Dünyanın en büyük 5 firmasından biri olan Palmali’nin sahibi Azeri asıllı işadamı Mubariz Mansimov, Rusların Türk turizminde çok büyük ağırlığı olduğu görüşünde.
Rusların harcamayı seven, ama bürokratik zorluklara asla gelemeyen bir halk olduğunu belirten Mansimov, Rusların gelmemesi durumunda Türk turizminin büyük darbe alacağı görüşünde.
Mubariz Bey, Rus turistleri Türkiye’ye gelmezse bizim halımız pis olar, yoksa yahşı olar?
- Bizde güzel bir laf var; ‘Uzak kardaştan, yakın komşu yahşıdır’ diye. Türkiye’nin maksimum 400, minimum 80 deniz milinden sonra güçlü komşusu var. Rusya, kim ne derse desin, dünyanın en güçlü devletiydi, yine olacak. İktisadi bakımdan böyle güçlü bir komşun varsa onunla ilişkilerini iyi tutmakta hayır var. Bar bar bağırıyorlar turizm patladı diye, bir ay buraya Ruslar gelmesin, bakayım ben o turizme. Türk Turizmi sarsılır, inşallah şimdiki güzel politikayı bozmazlar. Rus gelip parasını kuruşuna kadar harcar gider. Alman ise evini orada kiraya verip burada ucuza oturmaya bakar. Rus niye buraya geliyor derseniz, daha ucuz ve kolay olduğu için. Vize problemi yok, 10-20 dolar verip giriyor içeri. AB prosedürü başlarsa Türkiye Rus turistin yüzde 50’sini kaybeder, bana göre. Rus insanı sevmez gelip uğraşmaya, vize için sıralarda beklemeye. Kıbrıs’ın Rum kısmı bu yüzden şimdi perişan halde, Rusların gidip geleni çok azaldı.
Mubariz Bey, Türkiye’ye ilk defa ne zaman geldin?
- Rusya’da şirketi kurup çalışmaya başladım ama, aklımda hep Türkiye vardı. Sovyetler Birliği’nde, Azerbaycan’da doğdum, orada büyüdüm ama, nedense aklımda hep Türkiye vardı. 14-15 yaşında askeri okulda okurken Azeri Türk’ü olmama rağmen, Türkiye’nin büyük bir devlet olduğunu bilmiyordum. Çünkü okulda bize bu Türkiye’yi hiç anlatmadılar, tek bildiğimiz deden kalma sözlerle Osmanlı köklü olduğumuzdu. Türkiye’ye ilk defa 1989 sonunda geldim, aman Allahım, şok oldum. Uçaktan iner inmez baktım herkes benimle aynı dilini konuşuyor, herkes bana kardeş muamelesi yapıyor. İnsanların bu sıcaklığı aşık etti beni Türkiye’ye. 1996’dan beri eşim ve iki minik kızımla devamlı İstanbul’da yaşıyorum. Bir ağabeyim ve bir ablam da burada oturuyorlar. Azerbaycan’ın Atatürk’ü Haydar Aliyev’in dediği gibi, biz tek millet iki devletiz. Ben burada Azerbaycan Kültür ve Dayanışma Derneği’nin de başkanıyım. Devletten bir küçük ricamız var, buradan giden Türkler Azerbaycan’da istediği sürece kalabilirler. Azerbaycan’dan buraya gelenler ise maksimum 30 gün kalabiliyor. Ruslar 90 gün veriyor, benim kardeşim ise 30 gün, bu doğru bir şey değil.
Gerçek CIP uygulaması Sabiha Gökçen’de var
- Kendisini tam manasıyla işine veren, başarılı bir işadamına asla zaman yetmez, özel uçağı bunun için aldım. Özel uçağımla giderken yol boyu toplantı yapıyorum, böylece hem zaman kazanıyorum, hem de dinleniyorum. Dünyanın neresine giderseniz gidin, her yerde özel uçak sahiplerini el üstünde tutuyorlar. Eskiden özel uçaklar için Yeşilköy’de E kapısı vardı, oradan daha rahat girilip çıkılırdı. Şimdi normal uçak yolcusu uygulamasına tabi tutuyorlar, bu çok yanlış bir şey. Geçenlerde yurtdışına giderken eşimin ve benim ayakkabılarımızı, kemerlerimizi çıkartıp aradılar. Ben manyak mıyım, kendi uçağıma bomba koyup ailemi mi havaya uçuracağım? Bir şey kaçıracaksam, niye kendim taşıyayım ki, o kadar adamım var, daha önceden koydururum. Biz böyle şeylerin adamı değiliz, alnımız ak, Türkiye’de, dünyada yaptıklarımız belli. Bu yüzden Sabiha Gökçen Havalimanı’nı tercih ediyorum, orada gerçek CIP uygulaması var.
Siyah-beyaz aşkını Süleyman Seba tattırdı
Mubariz Bey, sen Türkiye’de hansı futbol komandasını sevirsen?
- Hasta Beşiktaşlıyım, siyah-beyaz aşkını çok sevdiğim Süleyman Seba sayesinde tattım. Lenkeran bölgesi benim köküm, dedem, babam orada büyümüş. Hazar Lekteran, Sovyetler vaktinde kurulan bir takım. Azerbaycan’daki ekonomi durumuna göre takım son 5 senedir kapanmış, iflas etmiş. Oradaki insanlar yığışıp benden rica ettiler, biz de onu yeniden kurduk. Takım şimdi çok iyi, birinci ligde şampiyonluğa doğru gidiyor. Teknik direktör Rasim Kara bende, Beşiktaş’tan Oktay, Tunç, Mesut, Bursaspor’dan Deniz var. Hazar Lenkeran’ın renkleri de siyah-beyaz, ben renkleri çok seviyorum.