Paylaş
Ne çok insanımız kaza kurşunuyla ölüp gitti bugüne kadar. Ne çok çocuk babasının maç sonrası galibiyet sarhoşluğuyla havaya attığı kurşunlarla vuruldu gitti; düğünlerde havaya açılan kutlama kurşunları denk geldi de kaç aile kendi ailesinden insanları yanlışlıkla vurdu kimisi öldü, kimisi sakat kaldı değil mi?
Daha geçtiğimiz Pazartesi bizim anasayfada okudum haberi, çocuk babasının silahıyla oynarken silah ateşlenmiş de çocuk hayatını kaybetmiş, babası da; “Çok pişmanım...” demiş.
Kabus gibi ama, ben bu satırları yazarken (dün gece), hurriyet.com.tr flaş haber girdi “Yolda yürürken karnından vuruldu” diye, tıkladım baktım “omuz atma kavgası” gibi bir nedenden birisi silahını ateşlemiş, kurşun yoldan geçen olayla alakasız bir kadıncağıza denk gelmiş.
Arabalarımızda emniyet kemerlerimiz var; ama takmıyoruz. Kendi kendimizi kendi elimizle ölüme terk ediyoruz her gün trafikte...
Kağıttan hastaneler kurmuştuk bir de hani, depremde ilk önce hatırlarsanız onlar çöküvermişti. Minareler inşaa etmiştik vatandaşa hayır olsun diye pıtır pıtır devrildiler, enkaz altında kalan kendi insanlarımızın ardından “7.4 yetmedi mi?” diye abuk subuk pankart açıverdi içimizden biri ...
Dere yatağına evler yaptık, otobanlar yaptık, yağmur yağdı insanlar sele kapıldı gitti. İnsan taşımak için yapılmamış araçlarda insan taşıdık, onlar da olan bitenden habersiz yol ortasında araç içinde boğuldu gitti.
Bundan birkaç ay önce bir haber okumuştum, hala içimdedir sızısı, ölüm nedeni tamamen bilgisizlikti çünkü... Anne bebeğine bakla pişirip yediriyor. Çocuk da anında ölüveriyor. Oysa çocuklara bakla yedirilmez ki! Favizm denen hastalık olma riski yüksektir. Biz annelerimize çocuklarınız ta koca adam olana kadar sakın bakla yedirmeyin, çok tehlikeli olabilir dememişiz ki!
Hala daha doğum kontrolünü bilmeyen kadınlarımız, kendi kendilerine bebeklerini düşürmek için kendi içlerine şiş sokmaya uğraşırken ölüyorlar değil mi?
“Çok şükür kavga etmektense insan gibi konuşmayı-tartışmayı öğreniyoruz galiba...” diyecekken tam, bir bakıyorum “Güm!” yumruk atıyoruz kendi insanımıza kendi elimizle, kendi evimizde...
Geçen hafta çıkan “kendi yaptığımız mayınlara basan kendi askerimizin kendimiz tarafından şehid edilmiş olma olasılığı haberi” üzerine yazılanları okurken aklıma bunlar gelmişti.
Hiç yazmak istememiştim.
Dalgınlığıma geldi, yazdım.
Dikkatsizliğim yüzünden silmeyi unuttum.
Yanlışlıkla gönder’e bastım.
Gitti.
İyi mi?
Yonca
“hatazede”
Paylaş