Paylaş
*
İran’ın kızı o.
İran’a girmesi yasak.
*
Molla iktidarı, bırak şarkı söylemesini, şarkılarını bile yasaklayınca ayrılmıştı vatanından, özgürce kanat çırpabilmek için uçtu, gurbete kondu... Aslına bakarsanız, babası da Sovyet iktidarının baskıları nedeniyle Azerbaycan’dan ayrılıp, İran’a göçmüştü. Benzer kaderi, kızı da yaşadı. O nedenle, Ayrılık’ı ağlaya ağlaya söyler hep, Türkçe... Yüreğin yırtılır.
*
“Sanatçı” sıfatı altında binlerce insan var İran’da... İyi de, neden dünyada bi tek Guguş tanınıyor?
*
Çünkü, bu cesur kadın, şarkıcı değil, sanatçı... Sadece modern yaşamın temsilcisi değil, umudun sembolü aslında... İran özgürlüğüne kavuşursa, bunu Guguş’larına borçlu olacak.
*
Çünkü, iktidar yandaşı sanatçı olmaz. İster transatlantik ol, ister filika, iskeleden halatları koparıp attığın an başlar, sanat... Özüne, mantığına, ruhuna aykırıdır, bağımlı olmak.
*
Peki, seçmen değil midir sanatçı, herhangi bir partiye sempatisi olamaz mı?
*
Elbette olur. Hepsinin var. Gidelim İran’dan taa öbür tarafa, mesela Hollywood’a... Bush iktidardaydı; George Clooney, Scarlett Johansson, Ben Affleck, Brooke Shields, Sean Pean, Edward Norton, Jennifer Aniston, Ben Stiller, Will Smith gibi sanatçılar, açık açık direndi, sokaklara çıktılar Obama’ya oy istediler. Seçim oldu, Obama kazandı. Ama... Kazandığı günden sonra, ilaç için bir gün olsun, bu sanatçıları Obama’nın yanında gören var mı? Obama iktidar olduktan sonra, biri çıkıp da, icraatlarının ne kadar şahane olduğunu söylüyor mu?
*
Örneği yok.
İktidara karşı durmak başka şey, iktidara “iliştirilmek” başka şeydir çünkü.
*
Uzun lafın kısası...
*
Değil sokağın ismini filan, istersen sokağı komple ver... Öbür 12 Eylül’ün şarkıcısı Hasan Mutlucan’dı, bu 12 Eylül’ün şarkıcısı Sezen Aksu’dur. Hepimizin Sezeni’ydi, artık Ak’sudur.
Paylaş