Üvey

İzlediniz mutlaka.

“Üvey anne, 9 yaşındaki Fırat’ı bıçaklayarak öldürdü, minicik vücudunu parçalara ayırdı, kafasını kolunu çöp bidonlarına poşetlerle dağıtırken yakalandı. Üvey annenin, Fırat’ı okula göndermediği, sürekli dövdüğü, işkence ettiği, aç bıraktığı ortaya çıktı sayın seyirciler...”

*
Okudunuz illa ki.
“Cani üvey anne.”
“Üvey anne vahşeti.”
“Vicdansız üvey anne.”
“Üvey anne kurbanı.”
*
Aslında, Anneler Günü’nde yazmayı düşünüyordum ama, annem aradı.
Hemen dedi. Şimdi.
*
“Cani öz anne” demediğimize göre, hangi vicdanla “cani üvey anne” diyebiliyoruz avaz avaz? Ağız burun kıvırma, zahmet edip kıyasla... Öz annesi tarafından öldürülen öz evlat sayısı mı fazladır, üvey annesi tarafından öldürülen üvey evlat sayısı mı?
*
Manyak, manyaktır.
Bıçaklayarak öldürüp, kafasını kesen Cem Garipoğlu, Münevver’in üvey annesi miydi?
*
Bakın, Türkiye İstatistik Kurumu açıkladı, son 5 yılda 604 bin çift boşandı. Herkes bi yastıkta kocamak niyetiyle imzayı basıyor ama, samanlık seyran olmayabiliyor. Hayatın gerçeği bu. Keşke olmasa... Ne çare ki, oluyor. Son 50 yıla oranlarsak, en az 5 milyon çiftin boşanmış ve yeniden evlenmiş olduğunu görürüz. Kabaca yarısının çocuklu boşanma ve çocuklu ikinci evlilik olduğunu varsayarsak, milyonlarca insanımız “üvey anne-üvey evlat”tır.
*
Ruh sağlığı bozuk bir kadının insanlık dışı cinayetini, hoyratça “üvey, üvey, üvey” vurgusuyla yazdığımızda... İkinci evliliğiyle edindiği çocuklarına şefkat gösteren kadınların ruhunda nasıl yaralar açıldığını merak eden var mı acaba?
*
Hiç dahli olmadığı ayrılıklar neticesinde, öyle ya da böyle, bi şekilde kendisini öz olmayan annenin evinde bulan, özellikle küçük çocuklar... “Üvey anne dehşeti, üvey anne vahşeti, cani üvey anne” haberlerini izleyip izleyip, ne hissediyorlardır şu anda iç dünyalarında?
*
Annen öz’se, leğende yıkarken kafana tasla vurur, kıkır kıkır gülersin. Terliği geçirir suratına, bilirsin ki, yanağını okşadı. Ama, öz değilse annen, hele bir de, bu bangır bangır haberleri izledikten sonra hafif asıldıysa suratı akşam sofrasında... Düşünsene üveysen.
*
Üvey de tıpkı öz gibidir iddiasında değilim... Ama, öz evladını cami avlusuna bırakan kadın mı öz’dür, yoksa, o bebişi çocuk esirgemeden alıp, bağrına basan kadın mı üvey’dir?
*
Ne doğmak elimizde.
Ne ölmemek.
Ne anamızı seçebiliriz.
Ne babamızı.
Hayattır bize rol biçen.
*
Ve, emektir sevgi...
Öz olmayan anne tarafından öz’enle büyütülen, okutulan, efsane sanatçılarımız var, sporcularımız, zirveye çıkan profesörler, işadamları, politikacılarımız var. Benim bildiğim, fedakârlıktır annelik... Kendi mesleğini bırakıp, eşinin ilk evliliğinden olan felçli çocuğa bakan anne var. Doğurmadığı evlada, canından can, böbreğini veren anne de.
*
Ya üvey baba?
*
Bırak siyaseti miyaseti, bunu yaz dedi. Hemen şimdi. Çünkü, üvey babayla büyüdü. Öz babasından çok severdi rahmetliyi... Rahmetli de öz oğullarından çok, annemi.
Yazarın Tüm Yazıları