Türkiye'nin en ünlü eğlence mekanının işletmecisi Şefik Öztek, Laila'ya ‘‘düzgün ve estetik’’ şartıyla her insanın girebileceğini, söylentilerin maksatlı olduğunu söylüyor.
Mini etklinin de, türbanlının da Laila'ya gelip eğlenebileceğini söyleyen Şefik Öztek, ‘‘Ama adam çok ünlü biri. Belinde sihahı, girmek istiyor. Saatlerce dil döküyor ve engelliyoruz’’ diyor.
Laila’nın kuruluş hikayesi
- Yaklaşık 15 sene Ahmet ağabeyimin kurduğu tekstil şirketimizde çalıştım. ‘‘Shopping Club’’ adlı mağazalar zinciri kurdum ama, sonunda farkına vardım ki, sevmediğim bir iş yapıyorum. Benim içimde öyle sanayici ruhu yok, o işleri bıraktım. Dekoratör bir arkadaşımla şu anda kışlık Laila'nın olduğu yerde Turqoise adlı bir lokanta açtık. İçindeki 15 kamyon çöpü attıktan sonra muhteşem Horasan tuğlalar ortaya çıktı, 700 yıllık Bizans binası. Lokantada ayrıca sanat galerisi, antikalar, hatlar, fermanlar falan da vardı. Bende eski eserlere, binalara karşı büyük bir tutku var. 200 bin dolarla bu işi kıvırırız dedik, 1 milyon dolara çıkınca ciddi bir yatırım oldu. İlk üç ay işler çok iyi gitti, ikinci sene kötü oldu. Çünkü işin içinde eğlence yoktu. Türkiye'de yemeğin en iyisini sat, servisin en iyisini ver, içinde eğlence yoksa tutmuyor. Üçüncü sene iş yatınca Paris'te Türklerin uğrak yeri olan Buddha Bar'ın İstanbul şubesini açtım. Sonradan açılanlar gibi taklit değildi, 100 bin dolara isim hakkını aldım. Dükkan büyük ilgi topladı, insanlar kapılarda kuyruk oldu. 99 yazında Buddha'nın yazlığını açmak için Pasha'a gittiğimde, baktım ki Alarko işi devretmeyi düşünüyor. İki gün düşündükten sonra Pasha'nın tamamını almaya karar verdim. 28 gün içinde mekanı toparladık, dekorunu değiştirdik. İlk üç hafta yemek ağırlıklı gitti, baktım kulüp olamıyoruz. Bir gecede bir restoranı yok edip orasını da bar yaptım. Gerçekten de ertesi gün hem gece kulübü, hem restoran olarak çok popüler oldu.
Adam çok ünlü biri, ama silahla girmek istiyor
Şefik sigaranın birini söndürüyor, ötekini yakıyor. Laf aramızda yüzü biraz sarı, gözlerinin altı çökmüş. Sabah golf oynadığı için mi acaba?
- Yener ağabey, yürüyen bir ceset gibiyim, çok ciddi şekilde yoruldum. Hizmet satmanın dünyanın en zor işlerinden biri olduğunu geçen dört yılda çok iyi anladım. İnsanları dinlemekten de yorgun düştüm. Psikolog olsam günde 10 insan dinlerim, bense her gece en az 50 kişi dinliyorum. Mesela biz içeriye güvenlik güçleri dışında silahlı insan almıyoruz. Çok ünlü birisi silahla girecek ya da koruması silahlı olacak. İzah ediyorum ‘‘Ünlüsünüz, kırmızı ruhsatınız da var ama, belki sizin hasmınız da kırmızı ruhsatlıdır. Gelip sizi beyninizden vurursa ne olacak? Halbuki ikinizin de silahı yoksa kimseye bir şey olmaz’’ diye. Kimisi restorandaki hesabı yüksek bulur, kimisi içkisinin 15 dakika geciktiğini söyler. Kapıda kocaman yazılıdır ama, hálá 15 yaşındaki çocuğunu içeri sokmak için bin tane şey anlatanlar olur. Bu yıl bir günlüğüne Bodrum Türkbükü'ne gidip denize girdim. Bunun dışında 1,5 yıldır hiç tatil yapmadım, İstanbul dışına çıkmadım. Sabah uyandığımda sesim travestiler gibi çatlak çatlak çıkıyor.
Şebnem Dönmez'in görünümü çok hoştu
Şefikçiğim herkesin kıyafetine dikkat ediyorsun, ama sutyen üstüne pareroyla giren sunucumuzu görmedin herhalde.
- Ben o gece bir toplantıdan dolayı kulübe geç saatte gittim. Güvenlik şefimiz uygun görmüş ki içeri buyur etmişler. Şebnem Dönmez'in o geceki halini gazetede gördüm. Doğrusu çok seksi ve hoş bir görünümü vardı. Ayrıca ben üstünde kıyfet falan da görmedim, neyini kontrol etsinler!..
Diyelim ki başörtülü, türbanlı bir konuğun geldi kapıya.
- Beni hiç alakadar etmez kimsenin dini inancı. Elbette alırım, yeter ki onlar buyursunlar gelsinler.
En az rakı içiliyor
Müşterilerimiz saat 19.00'dan itibaren yemeğe gelmeye başlar, kulübe gelişler ise 02.30'a kadar sürer.
Bizde en fazla tüketilen içki votka-tonik, onu viski ve bira izliyor. Yemeklerde ise şarap tüketimi daha ağırlıklı. En az içilen ise rakı. Fiyatlarımızda rakı 7,5 milyon, viski 11 milyon, şarap 7,5 milyon, bira 6,5 milyon.
Sarhoş olan kişiye içki vermeyiz ve kendisini kibar bir dille dışarı çıkarırız.
Türkçe çalınca müşterinin şekli değişiyor
Laila'da yerli olarak sadece iki sanatçımızı çalıyoruz, Tarkan'dan ‘‘Ay’’ ve Mirkelam'dan ‘‘Unutulmaz’’. Daha fazla Türkçe çalarsak müşterinin şekli değişiyor, onu da biz istemiyoruz.
Tekne servisimiz arzu eden müşterilerimizi yalılarından ya da istedikleri iskelelerden getirir ve götürür. Bu servisimiz ücretsizdir, isteyenler bahşiş verirler.
Ses kirliliğini engellemek, yasal ölçü 90 desibelde kalmak için kolonlarımızı küçültüp, çeşitli alanlara daha sık yerleştirdik.
Gece kulübümüz 1500 kişi alıyor, restoranları da eklerseniz toplam rakam 4 bine ulaşır.
Laila'da şişesi 20 milyon olan şarap da var, 150 milyon olan da. Şampanyanın şişesi 250 milyon ama, bize girişi 210 milyon.
Yanımızdaki otoparkta akşamdan sabaha kadar her gün tam donanımlı bir ambulans içinde doktor ve hemşire ücretsiz hizmet veriyor. Alkol komasına girenle de karşılaştık, tansiyonu düşenle de, düşüp ayağını sakatlayanla da.