- Bırak şimdi sen süreci müreci! Dan dun gidiyorsun, olmuyor işte... Kafayı kullan, alıştıra alıştıra git.
- Nasıl alıştıra alıştıra?
- Şimdi bak, iyi dinle... Birkaç dönek bul, bir-iki liboş ayarla, ortalık ANAP’lı, DYP’li eski bakan kaynıyor, harmanla onları, biraz yalaka işadamı ekle, iki tutam Alevi serp, koy vitrine.
- "Değiştik" mi diyeyim yani?
- Değiştik de tabii... Ben mesela, AKP’yi değiştirdim, Ak yaptım, çok faydasını gördüm... Sen de DTP’yi değiştir, DPT yap onu... Hem, Anayasa Mahkemesi kapatmaya kalktığında, "Ben Devlet Planlama Teşkilatı’yım, DTP’yle alakam yok" dersin... Hem de, senin adına da uyumlu olur, Kürt’sün ama soyadın Türk, onun gibi... Bi taşla, iki kuş, çaktın köfteyi?
- Köfte mi?
- Açılım yap, açılım, açıl biraz... Mesela Köksal Toptan gibi birini Grup Başkan Vekili yap, vereyim altına trilyonluk arabayı, gezsin, sen de yap bu arada ne yapacaksan... İşi bitince alırsın onu, yerine koyarsın Emine Ayna’yı filan... Acele etme, usul usul, iki ileri bir geri.
- ?????
- Bak bunca yıldır siyaset yapıyorsun, daha bir defa bile camiden çıkarken görmedim seni... Ne namaz kılıyorsun, ne takke takıyorsun... E millet niye oy versin sana canım kardeşim? Hazır önümüz ramazan, söyle Diyarbakır Belediye Başkanı’na, 10-15 bin kişilik iftar çadırı kursun. Bulamazsa, telefon edeyim Kadir abi göndersin... Süryanileri falan çağır. Yanına otur. Poz ver. Nabza göre şerbet pozu... Ama dikkat et, iftar topu attırma, İstanbul’da, Ankara’da iyi gidiyor da, Diyarbakır’da yanlış anlaşılır.
- Çatışma çıktı zannederler!
- Aferin, öğrenmeye başladın bile... Ergenekon’a destek veriyorsun, güzel, Fener’e de omuz ver biraz... Hayır işine gir. Deniz Kandili mi dersin, Kandil Feneri mi, kurdur öyle bi şey, makarna-bulgur dağıt. Ben talimat veririm, Şeş’ten yayınlarız. Kömür işine karışmak yok ama! Dağdan gelip bağdakini kovmaya kalkma.
- Garip gureba da diyeyim mi?
- Fakir fukara da, garip gurebanın patenti benim... Sırrı’nın da kulağını çek, öyle janti janti gezmesin; millet kendi kıçında don olmadığını fark ediyor, olmuyor.
- Uyandırma kerizi diyosun yani!
- Aynen... CHP’nin dolduruşuna gelip, dokunulmazlık işine de bulaşma sakın... Ben sana dokunmayayım, sen bana dokunma... Kürtçesini bilmiyorum ama, İngilizcesi win-win.
- Çözülür mü böylece sorun?
- Oo-hooo! Biz ne sorunlar çözdük böyle... Baksana biz 7 senede nerden nereye geldik, siz 77 senedir arpa boyu yol bile gidemediniz bu kafayla... Bırakın karda dağda dolaşmayı artık, romatizma olacaksınız... Gel sen beni dinle, al çoluğu çocuğu, vereyim benim uçağı, Rixos’ta da villa ayarlayayım, git kafanı dinle. Açılım büfe.
- Açılım büfe mi?
- Amaaan anla işte, dilimiz takıldı bu açılım lafına, açık büfe yani... Gözün gönlün açılır. Okey mi, arayayım mı Fettah’ı?