8 Şubat 2012
Muğla’da müşteri kılığındaki polise “esrar” pazarlayan imam, enselendi. *
Aydın Nazilli İmam Hatip Lisesi’nin 15 ve 16 yaşındaki iki öğrencisi, öbür liselerin kapısında satmaya çalışırken, 150 gram toz “esrar”la suçüstü yakalandı.
*
İstanbul Eyüp İmam Hatip Lisesi öğrencilerine “esrar” satıldığı yolunda ihbar alan polis, 30 metre uzaklıktaki büfeyi bastı, 71 tabaka ele geçirdi.
*
Diyarbakırlı imam, Bodrum’daki barlarda “kokain” satarken yakalandı. Üzerinden 100 gram kokain ve 200 “sentetik hap” çıkan imam, mesleğimle alakası yok, senelik izindeyim dedi.
*
Mersin’den İstanbul’a getirilen 50 kilo “eroin”i teslim almaya hazırlanan imam, telekulak takibine takıldı, Ankara Esenboğa Havalimanı’nda kelepçelendi.
*
Bolu Mengen’e bağlı Kuzgöl Köyü imamı, lojmanının bahçesinde “hint keneviri” yetiştirdiği için gözaltına alındı. İmam, çok yanlış anlaşıldı, ekmek yapımında kullanacaktım dedi.
*
Ankara Çubuk’ta İmam Hatip Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından inşa edilip, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne devredilen okul binası, bürokratik engeller yüzünden bir türlü hizmete giremedi. Çubuk Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı, yazık oluyor, imam yetiştirmesi gereken okul, sahipsizlikten “tinerci”lerin “balici”lerin mekanı haline geldi dedi.
*
Gebze’deki Cami Mahallesi, Cami Sokak, Eski Camii’nin imamı, yatsı
namazı sonrası ayakkabılığa bırakılmış poşet görüp, polise haber verdi.
Poşetten 4 kilo toz “esrar” çıktı.
*
Ki... Bursa’da 90 paket yeni nesil uyuşturucu “Bonzai” ve 700 adet “Ecstasy”yle yakalanan vatandaş,
çanta benim değil, öğle namazı için gittiğim camide buldum dedi.
*
Zonguldak’taki uyuşturucu operasyonunda, 7 kilo “esrar”, 250 adet “cinsel içerikli hap”, çok sayıda tarihi eser ve 6 ruhsatsız tabanca ele geçirildi; 14 kişilik şebekenin biri imam.
*
Ankara Hacıbayram Camii’nin türbesinde “Ecstasy” ve “LSD”
satan 12 kişi gözaltına alındı.
*
İstanbul narkotik şubesinin ekipleri, kimliği belirsiz kişilerin, Eyüp semtindeki Karyağdı Baba Türbesi’nin bahçesini “haşhaş” tarlasına çevirdiğini tespit etti.
*
Bilecik Bözüyük’teki Soğukpınar Camisi’nin 400 metrekarelik bahçesi de... Polise ifade veren imam ve Soğukpınar Cami Koruma ve Yaşatma Derneği yöneticileri, çiçek sanmıştık dedi.
*
İstanbul’da, 200 milyon adet “Captagon” üretmeye yetecek
miktarda “amfetamin”le yakalanan uyuşturucu baronunun... Ataşehir’de
TOKİ arazisine cami yaptırdığı ortaya çıktı.
*
“Altın vuruş camii” bi nevi.
*
Aman dikkat edin de...
Sakın olmasınlar tinerci.
Yazının Devamını Oku 7 Şubat 2012
Zapladım... Bi film.
Herif, kadına bastı tokadı, yatırdı yüzükoyun, yırttı külotu, çığlık mığlık, zorla becerdi, sonra cebinden buzlanmış bi şey çıkardı, çaktı çakmağı, çekti bi nefes keyifle, üfledi, sanırsın ejderha’dır... Ağzından duman yükseliyor ama, dumanın nerden tüttüğünü görmüyoruz.
*
Zapladım...
Bi dizi.
Adam çiçek içiyor iyi mi!
Kuru kuruya buzlama yerine, motif işlenmiş sigaraya... Gerçi, çiçek içen adam, dinamitiyle fünyesiyle göstere göstere imal ettiği bombanın tellerini bağlayan azılı terörist ama, olsun.
*
Kokain çek.
Damara şırınga sok.
Aman diim...
Sigara içme.
*
Zapladım...
Bi haber.
Bilmemkaç bin paket kaçak sigarayla enselenen kaçakçılar serbest bırakılmış, sigaralar buzlu.
*
Zapladım...
Canlı yayın.
