Paylaş
Yazılarından çok şey öğrendim. Dış politika ve devlet adamlığı üzerine ayrıntılı bilgi için aşağıdaki kitabı okumalısınız.
İlter Türkmen - Diplomasi Ustalığından Kanaat Önderliğine - Füsun Türkmen, Selim Kuneralp
Geleceğin diplomatlarına...
Sevgili kızı Lale’nin anısına...
Önsöz
Hikmet Çetin
“Ünlü Amerikalı tarihçi Roderic Davison, Osmanlı İmparatorluğu’nda Reform başlıklı önemli eserinde “Dünyada dört büyük diplomasi geleneği vardır, en başında da Osmanlı diplomasisi gelir. Bu gelenek modern Türkiye’de yaşamaktadır” tespitinde bulunur.
Dışişleri bakanı olarak önemli seleflerimden merhum İhsan Sabri Çağlayangil’in kendine özgü tarifiyle diplomasi eğer bir “ince sanat” ise, onun bakanlığı zamanında kariyerinin en önemli aşamalarını yaşamış merhum Büyükelçi İlter Türkmen bu sanatın sadece Türkiye’de değil, dünyada da en üstün icracılarından biriydi. Bu vasfıyla da dünyanın en büyük diplomasi geleneklerinden birine sahip olan ülkemizin dünya sahnesine sunduğu en parlak diplomatların başında geliyordu.
Dışişleri bakanı olarak kendisiyle aynı dönemde çalışma fırsatına sahip olmadım. Ancak, başında olduğum Bakanlığın koridorlarında, arşivinde, mensuplarının anılarında İlter Bey’in bıraktığı izler ve birikimler sayesinde âdeta birlikte çalışmış kadar kendisi hakkında fikrim ve tecrübem oluştu.
İlter Bey, Türkiye’nin 1960’lardan itibaren çetin dünya şartlarının önüne koyduğu meydan okumalara karşı Osmanlı’dan devraldığı diplomasi geleneği ve birikiminin modern zamanların gerçekleri ile meczedilmesi ve yeniden üretilebilmesinin mimarı olarak reformist bir kişiliğe sahipti. Diplomasinin icrasında belirleyici vasfı gerçekçiliği ve pragmatizmiydi.
En takdir ettiğim vasıflarından biri de kaç yaşında olursa olsun, daima genç bir dimağa ve sonsuz bir meraka sahip olmasıydı. Kendisini daima yenilemeyi bildi ve bu şekilde özellikle genç diplomatlar ve akademisyenler üzerindeki etkisini hiç kaybetmedi. GİF’in özellikle gençlere yönelik programlarındaki faaliyetleri bugün dahi geçerliliğini koruyan canlı tecrübeler bıraktı.
Önsözün son sözü olarak, Sayın Füsun Türkmen’in bu kadirşinas çabası için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır. İlter Bey’in hayatını, kariyerini, eserlerini bir kitabın sayfalarına sığdırmaya çabalamak büyük bir hizmettir. Bu çabada bana önsöz yazma ayrıcalığını kendisine has zarafetiyle tanımış olmasından büyük onur ve bahtiyarlık duydum.
Büyük diplomat, devlet ve siyaset adamı, ama en önemlisi mümtaz bir insan olan, aziz dostum, arkadaşım sevgili İlter Türkmen’i, bu evsaftaki devlet adamlarımızın arkasından yüzyıllarca söylenen kadim deyişle uğurlamak istiyorum: “Devletle gidiniz Sayın Büyükelçim...”
DİPLOMASİ USTASINDAN KANAAT ÖNDERİNE
Giriş
Füsun Türkmen ve Selim Kuneralp
“Diplomatik kariyerinde ve sonrasındaki gözlemlerinde önemli yer tutmuş konuları sekiz ayrı bölümde irdelemek suretiyle İlter Türkmen’in nasıl bir diplomasi ustasından kanaat önderine dönüştüğünü anlatmaya çalıştık.
İlter Türkmen’in tüm bu hasletlerini örnekler temelinde yansıtabilmek amacıyla başvurduğumuz kaynaklar kendi özel arşivleri, diplomatlık dönemini kapsayan yerli ve yabancı kaynak ve anılar, meslektaşlarının ve hakkında yorum yapan yazarların görüşleri, muhtelif düşünce kuruluşlarında yapmış olduğu çalışmalar ve vermiş olduğu çeşitli konferanslar ile yaklaşık on yıl boyunca haftada iki kez Hürriyet gazetesinde yayımlanmış olan köşe yazılarıdır.
Ayrıca kıymetli katkıları için, önsöz yazarımız Eski Dışişleri Bakan Sayın Hikmet Çetin’e, kitabımız için özel olarak kaleme aldıkları yazılar için büyükelçilerimiz, başta Daryal Batıbay olmak üzere Ertuğrul Apakan, Filiz Dinçmen, Yalım Eralp, Salâh Korutürk, Sumru Noyan ve Rıza Türmen ile, sivil toplum kuruluşları çerçevesinde İlter Türkmen’le Yunanistan ve Ermenistan’a yönelik ikinci yol diplomasisi çabalarını paylaşmış hocalarımız Prof. Dr. İlter Turan ve Soli Özel’e gönülden teşekkür ederiz. Başlıca amacımız İlter Türkmen’i okurlara mümkün mertebe her yönüyle tanıtmak olduğundan, medya organlarında İlter Türkmen’le ilgili yayımladıkları anı ve görüşleri bizimle paylaşan büyükelçilerimiz Hasan Göğüş, Özdem Sanberk, yine Rıza Türmen ve Volkan Vural ile onu diplomasi ve kanaat önderliği dönemlerinde izlemiş olan Türk basınının kıymetli mensupları merhum Mehmet Ali Birand, Oral Çalışlar, Cengiz Çandar, Sedat Ergin ve Ertuğrul Özkök’ün Türkmen’in vefatından önce veya sonra yayımladıkları yazıları da kitabımıza dahil etmeyi bir borç bildik.
İlter Türkmen’in genç diplomatlara aydınlatıcı ve yol gösterici bir örnek olabilmesi ve bu vesileyle çağdaş Türk dış politikası tarihine bir not düşmek amacıyla kaleme aldığımız bu kitaptaki tüm hata ve eksikler ise bize aittir.”
Paylaş