Paylaş
8 senedir de arıları anlatmak için uğraşıyorum, bir dolu engeli aşmakta zorlanıyor ama hiç yılmıyorum.
Uzman olduğum konu bu; engel aşmak.
Arıların koloniler halinde öldüklerini, dünyanın bu konuda alarmda olduğunu, aslında en sağlıklı arı kolonilerinin Anadolu’da yaşadığını, Anadolu’nun nasıl güçlü ve zengin bir “ana” olduğunu öğrendiğimden beri, arı sevgisini anlatmak için yırtınıyorum. “Anadolu Arıları” projesi böyle doğdu. Bu doğurduğum en değerli, en özel projem ve bu konuda acayip hassasım.
TOG Gençleri ile birlikte, arılar hakkında farkındalık yaratmak ve doğru bilinen yanlışları da düzeltmek için “Arı Sevgisi” eğitimleri veriyoruz.
Yuva çocuklarından belediyelere, şirketlerden sokaktaki bir teyzeye kadar herkese elimizden geldiğince anlatıyoruz “neden arılar varsa hayat var” diye.
Benim ADIM ADIM koşarak topladığım bağışlarla, bize destek olmak isteyen şirketlerin bağışlarıyla, Türkiye’nin 30 küsur ilinden, 60’a yakın gence eğitim verdik. O gençler binlerce başka gence, insana ulaştı.
TOG Gençleri tıpkı arıların yaptığı tozlanma gibi, Türkiye’nin her yerinde arılar için çalışmalar başlattı, devam ettiriyor.
Anavarza Bal ve özellikle Can Sezen’e kocaman teşekkür etmek istiyorum şimdi.
En az 3 senedir, büyük sabırla, birlikte eğitim düzenleyebilmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazır beklediler, onlar da vazgeçmediler... Ve işte şimdi başardık, buluşma gerçek oldu.
Bu hafta sonu, nihayet, TOG’un 8 farklı örgütlenmesinden gelen 24 genç ile beraber, Anavarza Bal’ın bize sağladığı kaynaklar sayesinde Adana’da buluşuyoruz.
Gönlümü çelen, beni kendilerine hayran eden arılar için çalışıyoruz.
Arı Sevgisi ve Sürdürülebilir Ekolojik Yaşam Eğitimi’nde birlikte olacağımız gençler;
Celal Bayar Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Kulübü
Adnan Menderes Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Grubu
Akdeniz Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Topluluğu
Selçuk Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Topluluğu
Çukurova Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Kolu
Siirt Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Topluluğu
Ordu Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Grubu
Hacettepe Üniversitesi Toplum ve Eğitim Gönüllüleri Topluluğu...
Daha önceki Arı Sevgisi eğitimlerinde, gençlerin ürettiği çözümler, bulduğu fikirler ile öyle hızlı, yapıcı yol aldık ki, Amerika’dan gelen, “Arıların Kraliçesi” dediğim ve aslında bu konuda bana “el veren” Debra Roberts, “Amerika’da bunca senedir, bunca dolar döküldü, bu gençlerin 3 günde başardıklarının 10’da biri zor gerçek oldu” demişti.
Şu an uçağa giderken yazıyorum bu yazıyı. Siz okurken biz çoktan arı gibi çalışmaya başlamış olacağız.
Instagram, Facebook, işte ne kadar sosyal medya imkanım varsa olan biteni paylaşacağım.
Hele bir eğitimimizi yapalım, detaylarını burada da yazacağım.
Sadece şunu söylemek istiyorum: Ben Arı Sevgisi anlatmaya başladığım günden beri çok şey değişti, çok yol aldım. Her gün, ama her gün... “Arı görünce aklıma sen geldin” diye mesaj atan, “Bugün 1 arının hayatını kurtardım” diyen, “Ben de artık arılara su veriyorum, balkonuma arıların sevdiği bitkileri diktim” diyen, “Eskiden çok korkardım, sayende arılara bakış açım değişti, korkmuyorum, öldürmüyorum, seviyorum” diyen binlerce... Evet, binlerce mesaj, fotoğraf alıyorum. Ne yapacağımı da şaşırıyorum bu gerçek karşısında.
Ne kadar duygulandığımı, bunun benim için nasıl kocaman bir ödül olduğunu tarif edemem.
Arı Sevgisi anlatmak, arılar için kaynak yaratmak, arıların sağlığı ve arı sevgisi eğitimlerini yapabilmek için koşarak bağış toplamak benim için adaleti de temsil ediyor.
Her canlının sağlıkla, kendi doğal ortamında, yaşama hakkı adına...
Bir canlıya acıdığın için, o sana yalvardığı veya muhtaç olduğu için değil, bir eksiği veya fazlası olduğu için değil, hakkı olduğu için olması gereken yaşam hakkını teslim etmeyi anlatıyorum aynı anda.
Benim için umut ve hayat demek arılar.
Besin kaynaklarımız demek. Hayatın sağlıkla devamı demek.
Bir ömür üretmeye, faydaya, çalışmaya adanmışlık demek.
1 arı daha kurtarabilirsem, 1 kişiye daha arı sevgisi anlatabilirsem...
Koca dünyanın sağlığına sağlık katarım demek.
Yonca
“bal arısı”
Paylaş