13 yaşındaki kızını sattı denilen baba, insan içine çıkamıyoruz diyor ama, televizyona çıkmış, yanında anne, şöyle otele götürdü, böyle acıttı filan, mevzuu çırılçıplak, suratlar buzlu.
*
“Tuzlayayım da kokma” diye bi laf vardı eskiden... Şimdi “buzlayayım da korkma” var.
Yazının Devamını Oku 5 Şubat 2012
Kişi başına kitap okuma oranı, Afrika’nın bile gerisinde olan Türkiye’de... Pol Ostır’ın “gelmem” demesiyle, Hotantu kralının “geleyim mi” demesi arasında bi fark yoktur.
*
O nedenle... Mevlânâ’yı anmaya gittiğinde insanlığı kucaklayıp “kim olursan ol gel” diyenlerin, şimdi çıkıp, “gelsen n’olur, gelmesen n’olur” demesi, gayet normaldir.
*
Üstelik...
*
Pol Ostır’ın “moon palace, ay sarayı” isimli bi romanı var. Edison’la, acayip gıcık olduğu meslektaşı Nikola Tesla arasındaki bilimsel kavgayı uzuuun uzun anlatır. Tesla’yı savunur. Edison’u itin poposuna sokar. Çünkü... Edison, Yahudi düşmanıdır. Pol Ostır, Yahudi’dir.
*
Ayrıca... Pol Ostır’ın babası, elektronik dâhisidir, 1929’da Edison’un laboratuvarında işe girmiş, ancak, Yahudi olduğu ortaya çıkınca, Edison tarafından kovulmuştur. Pol Ostır, açık açık “romanımı yazarken, Nikola Tesla sayesinde, babamın intikamını aldım” demiştir.
*
Dolayısıyla... Ampul’ü icat eden Edison tarafından babası işten kovulan Pol Ostır’ın, ampul’cüler tarafından aforoz edilmesi, şaşırtıcı değildir.
Malum, devlette devamlılık esastır!
*
Daha enteresanı...
Pol Ostır’ın avukatlığını yaptığı Nikola Tesla, Ergenekon iddianamesinde “şüpheli şahıs”tır!
*
Tutuklanan bi sanığın evinde yapılan aramada... Elektrofizikçi Nikola Tesla’nın yüksek frekanslarla alakalı notları bulunmuş, baskını yapan polislerimiz dünyaca ünlü mucidi tanımadığı için huylanmış, “Nikola Tesla isimli şahıs” diye tutanak tutmuş... Neticede, 69 sene evvel ölen Nikola Tesla, derin devlet iddianamesine “şüpheli şahıs” olarak girmiştir.
*
E hal böyleyken.
Pol Ostır’ın gelmemesi...
Kendisi için hayırlıdır.
Yazının Devamını Oku 4 Şubat 2012
Gençliğe hitabe ayet midir? Hâşâ...
Ama, Allah’ın ilk emri ne?
Oku!
*
Okumak lazım.
*
Birinci vazifen “bağımsızlığı korumak” diyor. Çünkü, varlığın “bağımsızlığına bağlı” diyor. Manevi “hazine”ndir, “güven kaynağı”ndır diyor. İlerki yıllarda, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek “kötü”ler olacak... Bu kötüler, dışarda da olacak, “içerde” de olacak diyor. Geleceğine kıymak isteyen bu tipler “eşi benzeri görülmemiş galibiyetlerin” temsilcisi olabilir... Sakın ola şartlar elverişsiz
filan diye düşünme, elini taşın altına koymaktan çekinme, savun diyor.
*
Cebren ve hile’yle, yani, “zorla” ve “kandırarak” vatanın bütün kalelerini zaptedebilirler, bütün tersanelerine girebilirler diyor. “Ordu”su dağıtılabilir diyor. Yurdun her köşesi “işgal” edilebilir diyor. Bunlardan daha acı ve daha korkunç... Memleketi idare edenler, aymaz ve sapkın olabilir, hatta “ihanet” edebilirler. Genç arkadaşım... Bunlar, kişisel çıkarlarını, memleketin orasına burasına yerleşen dış güçlerin siyasi amaçlarıyla birleştirebilir diyor.
*
(Öngörüye bak.)
*
Ulus, yoksulluktan bitkin düşebilir, tepkisiz kalabilir, “sen uyanık ol” diyor. “Korkma” demeye getiriyor...
“Korkma” diye başlayan dünyadaki tek milli marşı hatırlatırcasına.
*
E okuyunca...
*
Kaldırılsın kardeşim!
Durduğu kabahat.
Yazının Devamını Oku 3 Şubat 2012
İmam hatip mevzuu alevlendi, “dindar gençlik yetiştirmek istiyoruz” filan deniyor.
