsek ya!
Ay ne olur ama bana sistem, o bu şu filan demeyin Allah aşkına.
Her şey bahane. Düşünmemek şahane.
Bu hikayeyi ilk Ted’deki efsanevi “Okul, yaratıcılığı öldürüyor” adlı konuşmasında, Sir Ken Robinson’dan dinledim.
Ay ne olur hâlâ o konuşmayı izlemediyseniz, acilen izleyin.
İnternette “Sir Ken Robinson, School Kills Creativity” yazın, bilmem kaç dilde alt yazı tercümesiyle çıkar videosu.
Öperim...
Yonca
“miyav”

Haberin Devamı

Hoşuma giden bir şey

Haberin Devamı

Boyner Grubu Gönüllüleri (BGG) varmış biliyor musunuz.
Bayıldım bir şirket bünyesinde böyle bir “grup” olmasına.
BGG’ciler, Gönüllü Günü kapsamında mektuplar yazıp kitap bağışı kampanyası düzenlemişler ve Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarından ve şirket merkez ofislerinden bütün gönüllü çalışanlar katılmış kampanyaya.
Yazdıkları mektupları çocuk kitaplarının içine eklemişler ve o topladıkları kitaplardan
525’i Van’ın Muradiye ilçesindeki Akbulak İlköğretim Okulu’na gönderilerek orada bir kütüphane kurulmuş.
Diğer kitaplarla da Kars’ın Sarıkamış ilçesindeki Karaurgan Yatılı Bölge Ortaokulu’na kitap yardımı yapılmış.
Bir de Boyner Yayınları’nın bağışladığı 4000 kitap Türkiye’nin 11 farklı ilindeki Toplum Gönüllüleri Vakfı merkezlerine iletilmiş.
O kadar hoşuma gitti ki!
Yonca
“oley”

Yazarın Tüm Yazıları