Vatikan Büyükelçiliği İstanbul Temsilcisi Başrahip Georges Marovitch yeni Papa'nın Türkiye aleyhindeki sözleri için konuştu.
Bir başka deyişle, Vatikan Büyükelçiliği İstanbul Temsilcisi, Bakırköylü Başrahip Monsenyör Georges Marovitch’in karargahı. O, aynı zamanda Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu’nun sözcüsü. 1800’lerden kalma; büyük, bahçeli binanın ön kapısından içeri girdiğinizde Hz. İsa ve Meryem Ana karşılıyor sizi. Soldaki dik tahta merdivenden bir kat yukarı çıktığınızda büyük kabul salonunun kapısına geliyorsunuz. Burası Papa Roncalli ve Papa Jean Paul II’nin konuklarını kabul ettiği tarihi salon. Salonun arka bölüme açılan kapıdan her iki Papa’nın yaşadığı yatak odasına giriyorsunuz. Son derece mütevazı bu odada, ceviz bir karyola, küçük bir ceviz gardırop, küçük bir ceviz komodinden başka bir şey yok. Ne buzdolabı var, ne televizyon, ne radyo, ne bilgisayar var, ne internet, ne de mini bar. Ve bu arada, ilk kez Papa’nın yatak odasına girmiş oluyoruz. Monsenyör Marovitch, her zamanki güler yüzüyle salona girip bize hoş geldiniz derken, Mustafa Kemal’in Papa’ya yazdığı mektup geliyor aklıma. Papa XV. Benova, 1921’in ilk günlerinde yardımcılarından Kardinal Gaspari’yi Mustafa Kemal Paşa’ya göndererek, Anadolu, Kafkasya ve Küçük Asya’daki Hıristiyanların korunmasını rica eder. Mustafa Kemal Paşa, 12 Mart 1921 tarihli şu mektubuyla Papa’ya cevap verir: ‘Irk ve mezhep ayırmaksızın bütün memleketimiz sakinlerinin emniyet ve refahını temin mecburiyeti, insaniyetkárane hissiyatımızın ve dini mübini İslam’ın bize emrettiği bir vecibedir.’
Monsenyör, yüksek bir din görevlisi olarak Allah için siz söyleyin, biz Türkler Avrupalı mıyız, neyiz?
- O nasıl söz Yener Bey, Türkler öz be öz Avrupalı. Viyana’ya kadar gitmişler, İstanbul o zamanlar Avrupa’nın başkenti gibiydi. İstanbul bir zamanlar Avrupa’nın en büyük şehriydi, insanlar para kazanmak için buraya geliyordu. Şimdi Türkler Avrupa kapılarında iş arıyor olabilir ama, o eski günler geri gelecek. Bunları iltifat olsun diye söylemiyorum, hepimiz görüyoruz ki, Türkiye dev adımlar atıyor. Ben küçükken kiremitler Marsilya’dan, topluiğne Almanya’dan geliyordu. Türkiye 3 kere İtalya’dır, 2 kere Fransa’dır, burada her türlü zenginlik var. Türkiye’de İslamiyetin ne kadar güzel yaşandığına 70 yıldır bizzat ben şahidim. Ne yazık ki Avrupa bazı manevi değerlerini kaybetti. Türkler hiçbir zaman Allah’a küfretmez. Ama, Avrupa’da, İtalya’da bazı Hıristiyanlar Allah’a, Meryem Ana’ya küfrediyor. Ayrıca, Türkiye soğuk savaş döneminde NATO üyesi olarak komünist Rusya’ya karşı Avrupa’ya kalkan oldu.
Yeni Papa Ratzinger fikrini değiştirecek
Ağzınızdan bal damlıyor monsenyör ama, Papa XVI. Benediktus hazretleri ‘Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılmasının, kültürel farklılıklardan ve tarihi tezatlıklardan dolayı, bir hata olacağını’ buyurmuşlardı.
- Kardinalken sorumluluklar farklıdır, papa olduktan sonra ise sorumluluklar daha da farklı olur. İnsan hayatında sürekli tekamül vardır, papalar da insan. Yanlış yaptığınızı anlarsanız, o noktada ısrar etmeyip dönersiniz. Papa Ratzinger, bu sözleri Le Figaro muhabirine kardinalken söyledi. Papa olacağını bilmiyordu ki. Türkiye’yi ziyaretinden sonra Papa Ratzinger’in ülkemiz hakkındaki düşünceleri değişecek. Kaldı ki, onu Almanya’dan Vatikan’a getiren John Paul II’dir. Onun en yakın yardımcısı olan biri, ondan çok farklı bir anlayışta olamaz. Ayrıca, papanın her söylediği kayıtsız şartsız yerine getirilir diye bir şey de yok. O da her insan gibi fikrini söyler, ikna edebilirse dediği yapılır. Kendisi 2006 içinde Türkiye’ye resmen davet edildi, gelişi herhalde 2006’nın 30 Kasım’ında olur. Çünkü her yıl o tarihte Fener Rum Patrikhanesi’nde St. Andrew Ayini yapılır. Jean Paul II de Türkiye’yi aynı tarihte ziyaret edip bu ayine katılmıştı.
Sokaklarda İncil dağıtmaya karşıyız
Türkiye’de gece gündüz demeden çalışan Hıristiyan misyonerlerin arkasında Vatikan’ın olduğu inancı bizde pek yaygındır.
- Ne demek Müslümanlık, ne demek Hıristiyanlık; hepimiz Allah’ın varlıklarıyız. Katolik misyonerlik yapmaz, ben insanlık propagandası yapıyorum. Ayrıca Türk polisi çok iyi organizedir, öyle yerlerin hepsi kontrolü altındadır. Sizin söylediğiniz, bazı Protestanların Müslüman kardeşlerimize gidip, onlara ‘Kurtuluş sadece İsa’dadır, Hıristiyanlıktadır’ demeleri. Onların bir amacı da dini, İncil’i yaymaktır. Apostolik dediğimiz Hz. İsa’nın havarilerinin kurucusu olduğu hiçbir kilise de bunu tasvip etmez. Müslüman ‘Allah’a teslim olmuş’ demek. Biz ne diyoruz; ‘Her Allah’ı seven, Hıristiyan’dır’, demek ki isimlerin önemi yok.
Türk pasaportunu 74 yaşında aldım
1931 Bakırköy doğumluyum, 11 kardeşin en küçüğüyüm. Ailem ben 1 yaşındayken, Osmanlı döneminde İstanbul’a gelmiş. Babam Karadağ’dan, annem ise Yunanistan’ın Tinos Adası’ndan. Babam Erenköy’deki paşa köşklerinin bahçelerini düzenlerdi, annem de temizlikçilik, aşçılık yapardı. St. Benoit’yı bitirdikten sonra Vatikan ’da Kilise Hukuku tahsili yaptım. Geçen seneye kadar Türk vatandaşı değildim. Geçen yıl Başbakan Erdoğan kendisini ziyaretimizde konuyla bizzat ilgilendi. Türk nüfus kağıdımı ve pasaportumu çalışma ofisime kadar göndermek büyüklüğünü de gösterdi.