*
Halbuki...
“Dindar cumhurbaşkanı” denilen Cumhurbaşkanımız, bildiğin düz lise’den yetişti.
*
Cemil Çiçek.
Yazının Devamını Oku 2 Şubat 2012
Hipodrom’da ramazan şenliği yapılıyor, kumar dedikleri at yarışı şeyhülislam’da oynanıyor. Olimpiyatı yok.
Olimpiyat stadı var.
3 kilometreyi...
3 saatte kat edersin.
Formula pistiyle gururlanıyor.
Şehirlerarası yolcu otobüslerinin yüzde 99.9’u Anadolu’ya gider...
Otogarı Avrupa’da.
Köprünün adı Galata.
Kendi Balat’ta.
Manifaturacılar Çarşısı’nda plak satılıyor, “ahır” kapı’ya gemi bağlanıyor.
*
Bu İstanbul’un...
Büyükşehir bütçesi, 10 milyar dolar. Taa 1994’ten beri, 180 milyar dolar eder.
*
Netice?
*
Siyenen muhabiri, trafikte sıkışan kar küreme aracının şoförüne “yolları niye açmıyorsunuz?” diye soruyor...
Şoför, gayet makul bi cevap veriyor:
“Yollar kapalı, nasıl açayım?”
*
E haklı tabii.
Yoksa niye dursun...
Yola devam yani.
*
Sağ yanımda gıcır gıcır Mercedes cip var, gidemiyor. Sol yanımda, ikinci el Lada var, gidemiyor. Duraktakiler desen, otobüs yok, zaten gidemiyor.
Mao bile sağlayamadı bu eşitliği!
*
Üç koyunu filan boşver...
Üç kürek versen, kapılarının önünü bile küreyemez bunlar bi nevi.
Yazının Devamını Oku 1 Şubat 2012
Manşetler, günlerdir, alt tarafı iki parmak kar’la dolu...
“Müjde sayın seyirciler, soğuk hava dalgası, nihayet İstanbul’u terk edip, Doğu’daki şehirlere kayıyor” diye zırtlayan zurna bile var televizyonda.
*
Halbuki...
Haber, Anadolu’da.
Rize’de mesela.
Yazının Devamını Oku 31 Ocak 2012
Türkiye’nin ilk Dünya Güzeli Keriman Halis Ece, vefat etti.
Aslına bakarsanız, bi önceki senenin, 1931’in Türkiye Güzeli Naşide Saffet hanım, Avrupa Güzel Göz Kraliçesi seçilmişti. Perşembenin çarşambadan gelişiydi bu... ‘İnsan’ olma hakkını kazanan Türk kadınının güzelliği ortaya çıkmıştı. Mustafa Kemal, kuru-ruhsuz bi telgrafla yetinmedi, onuruna balo tertipledi, medeni bi erkek olarak, Dünya Güzeli’yle dans etti.
Dünya Güzelimiz için Taksim Meydanı’nda sahne kuruldu, törenle halka tanıtıldı. Çoğunluğu kadın-kız, on binlerce vatandaşımız koştu oraya... Kimse kimseye parmak atmadı!
Keriman Halis Ece’nin Dünya Güzeli seçildiği sene... Samsun’un simgesi olan Atatürk Anıtı açılmıştı. O zamanlar “19 Mayıs’ı niye kutluyoruz ki” filan denmiyordu.
Milletler Cemiyeti’ne girdik o sene... Onlar davet etmişti.
TBMM görüştü, kabul etti.
Şimdi olduğu gibi, el âlemin cemiyetlerine girmek için popomuzu yırtmıyorduk...
Yalvarılıyorduk.
Aynı sene... Ramazanın 15’inci günü, Hafız Yaşar bey, İstanbul Yerebatan Camii’nde cuma namazını müteakip, “müşfik ve rahim olan Allah’ın adıyla” diye başlayarak, ilk kez, Türkçe Kuran okudu. Ardından... Hafız Burhan, Hafız Kemal, Hafız Zeki, Hafız Nuri, Hafız Rıza, Hafız Fahri, Hafız Rifat beyler, Sultanahmet Camii’nde Türkçe Kuran okudu. Cemaatin çok önemli bölümü, kadındı. Hafız Rifat bey, Fatih Camii’nde, ilk kez, Türkçe ezan okudu. İlk Türkçe hutbe, Süleymaniye Camii’nde okundu. Kadir Gecesi... Ayasofya’da 30 hafız, Türkçe Kuran okudu. 50 bin kişi geldi Ayasofya’ya... Radyodan naklen yayınlandı.
Yazının Devamını Oku